Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bakımsız duvarlarına lambalar takmışız…

Boş kalan damına ise

Boş kalan damına ise çatı eklememişiz…

Kesme taş kaplı avlusu, avlunun güney doğusundaki kesme taş yapısı, kuzeybatısındaki minare ve sıralı odaları, kırklar yatırı ile bitişik haliyle, Ulu Cami Külliyesi, eski kentin ön cephesinin en görkemli resmine çerçeve olmayı sürdürüyor.

“16. yüzyılda yapılmış olup, Selçuklu tarzını anlatır. Tonozlu ve düz çatılıdır. Kitabesinde, Hicri 1117 tarihi bulunmaktadır. Asi kenarındaki bu caminin içi, diğer tüm Türk camilerinde olduğu gibi çok sadedir. İçi, kıymetli halılar ile kaplı caminin duvarlarında, altın harflerle yazılmış ayetler vardır.

Bu caminin, Memlûk dönemi eseri olduğu, Osmanlı döneminde bir kaç defa onarım gördüğü sanılmakladır. Doğu- batı yönünde uzanan dikdörtgen planlıdır. Caminin, Osmanlı tarzında yapılmış silindirik geniş gövdeli ve yüksek minaresi şerefeli, sivri külahlıdır ve bir kaç defa tamir görmüştür. Üzerindeki 1704 tarihli kitabe, bir kaç onarımdan birine ait olmalıdır. Avlusu; geniş, taş döşeli, şadırvanlıdır. Mimarı ve yapılış yılı bilinmemektedir.  Üzerinde, 1872 depreminden sonra onarıldığını gösteren 1874 tarihli bir kitabe bulunmaktadır.”

-BEKLENTİ!-

Ona dair anlatılanların görkemli detaylarında dururken, beklentilerini sıralayanlar da yok değil! Eski kent Antakya’nın görkemli kimliğinin ön cephesinde duran Ulu Cami için “bakım ve onarım şart” diyen vatandaş da, esnaf da, ortak bir beklentide buluşuyor. En çok da, “Dükkânlarının bakımsız duvarlarına lambalar takmışız!

Boş kalan damına ise çatı eklememişiz…” derken!

Tamer Yazar