Teğmenlerin ihraç edilişleri büyük ses getirdi. Ne idi teğmenlerin yaptıkları? Normal olarak görevlerini yaptıktan sonra “Mustafa Kemal’in askerleriyiz.” diye söyleme geçtiler ve kendi aralarında ant içtiler. Bunun suç teşkil eden yanı ve yönü yoktur. Buna rağmen ihraç edildiler. Bunlar için sağlı sollu ateş çemberine tutuldular. “Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene!” İşte teğmenlerin içtikleri ant budur. Bunun neresi askerî disipline aykırıdır. Teğmenlerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilmelerinin ardından söylemleri de bu doğrultudadır. Elbette son sözü yargı söyleyecektir. Basına yansıyan haberlere göre, karar i ret oyuna karşı 5 oyla alınmıştır. 1 oy azledilen teğmenlerin kaderini değiştiriyor. Bakalım yargı ne yönde karar verecek. 1 oyun değeri burada belli olacaktır. Ya karar onanacak ya da bozulacak. İşte yargının tarafsız ve bağımsızlığı burada kendini gösterecektir. Bu nedenle azledilen teğmenler şimdilik suskun. Suskunlar ve yargının vereceği kararı bekliyorlar. Bekliyorlar, bundan sonraki yaşamlarına bir yön verecekler. Bekliyorlar, kalplerindeki Atatürk aşkının sönmeyeceğini haykıracaklar. İşte böyle bir durumdadır teğmenler. Bunun için bekleyecekler. Bekleyecekler ve geleceklerini düzenleyecekler. Teğmenler bekleyecekler… Sadece teğmenler değil, Atatürk sevdalısı tüm Türkiye bekleyecek. Kalplerinde Atatürk aşkı ile yanıp tutuşan bu teğmenler ve komutanları şunu haykırıyorlar: “Biz Mustafa Kemal’in izinde gidiyoruz, kalbimizden bunu kimse söküp atamaz.” Onun için şimdi bekliyoruz. Göreceğiz ve ona göre bir yol izleyeceğiz. Bekleyeceğiz ve göreceğiz….
YORUMLAR