Antakya tarihin yaşadığı, solunduğu kent. Neler yaşanmamış ki… Dinlerin ilkleri mi dersiniz, havariler mi dersiniz, savaşlar, Haçlılar, kuşatmalar, açlık, su, kültür… Ve depremler.
İÖ. 120-iÖ. 61 yılları arasında yaşamış bir Antakyalı ozan var. Aulus Licinius Archias. Çocukluğunu geçirdiği Antakya’da fazla kalmıyor. Önce adım adım Anadolu’yu gezer. Ardındansa Yunanistan üzerinden İtalya’ya gider. İtalya’da tanınır; İtalyan yurttaşlığına geçer. Ne ki bir İtalyanın şikâyeti sözkonusudur. Archias’ın uygun olmayan bir yolla yurttaşlığı aldığını savlar. Çok ilginç bir durum oluşur: Archias’ı ünlü Cicero savunur. Cicero düşünürdür, söylevcidir. Savunusunda şöyle der:
“Sayın Yargıçlar, bu adamı koruyunuz; onun dürüstlüğünün, dostlarının saygınlığıyla olduğu kadar eskiliğiyle de onaylandığını görüyorsunuz; öte yandan, sandığınız gibi, onun bu derece büyük dehasının yüce kişilerin dehalarınca peşine düşüldüğünü anlıyorsunuz; bu dava gerçekten yasanın yardımıyla, eyaletinin yargısıyla, Lucullus’un tanıklığıyla, Metellus’un kayıtlarıyla kanıtlanacak türdendir. Madem ki durum böyledir, sayın yargıçlar, sizden ricam, böyle büyük dehalarda sadece insana özgü bir yetkinlik değil, aynı zamanda tanrılara özgü bir yetkinlik de olması gerekiyorsa, sizi, komutanlarımızı, Roma halkının tarihini daima onurlandıran, hatta bizim ve sizin son zamanlarda geçirdiğimiz iç tehlikelere özgü ebedi bir kanıt oluşturacak bir eser vereceğine söz veren, her zaman herkesin nazarında kutsal sayılan ve öyle söylenen kişilerden biri olan bu Archias’ı öyle himayenize alın ki, sertliğiniz yüzünden zarara uğramış görülmekten çok, insaniyetiniz sebebiyle rahata kavuşmuş görülsün.” (Cicero, Şair Archias Savunması, Çiğdem Dürüşken, Bedia Demiriş, Kabalcı Y., 1998). Cicero savunmasında özel hukuksal yöntem uygular; Archias’la birlikte Roma şiirini savunur, yüceltir.
Cicero ile Archias davayı kazandı mı? Bilinmiyor.
Havariden, din adamlarından da önce Antakya’yı tarihle, şiirle buluşturan kişidir Şair Archias.
YORUMLAR