Mardin’i yazdı, Antakya’yı unutmadı!
Ertuğrul Günay: “Hatay’dan başlayıp Gaziantep, Şanlıurfa ve Diyarbakır merkez olmak üzere birçok çevre ili de içine alan bu coğrafya; mimarisi, mutfağı ve müziği ile gerçekten eşsiz ve çok etkileyici bir yolculuk rotasıdır.”
Mardin’i anlatan bir yazı kaleme alan, Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay, Antakya’yı da bu anlatımları arasında es geçmedi. “Anadolu’nun hiçbir kentinde -elbet Antakya’nın hakkını da teslim ederek- camileri, kiliseleri bu kadar iç içe, yan yana göremezsiniz” diyen Ertuğrul Günay’ın anlatımına yansıyanlar şöyle:
“Güneydoğu Anadolu’nun kültürel zenginliği ve turizm potansiyeli bende hep Endülüs çağrışımları yaratır. Bunu daha önce de yazdım. Hatay’dan başlayıp Gaziantep, Şanlıurfa ve Diyarbakır merkez olmak üzere birçok çevre ili de içine alan bu coğrafya; mimarisi, mutfağı ve müziği ile gerçekten eşsiz ve çok etkileyici bir yolculuk rotasıdır.”
Hürriyet Gazetesi’ndeki yazısında, Mardin’in, iç içe geçmiş kültürleri ve inançları misafir eden tablosuna dahil ettiği Antakya’nın da buna dair özelliğinin altını özenle çizen eski Bakan Günay’ın tespiti şöyle:
“Bu şehrin insanı etkileyen birçok özelliği sıralanabilir. Tarih boyunca ve hatta bugün nice kavmin ve dinin ahenk içinde yarattığı bir birlikte yaşam kültürüdür, Mardin. Asurlulardan bu yana; Araplar, Süryaniler, Kürtler, Ermeniler, Türkler ve daha niceleri bu şehrin yamaçlarına yerleşmişler, bugün merak ve hayranlıkla gezilen nice eser bırakmışlar. Anadolu’nun hiçbir şehrinde -Antakya’nın hakkını da teslim ederek- bu kadar iç içe, yan yana, duvar duvara camiler, medreseler, manastırlar, kiliseler göremezsiniz. Mardin’de bu mabetlerin sadece binaları değil, sedaları da, duaları da iç içedir.”
Yazısında, Mardin’de, eski ve yeni kent arasında hızla yükselen-yükseltilen beton yapılara da işaret eden Günay, benzer sıkıntıların, ‘tescilli’ evlerin biriktiği Antakya gibi kentler için de geçerli olduğunu dile getirdi. Peki, Mardin’den yola çıkan ve kadim toprakların kenti ilimize de uğrayan bu tespite katılmamak mümkün mü? Özellikle de, dünyanın ilk ışıklandırılmış caddesi ünvanlı Kurtuluş Caddesi’ndeki beton hakimiyeti gerçeğinde dururken ve bu gerçeği omuzlayan yerel idarecilerin ‘tescilli evler’ arasında ısrarla ‘asfalt yol’ çalışması yapmasını izlerken! -Tamer Yazar-