Peki ya diğer Gazeteciler?
Kovid-19 aşılama programı kapsamındaki öncelikli gruplara, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından verilen basın kartını taşıyan gazetecileri de ekleyen Sağlık Bakanlığı’nın bu son kararı tartışma başlattı. Basın kartı olmayanlar noktasında “ayrımcılık” yaratan kararı eleştiren Hatay’daki sektör çalışanları, “Bu yanlıştan dönülmeli” dedi.
2020 senesi başlarında şöyle bir haber okuduk… “Başkanlık Sistemi’ne geçilince, Basın Kartı Komisyonu’nun bağlı olduğu Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, lağvedildi. Müdürlüğün yerini alan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, basın kartlarının yenilenmesini zorunlu kıldı. Ancak iktidarla aynı çizgide olmayan pek çok basın kartı sahibi gazeteci, yenilenme başvurularının üzerinden bir yılı aşkın süre geçtiği halde yeni kartlarını hala alamadı…”
Ve bugün… Salgının küresel karmaşası içinde ‘sağlıklı yaşamak’ için zorunlu denilen ‘aşı’ için sıraya girmeye hazırlanan basın emekçileri, 2020 senesi başlarında servis edilen haberin tasnifinde bir kez daha dururken, bu defa “ayrımcılık” tartışması içinde kendisine yer arıyor. Zira Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanan koronavirüs aşılama programında, öncelikli gruba sadece “basın kartı taşıyan gazeteciler” eklendi. Basın meslek örgütleri ise “ayrımcılık” olarak değerlendirdikleri karara tepkili.
Biz de, o tepki noktasında, Hatay’daki basın emekçilerine ve siyasilere sorduk, yaşananları ve olması gerekeni. Söylenenler mi?
-DOĞRU DEĞİL!-
Bu, Basın Kartı “olan olmayan” ayrımı çok yanlış! Bu konu, maalesef her zaman karşımıza çıkıyor. Gazeteciyi değerlendirmek için tek ölçü, bu kriter olmamalı. Yerelde basın kartı olmayan, alamamış çok gazeteci meslektaşımız var maalesef. Hiç olmazsa, aşı konusunda basın mensupları için daha esnek olunabilirdi. Basın kartı “olanlar olmayanlar” diye bir ayrım asla bir ölçü değil. Gazetecilik mesleğini hiç yapmadan, sigortasını yatırdığı için basın kartı sahibi olanlar da var. Bu nedenle, hiç ayrım yapılmadan, tüm gazeteci arkadaşlarımızın aşı programına alınması gerektiğini düşünüyorum.
-AYRIŞTIRICI!-
Bakanlığın, yaş ve meslek grubu kategorisinde “basın kartı olan olmayan” ayrımı yapması kabul edilir bir durum değil. Peki, buradan Sağlık Bakanı’na soruyorum… Basın kartına sahip olmayan bir gazeteciye virüs bulaşmıyor mu? Size göre risk altında değil mi?
Hiç şüphe yoktur ki, basın emekçileri, hepimizden daha fazla risk altında. Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’ya çağrımdır… Basın emekçilerine yönelik ayrımcı ve ayrıştırıcı uygulamanızdan bir an önce vazgeçin. Çünkü basın emekçileri, toplumun sesi, soluğu ve vicdanıdır. Bu ses kesilirse, toplum çürür.
-YANLIŞ KARAR!-
Bence, bu kararın gözden geçirilmesi gerekir. Sarı Basın Kartı sahibi de habere gidiyor, Sarı Basın Kartı olmayan da. Bunun için bu ayrımın bir an önce sona erdirilmesinin yararlı olacağı inancındayım.
-SAHADALAR!-
Güney Rüzgarı Dergisi Sahibi / Gazeteci Mehmet Ali Solak: Koronavirüs aşısı ile ilgili basın emekçilerinin öncelikli gruba alınması, baştan beri istediğimiz ve beklediğimiz bir uygulama idi. Ancak halen basın kartı olmayan meslektaşlarımız da sahada görev yapıyor. Bunun istismar edileceği düşünülse de, bu, basın meslek örgütleri ya da Valilik kanalıyla yaygınlaştırılabilirdi. Herkesin aşılanacağı düşünüldüğünde, basın emekçilerinin öncelikli grupta yer alması yeniden düşünülmelidir.
-KABUL EDİLEMEZ!-
Bakıldığında, basın kartı olan da olmayan da hep aynı ortamlarda görev yapmaktadır. Bu anlamda, bulaştırma oranları da yüksektir. Zaten Gazeteciler, genel itibariyle, toplumun her kesiminin bulunduğu yerlere girip çıktıklarından, bulaştırma riskleri de ayrıca yine yüksektir. Bu açıdan, yerel basın ya da ulusal basın, basın kartı olan ya da olmayan arasında ayrım yapmak, asla kabul edilemez.
Bugün, basın kartı olmayanlar; aslında daha mağdur, alt gelir grubundan, güvenliksiz ve sosyal güvencesi olmayan kesimdir. Esasen, bu uygulamanın tersine ilerlemesi, bu kitleye öncelik verilmesi gerekirdi. Umuyorum ki, bu noktada yapılan yanlıştan bir an önce dönülür, meslektaşlar arasında ayrıma son verilir.
-SÜREÇ!-
Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan tartışmalı süreç başlığında, basın kartı taşıyan gazeteciler ve kartı yenilenmediği halde aktif olanlar, e-nabız programından randevu alıp aşı yaptırabilecek. Gazetecilere, aşılama sırasında, Sinovac ve BioNTech aşılarından istediklerini seçme hakkı da tanındı. 212 sayılı Basın İş Kanunu’na bağlı çalışan, ancak basın kartı alamayan, basın kartı iptal edilen, internet medyasında çalışan ve sahada aktif çalıştığı halde Basın İş Yasası üzerinden sigortalanmayan gazeteciler ise kapsam dışında tutuldu.
Basın kartı sahibi olan gazeteciler, aşı randevularını almaya başlarken, Bakanlık, hangi gazetecilerin kapsam dışında tutulacağını ise henüz açıklamadı.
-EŞİTLİK!-
Sağlık Bakanlığı’nın, aşılamada, basın kartı taşıyan gazetecileri öncelikli gruba alması ise tartışmaları da beraberinde getirdi. Basın meslek örgütleri, Hatay’daki basın emekçileri gibi, sadece basın kartı taşıyan gazetecilerin aşılanmasının yanlış bir karar olduğu görüşünde. Bu konudaki açıklamasında, aşılamada eşitlik ilkesine bağlı kalınması gerektiğine dikkat çeken Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, aşılanma sürecinin tüm gazetecileri kapsayacak şekilde sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.
-KİMLER?-
Türkiye’de basın kartı alabilmek için 212 sayılı Basın İş Yasası’na tabi olup, belli bir süre çalışma şartı aranıyor. 2018’de kurulan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, bazı gazetecilerin basın kartını iptal etti ya da yenilemedi. Türkiye’de, 212 sayılı Basın Kanunu’nun kapsamına alınmayan internet medyası çalışanları da sarı basın kartı alamadıkları için aşılanamıyor.
-TALEP NET!-
Bugüne kadar 20’den fazla gazetecinin koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiği Türkiye’de, basın kartı olan gazetecilerin sayısı yaklaşık 9 bin. Türkiye Gazeteciler Sendikası verilerine göre, ülkedeki gazeteci sayısı ise 25 bin civarında. Ancak bu rakamlara, internet medyası ve serbest çalışan gazeteciler dâhil değil. İsviçre merkezli sivil toplum kuruluşu Press Emblem Campaign’in hazırladığı rapora göre, Türkiye, koronavirüs kaynaklı gazeteci ölümlerinde dünyada 8’inci sırada.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Ocak ayında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya bir mektup göndererek, aşılamada gazetecilere öncelik verilmesini istemişti. Gazetecilerin aşılanmada öncelikli listeye alınmasını memnuniyetle karşılayan TGS, uygulamaya tüm medya çalışanlarının dâhil edilmesini istiyor. -Tamer Yazar-