DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın kısa süre içinde tarihi bir çağrı yapacağını duyurdu. Bakırhan, çağrının önemine vurgu yaparak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sürece dahil olmaya davet etti.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın önümüzdeki günlerde tarihi bir çağrı yapacağını belirten Bakırhan, sürecin takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
Bakırhan, bu çağrının sadece parti açısından değil, Türkiye siyaseti ve demokratikleşme süreci açısından da kritik bir dönemeç olduğunu söyledi.
“Öcalan, kısa sürede tarihi bir çağrı yapacak”
Tuncer Bakırhan, Öcalan ile yapılan görüşmelerin ardından tarihi bir sürecin kapıda olduğunu belirtti. Açıklamasında, “Sayın Öcalan, önümüzdeki günlerde tarihi bir çağrı yapmaya hazırlanıyor. Kısa sürede bu çağrıyı yapacak ve bizler de bu süreci dikkatle takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’a çağrı: “Tarihi rolünüzü oynayın”
DEM Parti lideri, çağrının önemine dikkat çekerek, hükümeti bu sürece duyarlı olmaya çağırdı. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sorumluluk alması gerektiğini ifade eden Bakırhan, şöyle konuştu:
“Bu çağrı tarihi bir nitelik taşıyor. Bizler bu süreci destekliyoruz. Ancak iktidarın da bu çağrıya uygun bir tavır sergilemesi gerekiyor. Sayın Bahçeli, yürütmenin başında değil. Erdoğan’a burada büyük bir sorumluluk düşüyor. Top artık Erdoğan’da. Türkiye halkları demokratikleşmeyi bekliyor, güven artırıcı adımların atılmasını istiyor. Oyalanmak yerine cesur bir lider olun. Biz her zaman eşit yaşamdan yanayız, yönümüz demokrasi ve barıştır. Tüm engellemelere rağmen bu yolda yürümeye devam edeceğiz.”
“Türkiye’de demokratikleşme kalmadı”
Konuşmasının başında iktidara yönelik sert eleştirilerde bulunan Bakırhan, AKP’nin demokratikleşme söylemiyle iktidara geldiğini, ancak bugün ülkede demokrasinin izlerinin dahi kalmadığını dile getirdi.
“Bugün geldiğimiz noktada, geçmiş günleri bile arar hale geldik. Türkiye’de yargı bağımsızlığı yok, özgür medya baskı altında, demokratik haklar gasbediliyor. Bürokrasi tamamen liyakatten uzaklaşmış durumda. Tek kriter, iktidara yakın olmak. Akademisyenler ihraç ediliyor, gazeteciler hapsediliyor. Kimse kimseyle dayanışmasın istiyorlar. Ancak biz her zaman halkın yanında olacağız, adaletsizliklere karşı sesimizi yükselteceğiz.”
Kayyum politikalarına tepki: “Bir halkın iradesini yok sayamazsınız”
Belediyelere yönelik kayyum uygulamalarının devam ettiğini belirten Bakırhan, bu durumu halkın iradesine yapılan bir müdahale olarak değerlendirdi.
“Kayyum rejimi, halkın seçme ve seçilme hakkını gasp eden bir anlayıştır. Hangi partiden olursa olsun, tüm yerel yönetimlere sahip çıkmaya devam edeceğiz. Siirt Belediyesi’ne kayyum atayanlar, aslında halkın iradesini yok saymaktadır. Bir halkın umudunu çalmak, ekmeğini çalmaktan daha büyük bir vicdansızlıktır. Cezalandırılan şey halkın eşitlikçi hizmet talebidir. Kayyum atamaları, Kürt düşmanlığının bir göstergesidir ve modern sömürgeciliğin en karanlık yüzüdür.”
“Barış, baskıyla değil demokratik iradeyle sağlanır”
Barış sürecine de değinen Bakırhan, hükümetin sorunun çözümü için samimi adımlar atması gerektiğini söyledi.
“Biz bu sürecin barışa evrilmesini istiyoruz. Ancak barış, Kürt halkının boynuna basılarak sağlanamaz. Demokratik bir uzlaşıya ihtiyaç var. Barış, devletin bir zafiyeti değil, aksine güçlü bir iradenin göstergesidir. Bugün hâlâ savaş ve çatışma politikalarından medet umuluyor. Bu ülkenin kaynakları savaş baronlarına aktarılmaya devam ediyor. Daha kaç genç hayatını kaybetmeli, daha kaç insan yerin…