Kalıcı kanunlarla düzenlenmeli…
Hatay ve diğer kentlerdeki azınlık toplumlarına mensup hukukçu, akademisyen ve yöneticilerin katılımıyla, Azınlık Vakıflarının Yönetim Kurulu seçimlerini düzenleyen yeni yönetmeliğe dair bir değerlendirme toplantısı düzenlendi. Yönetmeliğin ilgili 10. Maddesi’nin, vakıflar üzerinde vesayet kurulmasına olanak tanıdığını söyleyen Avukat Can Terbiyeli, toplantıya İskenderun’dan katıldı.
Türkiye’de azınlıklara ait dini vakıfların kendi yönetim kurullarını seçmesine olanak tanıyacak yasal düzenlemenin, yönetmeliklerle değil, anayasada, kalıcı kanunlar eliyle düzenlenmesi gerektiği ifade edildi. Hatay ve diğer kentlerdeki azınlık vakıflarının yönetim kurulu seçimlerini düzenleyen yeni yönetmeliğe dair değerlendirme toplantısı, Anadolu Din ve İnançları Platformu tarafından düzenlendi. Avukat Can Terbiyeli, toplantıya İskenderun’dan katılım gösterdi.
-UYGULAMA-
Kilise vakıflarının yönetim kurulu üyelerinin seçiminde ‘devlet şartı’ uygulaması 2013 yılında kaldırılmıştı, azınlık vakıflarının yönetim kurullarının seçimlerini düzenleyen yönetmelik de iptal edilmişti. Ancak yönetmelik olmadığı için azınlık vakıfları o tarihten bu yana yönetim kurulu üyelerini resmi olarak seçemiyor. Kilise mülkleri de seçilmiş kurullar tarafından değil, idari personel tarafından yönetiliyor. Mevcut düzenlemeye göre, vakıflara ait kiliseler, manastırlar, kilise hastaneleri ve huzurevleri, İslami sisteme göre organize ediliyor. Vakıfların yönetimi de geçici yönetmeliklerle sağlanıyor.
Hristiyan cemaatlerin temsilcileri, vakıflarla ilgili bu hukuki belirsizliğin, gayrimüslim cemaatlerin mülkleri açısından tehlike oluşturduğunu düşünüyor. La Croix International adlı haber portalına göre, Türkiye’de azınlıklara ait 167 vakıf bulunuyor. Bunlardan 77’sinin Rumlara, 54’ünün Ermeni cemaatine, 19’unun da Yahudilere ait olduğu belirtiliyor.
-VESAYET RİSKİ-
AGOS Gazetesi’nden Sevan Ataoğlu’nun Genel Sekreterliğini üstlendiği Anadolu Din ve İnançları Platformu tarafından düzenlenen toplantıya İskenderun’dan katılan Avukat Can Terbiyeli, bu konudaki mevcut yönetmeliğin, cemaatlerin 9 yıllık beklentilerini karşılamadığı, çok kapsamlı ve diğerlerine nispeten detaylı hazırlanan bu yönetmeliğin, hukuk tekniği açısından da kısıtlayıcı olduğu yorumunda bulundu.
Yönetici adayının uygunluğu ile ilgili Vakıflar Genel Müdürlüğü onay kriterlerinin yeterince açık olmadığını belirten Can Terbiyeli, yönetmeliğin ilgili 10. Maddesi’nin, vakıflar üzerinde vesayet kurulmasına olanak tanıdığını da sözlerine ekledi.
İskenderun ve Antakya’da nüfusu çok az olan Yahudi vakıfları ile İstanbul’da Rum vakıflarının, nüfus yetersizliğinden ve nüfus dağılımından dolayı yeni yönetmelik bağlamında zorluklar yaşayacağını söyleyen Terbiyeli, hastanesi olan cemaat vakıflarının yönetmelik ile ayrıştırılmasının da anayasaya ve Lozan Antlaşması’na aykırı olduğunu vurguladı.
Tamer Yazar