Peki, ismi nerede?
“Kırıkhan’da bir bulvarın merkezine yerleştirilen ve Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan heykelin ön cephesinde ‘usulen’ olması gereken İSİMLİK ve hatta isimliğe ekli HİKÂYE nerede” diye soranlar haksız mı?
Türbesi, 21 Şubat 2015 tarihinde Ankara tarafından, Suriye’deki iç savaş öne sürülerek gerçekleştirilen Şah Fırat Operasyonu neticesinde geçici süreliğine Türkiye sınırına 180 metre mesafedeki Eşme Köyü’ne taşınan Süleyman Şah için önceki gün Kırıkhan’da anlamlı bir törene imza atıldı. Siyasetçi kalabalığı yanı sıra, bir Milletvekilinin katılımıyla ‘resmi’ açılışı gerçekleştirilen Süleyman Şah Heykeli, Kırıkhan’ın en önemli Bulvarı’nın merkezine yerleştirildi.
-ELEŞTİRİLER-
Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi olarak kurulmasına giden süreçte önemli bir yere sahip Süleyman Şah’a ait heykel noktasında yapılan eleştiriler ise oldukça net! Bir vatandaşın tarihe olan ilgisi noktasında paylaştıkları da buna dair:
“Kırıkhan’da önceki gün açılışını yaptığımız heykelin hikayesini çok bilmeyenler, Suriye’de ‘oradan oraya’ taşınma işlemleri yüzünden en azından isim konusunda aşinadır ! Süleyman Şah ! Anlamı ve derinliği tarihsel olarak fazla olan bir ismin heykeline verdiğimiz ‘özen’ de o yüzden çok önemli !
Merak ettiğim tek bir şey var… Kırıkhan’da bir bulvarın merkezine yerleştirilen ve Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan heykelin ön cephesinde ‘usulen’ olması gereken isimlik nerede? Düşünün, bir heykel açılışı yapıyorsunuz, ama o heykelin ‘ne’ olduğunu ya da kim olduğunu yazmıyorsunuz! O heykelin kimliğine dair tek bir bilgi bile eklemiyorsunuz. Ama tüm bunları yapmayıp, heykelin ön cephesine ‘kocaman’ sarı harflerle belediyenizin ismini yazıyorsunuz. Altına da nereden alındığı belli olmayan bir cümle ekliyorsunuz. Açık açık, yapılan şey ayıp! Hele ki Osmanlı tarihini bilenler için, çok ayıp! Heykel kültürü de değil bu! Heykel kültüründe, heykelini yaptığınız şahsiyete ‘hakkını’ teslim edersiniz. ‘Heykeli yapılacak adam’ ifadesi de buradan geliyor. Öyle herkesin heykeli yapılmaz. Ama yapıyorsan da, hakkını teslim edip ceketini ilikleyeceksin. Eldeki mi? Keşke açılışını bu şekilde yapmasalarmış! Daha iyi olurmuş…” -Tamer Yazar-