Peki, Hazır mıyız?
Türkiye’nin bugüne kadar gördüğü en büyük doğal afetlerden biri olarak tarihteki yerini alan 17 Ağustos depreminin üzerinden tam 19 yıl geçti. Acıların yanı başındaki Antakya’da, depreme hazır mıyız, diye soralım mı?
Yaklaşık 2 gün sonra, Türkiye deprem gerçeğinin belki de en acılı dolu tarihlerinden birini, 17 Ağustos’u bir kez daha anacağız, ölenleri hatırlayacağız, geride kalanların hikâyelerini tekrar edeceğiz. Hatta bunlarla yetmeyecek, “Yaşamak ve Yaşatmak için 17 Ağustos’u Unutma” başlıklı konferanslarla, ‘hazır mıyız?’ sorusuna cevap arayacağız. Tüm bunları yapalım ama, deprem gerçeğinin tam da orta yerinde duran Antakya adına da soralım mı?
Betonlaşan Antakya’nın batısında, geride kalan yeşil alanların boşluklarını dahi binalarla doldurma peşinde ilerlerken, olası bir deprem için ‘açık alan’ ya da ‘toplanma alanı’ olarak kullanacağımız yerimiz kaldı mı? Ya da şöyle soralım… 17 Ağustos’un yıldönümünde, deprem gerçeğini toplantı salonlarında konuşmaya hazırlanırken, konuşacağımız gerçeğin, içinde yaşadığımız şehre ‘hazırlık’ başlığında yansıyan kısmı nedir? Peki ya yapı stokumuz! Yeni bir depreme hazır mı? -Tamer Yazar-