Sıra Çimento’da Mı?
Türkiye’de konu, ‘tarihi kentsel doku ve tarihi yapılar’ olduğu zaman sözü geçen tek kurum,Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ya da daha çok bilinen adıyla, Anıtlar Yüksek Kurulu. Peki, Kurul, eldeki için ne dedi? Daha ne kadarına ‘onay’ verdi?
Hatay, Adana, Adıyaman, Gaziantep, İçel, Kahramanmaraş, Malatya, Kilis, Osmaniye… Bu iller, Adana Koruma Bölge Kurulu ‘sorumluluğunda’ olan iller. Ortalama 7 Kurul üyesinin görev yaptığı bu önemli yapıların Antakya gibi dünü ‘arşivlemekte’ sorun yaşayan illerin can simidi olduğunu söylemek abartılı olur mu? Olmamalı! Özellikle de eldeki son örneğin orta yerinde dururken ve o sona ekli fotoğraf karelerinden damlayan Antakya’ya bakarken…
-SORALIM-
Peki, bu kentin tescilli tarihi evlerinde olası en küçük bir tamirin bile yazışmalara konu edildiği bir işleyişte, bu evlerin orta yerinde olan bir yolun onarımını var olan kimliğe uygun hale getirmek niye bu kadar zor, soralım mı? Sorarken de, eldeki bu tek soruyu, bu kentin bu anlamda sorumluluğunu üstlenen Adana Anıtlar Kurulu üyelerine yöneltelim! Çünkü bu üyeler; arkeoloji, şehir planlama, mimarlık, sanat tarihi ve yeni getirilen esasla da hukuk konularında uzman isimler. Hatta yöneltmekle de kalmayalım, ‘tescilli’ olmadığı için ‘istenen malzemenin kullanıldığı’ ifade edilen bir ‘yol’ yapım çalışmasının ‘arkeoloji, şehir planlama, mimarlık, sanat tarihi;’ başlıklarında nasıl açıklanabileceğini merak ettiğimizi de ekleyelim!
-VATANDAŞ SORSUN!-
‘Yaptık-Oldu’ hizmet algımızın geldiği son halin ‘korkutucu’ boyutuna dair en net kareyi ellerimize tutuşturan bu son Antakya Belediyesi ‘yol çalışması’ için konuşmaya devam edenler mi?
“Anıtlar Kurulu, evlerimize izinsiz tek bir çiviyi bile çaktırmazken, bu ‘korunduğu’ söylenen evlerin taş duvarları arasına öylesine rahat bir şekilde asfalt dökülmesine izin verdi ki, anlamadık. Bunu nasıl görmezler anlamadık. Bunu nasıl görmezden gelirler, anlamadık. Peki, bunun anlamı ne? Bundan sonra, bu yapılara ve kentin bu yakasına uysun ya da uymasın, herkes dilediğini yapmakta özgür mü? Mesela yıkılan, çöken ya da tamir gerektiren evlerine istedikleri malzemeyi bundan böyle ekleyebilirler mi? Çimentonun sağlamlığında, bu yapıların ahşap ve taş bedenlerine dayanak çıkabilirler mi? Bu yapıların dilinden anlayan asıl ustalar yerine inşaat işçileri ve inşaat ustası ile bu evlerde istedikleri inşaat çalışmasını yapabilirler mi? Cevap ‘evet’ mi yoksa ‘hayır’ mı?”
-MESAJIMIZ!-
Bu kentin bacasız sanayisi konumundaki ‘turizm’ için ‘marka komisyonları’ kuran, kent adına ‘logo’ çalışması gerçekleştiren, ‘Hatay Günleri’ başlığında fuar organizasyonları gerçekleştiren kent yöneticileri, sahi bunca çabayı ne adına ortaya koyuyor, söyler mi? Çabamız samimi ise, eldeki bu son ne? Bu sona eklediğimiz ‘ZİFT’ ne? Dizilere konu olan kadim toprakların ortasından akmaya başlayan bu siyah asfalt ile verdiğimiz mesaj ne? Antakya’ya gelenlere kendimiz adına paylaştığımız yeni hikaye ne?
24Cevaplar noktasında henüz çok net değiliz… Peki, bundan sonra ne olacak? Hele ki, Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci’nin 2017’nin hemen ilk ayı içinde verdiği bir açıklamaya yansıyan şu ifadeler ne olacak?
”Bir yandan sahip olduğumuz kültürümüzü YAŞATIRKEN, bir yandan da tarihi dokuyu KORUMAYI, değerli eserlerimizi, binalarımızı restore ederek bizden sonra gelecek kuşaklara da en güzel şekilde ulaştırabilmeyi çok önemsiyoruz. Antakya’da tarihi dokuyu ayağa kaldırmakla ilgili yapılacak projeler Adana’daki Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından DENETLENİYOR. Ancak projeler çok uzun zaman alıyor. Bunun için, Hatay’da yeni bir Anıtlar Yüksek Kurulu kurulması için milletvekillerimizin, teşkilatımızın ve hükümetimizin destekleriyle taleplerimizi ilettik. Talebimiz KABUL edildi ve ÖN ONAY aldı. İnşallah kısa bir zamanda Hatay’ımızda Anıtlar Yüksek Kurulu’nun oluşturulacağının MÜJDESİNİ vermek isterim.”
-SON SORU-
Son soru, bu açıklamanın sahibi Antakya Belediyesi’ne gelsin… Heyecanla paylaşılan bu ‘Müjde’, eldekinin yanlışlığında ısrar edenleri durdurabilecek mi? Yoksa bahse konu o ‘müjde’, siyah asfaltın kalp atışlarını tüm bedene mi yayacak? Hangisi? -Tamer Yazar-