Baba ve Kayınbaba kriteri!
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yeni kabinesi için bir değerlendirme yapan Dr. Necmettin Çalışkan, “Yeni Tas Eski Hamam” ifadesini kullandı.
Saadet Partisi’nin, geride kalan 24 Haziran seçimlerinde Hatay 1. Sıra Milletvekili Adayı olan Necmettin Çalışkan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile değişen yönetim tablosuna eklenen isimleri ve oluşan son Türkiye resmini değerlendirdi. Seçimin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin resmen başladığını ve yeni kabinenin de ortaya çıktığını söyleyen Çalışkan, “Artık hiçbir bahane kalmadı. 2002’de işbaşına geldiklerinde önce ‘hele bir Cumhurbaşkanlığını alalım o zaman görün’ dediler. 2007’de Sezer gitti, Ak Parti Cumhurbaşkanı seçti. Sonra referandumlar, ustalık dönemi ve son olarak da başkanlık. Çoktandır her şey Başkanlık’a endeksliydi. Artık mazeret kalmadı. Başkanlık gelince sözde ekonomi düzelecek, terör bitecek, şöyle şahlanacağız-böyle büyüyeceğiz gibi söylemlerin cevabını merakla bekliyoruz” dedi.
-FONKSİYONSUZ!-
Yeni sistemle beraber fonksiyonunu neredeyse tamamen yitiren Meclis’teki Vekil sayısının 600’e yükseltilmesinin mantığının anlaşılamadığını ifade eden Çalışkan, oluşan Kabine için şunları söyledi:
“Öncelikle, bu kabine, son 16 yıl içerisindeki Millî Görüş kökenli bakanların en az bulunduğu yapı olarak göze çarpıyor. İçerisinde sadece bir tane dededen torpilli milli görüşçü var. Bu millet, babası hacı/hocalara şahitti, ama dededen torpillisine de ilk kez razı olmak zorunda kaldı.
Kamuoyunda yeni kabine, cumhurbaşkanının söyleminden mütevellit, ‘şirket’ diye anılmaya başlandı. Ama gelin görün ki, piyasalar, damadın hazinenin başına geçmesini pek hoş karşılamışa benzemiyor. Aile Bakanı ise ‘Aile’den torpilli görünüyor. Ülkemizde çok ciddi aile sorunları var. Bakalım yeni Bakanımız bu problemlerle baş edebilecek mi?
Sanki ülkede spordan anlayan başka hiç adam kalmamış gibi, aslında sporu spor olmaktan çıkartan iddia oyunlarını yöneten bir kumar kurumunun tepesindeki adam Bakan yapıldı. Ticaret Bakanı’nın da özel sektörden gelen biri olması, kabinenin genel şirket mantığının bir yansıması olarak görünüyor. Bu kadar önemli bir Bakanlığa bir şirket yöneticisinden daha ziyade dünya ekonomisine daha aşina biri olmasını beklerdik.
Anlaşılan o ki, kabine ve yeni sistem üzerindeki olası tartışmaları bertaraf edebilmek için gündem kedicik operasyonuyla değiştirilmiş oldu. Çünkü adı geçenlerin neler yaptığı yıllarca göz önündeydi. Neden bu kadar zaman beklenip şimdi düğmeye basıldı?
Sonuç olarak, diğer Bakanlara da bakınca, kabinede Bakan olmanın şifresinin baba ve kayınbaba kriteri olduğu ortaya çıkmış oldu.” -Tamer Yazar-