Barış

Gerçeklik yıkıma uğratılıyor. Yamuktulan, çarpıtılan, içi boşaltılan gerçek; sözde gerçek.

Jean Baudrillard tarafından ortaya atılan hipergerçeklik kavramı medya gerçekliğini yüceltir mi eleştirir mi, pek belli değil.

1 Eylüller Nazi işgallerinin başladığı tarih. Dünya Barış Günü olarak anılır. Kutlanması çok zor, anılır. Bugün yaşananlar barış falan değil. Bunu herkes biliyor; Leonard Cohen’in şarkısındaki gibi. Zarların hileli olduğunu herkes biliyor. Everybody knows…

Yugoslavya, Libya, Irak, Suriye, Afganistan, Azerbaycan, Ukrayna, Filistin… Öncekileri sayarsak listenin içinden çıkılmaz. Savaşların, kıyımların, göçlerin sonu gelmiyor. Çok uygar sayılan Batı saldırılarıyla, kıyımcılara verdiği destekle haklı nefret uyandırıyor. İsrail’in Filistin halkına uyguladığı soykırım insanlığın gözü önünde sürüyor. İnsanlığın erdemli yanı bu kötülüğü nasıl önleyemez! Korkunç bir durum.

Barış insanlığın özlemi. İçi boşaltılmış kavramlarından.

Yeni emperyalizmde aracı, maşa savaşanlar karşılaşmakta (vekâlet savaşları). Aralarında paralı şirket askerleri, kendilerine ideolojik kılıflar uydurmuş terör örgütleri, silahsız görünümlü Troya sivil toplum örgütleri, ekonomi kuruluşları var.

Tümü sinsidir. Mustafa Yıldırım’dan esinle söylersek Sivil Örümceğin Ağında çırpınan üçüncü dünya.

İletişimin, düşünceni duyurma olanağının bunca geliştiği evrensel koşullarda silahın saçmalığı bir yana, elinde bombayla, kaleşnikofla…barış istiyor gözükmenin anlamı nedir? Aldatmadan, sahtelikten başka bir nen değildir. Açık söyleyelim, PKK’nın barış isteği saçmalıktır. Barışa ihanettir. ABD, PKK’nın kendi ordusu olduğunu açıklıyor. Fidel Castro kınama düzleminde aynı gerçeği belirtmişti. Barış, dem adlı partinin de dilnden düşmüyor. Barış! Hadi ordan.

Terör örgütü barışçı kesilmiş. Sanırsın TSK saldıran, yakıp yıkan, nedensiz, gerekçesiz operasyon düzenleyen güç ama pkk ve yancıları çiçek sulama derneği! İnsan aklıyla bu denli dalga geçilmez.

Savaş kışkırtıcılığı eylemler arasında komşu devlete işgaller, tacizler uygulamak var. Yunanistan’ın Türkiye’ye yaptığı budur. Lozan Antlaşmasıyla silahsız ve Türkiye’ye ait bulunan adalar Yunan işgali altındadır. Dem ve benzerlerinden işgalle ilgili bir kınama, eleştiri duyamazsınız.

Bu ne yoğurdun bolluğu, anlamak olanaksız.

Barış, insanlığın erdemli, saygın, yakıcı özlemidir.