Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Karasu

Barış İçinde Bir Arada Yaşayabilmek

BARIŞ YASALARI

*Vazolarımızdaki karanfillerden önce soluyor oğullarımızın yüzleri, annelerimiz sandıklarda saklanan yazmalar gibi yaslı.

 Öldürmeyeceksin!  Öldürüyorlar.

*Ağaçları ışıtan şimşekler değil, çiy taneleridir.

Savaşmayacaksın!  Savaşıyorlar.

*Öfke, kapılarına bağladıkları gök gürültüleri onların.

 Öfkelenmeyeceksin! Öfkeleniyorlar.

*Yüreklerimiz sonsuz çayırlarımız bizim, yaz yağmurlarıyla serinleyen.

 Seveceksin! Sevmiyorlar. (TYS Bildirisinden)

5 gün sonra 1 Eylül. Dünya Barış Günü.

İkinci Dünya Savaşı’nın fitilini ateşleyen kıvılcımın nasıl parladığını bugün ancak tarih kitaplarından okuyabiliyoruz.

Bundan 83 yıl önce, 26 Ağustosun ilk saatlerinde, Almanya’nın Polonya sınırındaki bir gümrük ofisi ile bir radyo istasyonu saldırıya uğrar. Saldırıda 9 Alman askeri yaşamını yitirir. Alman basını ayağa kalktı, tüm manşetler, Polonyalı hainlerin(!) yaptığı katliamdan söz ediyordu.

Hitler bu fırsatı kaçırmadı. Dört gün sonra, 1 Eylül 1939 günü Alman orduları Polonya sınırını aşıp tarihin en kanlı savaşını başlattılar.

İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya’yı işgaliyle başladı. Ardında elli iki milyon ölü, yüz milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. Savaş, Mayıs 1945′te son buldu.

İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, savaşın başlamasından 50 yıl sonra, Dünya Barış Günü olarak ilan edildi.

Savaşların olmadığı, sevginin egemen olduğu bir dünyada yaşamak tüm insanlığın umududur.

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, terörden arınmış bir dünyada, mutluluğa, huzura, sevgiye, hoşgörüye, kardeşliğe ve evrensel barışa hep beraber kucak açmak düşüncesiyle bildim bileli çalışmalar yaparız.

Günün adı Dünya Barış Günü, ama günümüzde hangi  barıştan söz edilebilir?

“Devletler birbirlerine diş bilerken, savaş ilan etmek için bahaneler yaratırken kapitalist düzende, silah tüccarlarının organize ettiği menfaat savaşlarında hep masumlar ölüyor, gerçek halk açlık ve sefaletle karşı karşıya kalıyor.”

Başta Ukrayna ve Filistin bölgemizde her gün masum insanlar ölüyor.

 “Arap Baharı” diye bize yutturulmaya çalışıldı, Ortadoğu’nun emperyalizmin çıkarları doğrultusunda mezhepsel bir anlayışla yeniden dizayn edilmesinin amaçlandığı ortaya çıktı.  Irak, Libya uzun bir süre kan gölüne dönüştü. Tunus, problemler ortada. Mısır henüz rayına oturmuş değil. Lübnan barut fıçısı

Suriye’ye gelince, Mart 2011′de masumca başlayan eylemler cihatçıların kısa sırada devreye girmesiyle boyut değiştirdi.  Sonuç, on milyon Suriyeli mülteci durumda. Gittikleri yerlerde düştükleri durum ortada. Cihatçıların vahşice infaz ettiği yüz binler… Cihatçıların, ele geçirdiği yerleşim alanlarında, halka dayattıkları çağdışı yaşama biçimi…

1 Eylül, sadece lafta kalacak olan belirli barış mesajlarının verildiği simgesel bir gün olmaktan çıkarılmalı artık.

Yaşadığımız coğrafyanın barış ve kardeşlik bölgesine dönüşebilmesi için kültür- sanat ve benzeri tüm aktiviteleri büyük bir olanaktır, büyük bir referanstır.

Bir gün, içinde bulunduğumuz coğrafyaya gerçek barışın geleceği umudunu koruyarak Büyük önderin deyimiyle “Dünyada ve yurtta barış”ı diliyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER