Yaklaşık 18 milyon öğrenci ve bir milyon öğretmenin ders başı yaptığı, 2018-2019 eğitim öğretim yılı sorunlarla başladı. Liselere yerleştirme sürecinde yaşanan kaos nedeniyle hâlâ kayıt yaptıramamış öğrenciler var. Okullaşma oranlarındaki düşüş nedeniyle 1 milyon 675 öğrenci de eğitimin dışında. Atanamayan öğretmenler 450 bini geçti. Eğitim bütçesinden 2 milyar lira kesildi.
Okula başlama maliyeti yüzde 30 arttı. Öğrencilerin sadece yüzde 17’sine yetecek yurt var. Fatih Projesi’yle 2 milyar lira buhar oldu.
İşsizler ordusuna geçen ay 64.000 kişi daha eklendi, işsiz oranı % 10,2’ye yükseldi. Resmi rakamlar işsiz sayısını 3 milyon 315 bin kişi olarak gösterirken, bu sayısının 6 milyonun üzerinde olduğu öne sürülüyor.
Et ve Süt Kurumu’nun Brezilya’dan ithal ederek Ankara’ya getirdiği büyükbaş hayvanlarda şarbon hastalığı görülmesinin ardından İstanbul, Kocaeli ve Trabzon’da da şarbon vakaları tespit edildi. Yurt genelinde yaklaşık 130 kişinin şarbona yakalandığı ve Türkiye çapında faaliyet gösteren 3 büyük marketten ithal etlerin şarbon şüphesiyle toplatıldığı iddia edildi. Yani, şarbon hâlâ ülke gündemimizde.
Hemen her alanda sorunlarla karşılaşılıyor; bu durum toplumu karamsarlığa ve umutsuzluğa sürüklüyor. Çağdaş, uygar bir yaşamdan adım adım uzaklaşılıyor. Kısacası, yaşam alarm veriyor. Şu ünlü söze sığınıp, “Bardağın yarısı dolu sen boş kısmı görüyorsun” diyenlere, “Ben bardağa da bakıyorum; bardak çatlamış, kırıldı kırılacak, dolu kısım ise oldukça bulanık görünüyor” diyor, açıp Behçet Aysan’ın “Belki Bir Gün Gülecek” adlı şiirini okuyorum:
bilirim yarın diye bir şey var
çeliğin su katılmamış yanı
ırmakların geçilecek, fırtınaların
dinecek
bir yanı var
ömrümüzün
belki bir gün gülecek.
selam verip
selam alacak
barışa kardeşliğe
hep tok yatan
çocuklar görecek
el ele
aşklar, omuz omuza
dostluklar
ne dikenli teller olacak
ne tanklar tüfekler
ne tüberküloz kalacak
ne lösemi
ne işsizlik
ne banka
ne borsa
süt gibi duru ve ak
ekmek gibi sıcak
bizim de
bizim de
günlerimiz olacak.
güle değecek
kuşların kanadı
ve kuşlar sırtlarında
gül taşıyacak
kardeşlerim koşar adım
moraran beyazla
zincirlerimizle
yaralarımızla
ırmakların geçilecek, fırtınaların
dinecek
bir yanı var
ömrümüzün
belki bir gün gülecek.
Orhan Tüleylioğlu
YORUMLAR