Covit 19 salgınından etkilenenlerin sabırsızlıkla beklemekte olduğu Mart ayına girmiş bulunuyoruz.
Restoranların, kafelerin, kıraathanelerin kapalı olduğu, derneklerin kongrelerini dahi yapamadığı, toplu halde bulunmanın cezai müeyyideleri ile karşı karşıya kalındığı, ama buna mukabil AKP kongrelerinin yapıldığı ve salonun lebaleb olduğu ile övünüldüğü bir dönemde, elbette ki Mart ayında kısıtlamaların gevşetileceği doğrultusunda verilen haberlerden dolayı herkes bu ayın gelmesini sabırsızlıkla beklemekte idi.
Bir süredir yapılan uyarılar ve söylemler nihayet duyulmuş ve kısıtlamaların il bazında yapılması ilkesi kabul edilmiş görünüyor.
Bu doğrultuda, salgının en az görüldüğü illerden başlamak üzere kısıtlamaların adım adım kaldırılması yoluna gidileceği beklentisi içinde olanlar, alınacak karaları sabırsızlıkla beklemekteydiler.
İşte Mart ayı geldi.
Şimdi vatandaşın beklentisi bu ay içerisinde, hangi kriterler esas alınmak suretiyle kısıtlamaların kaldırılmasının başlayacağı doğrultusundadır.
Kısıtlamalar kaldırılırken de ülkemizin nasıl bölgelere ayrılacağı ve bu bölgeler için kısıtlamaların hangi ölçüler doğrultusunda kaldırılması yoluna gidileceğidir.
Dünden itibaren başlaması gereken yüz yüze eğitim, bakanlar kurulu toplantısı sonunda alınacak kararlar doğrultusunda başlatılacak. Esasen yüz yüze eğitimin çok daha önceden başlamış olması gerekir idi. Zira eğitimsiz bir neslin ne tür kayıplara neden olacağı, çağdaş bir neslin yetişmesinin değerini bilenler tarafından sık sık gündeme taşınmış ve yüz yüze eğitimin başlatılması için gereken adımların atılmasının zorunluluğu dile getirilmiş idi. Geç de olsa bu uyarılara kulak verilmesi ve yüz yüze eğitimin belli kuralar doğrultusunda başlatılacak olması, zararın neresinden dönülürse kârdır misali olumlu bir adım olarak kabul edilmelidir.
Yüz yüze eğitimin başlayacak olması ile birlikte, eğitim kadrosunda görev alanların aşılamalarının öncelikle yapılması ve bu işlemin biran önce sonuçlandırılması suretiyle, eğitim kadrosunun covit 19 salgınından zarar görmemesinin sağlanması gerektiği kanısındayız.
Şimdi Mart ayı içinde olduğumuza göre, sabırsızlıkla beklenen, kısıtlamaların hangi ölçüde ve hangi sıralama doğrultusunda kaldırılacağıdır.
Lokantacı, kafeteryacı, kıraathaneci ve kısıtlamadan etkilenmiş olan bütün esnafımız alınacak kararları ve yapılacak uygulamaları beklemektedir.
Temenni ediyoruz ki; bu konuda alınacak kararlar, yapılacak sıralamalar ve değerlendirmeler doğru olur.
Eğer doğru kararlar alınır, isabetli adımlar atılmaya başlanırsa, bu virüs salgınından en az zararla kurtulmak ve gelecekte mutlu bir hayat sürme imkânlarına sahip olunur.
Bir taraftan kısıtlamaların kaldırılması beklenirken, öbür taraftan da covit salgın hastalığının yaptığı tahribatlar gözden uzak tutulmamak suretiyle, kurallara titizlikle uyulması yolundan ayrılmamak gerekir.
Eğer herkes kurallara uyar ve kurallar doğrultusunda gerekli adımları atarsa, salgının zararları en aza inecek ve kısa süre içerisinde de yok olup gidecektir.
Ama bunun aksine hareket edilir, çeşitli hesaplar ve beklentiler doğrultusunda hareket edilerek önlemlere uymama yoluna gidilirse, zarar giderek artacak, tahribat ilerde onarılması daha güç ve zor olan boyutlara ulaşabilecektir.
Bu nedenle, Mart ayının ülkemiz için çok önemli olacağını hatırdan uzak tutmamak gerekir. Herkes bu salgının önemini ve boyutunu bilmeli, kurallara uymak suretiyle yurttaşlık görevini hakkı ile yerine getirmelidir. İnatlaşmakla bir yere varılamaz. Aksi halde oluşacak zarar giderek büyüyecek ve telafisi zor olacaktır…
YORUMLAR