Seçim tarihi yaklaştıkça iç ve dış siyasette hareketlilik giderek artıyor.
Buna örnek olarak dış siyasetteki sözleri göstermek mümkündür.
Zaman zaman ortaya çıkıp, bir gece ansızın gelebilirim sözleri ile komşularının dikkatini çekme yolundaki adımlar buna örnek gösterilebilir.
Önümüzdeki yıl Yunanistan’da seçimlerin olacağı düşünüldüğünde bu doğrultudaki söylemlerin Yunanistan’a karşıda yapıldığını görmek gerekir.
Gündemde olan bir konuyu hatırlatmakta yarar olduğu kanısındayız.
Bilindiği gibi sınırlarımızın hemen yakınında bulunan adaların silahtan arındırılması yolunda sözleşmeler yapılmıştır.
Bu nedenle de 12 ada denilen adaların silahlandırılmasının söz konusu olması gerekir.
Oysaki yıllardır Yunanistan’ın bu adaları silahlandırdığı bilinen ve görünen bir gerçektir.
Uzun süredir Türk basınında bu konuda haberler yer almakta ve Yunanistan’ın tahrikkâr tutumunu belirterek önlem alınması istenmektedir.
Ancak bugüne kadar bu konuda somut adımların fazlaca atılmadığı görülmektedir.
Geçtiğimiz günlerde Yunanistan Cumhurbaşkanının adalardan bazılarını ziyaret etmesi ve bir gösteride bulunmaya kalkışması, konunun yeniden gündeme taşınmasına neden olmuştur.
Yıllardır bu konuda uyarılar yapılırken, yıllardır Yunanistan’ın adaları silahlandırdığı doğrultusunda haberler gündemde bulunulurken, neden fazlaca tepki gösterilmediği soruları da yeniden sorulmaya ve hatırlatılmaya başlanmıştır.
Yıllar yılı Yunanistan’ın yaptığı antlaşma dışı davranışlar gündeme taşınmış ve gereken önlemlerin alınması, gerekli uyarıların yapılması istenmiş idi.
Ama ne yazık ki bu talepler büyük ölçüde yerine getirilmemiş ve sonuçta bugünlere gelinmiştir.
Yine aynı durum uzun bir kara sınırımızın bulunduğu Suriye içinde söz konusudur.
Bir zamanlar dostluk ilişkilerinin üst düzeyde olduğu Suriye ile aramız açılmış ve ülkemizin güney sınırlarında bize zarar verecek oluşumlar meydana gelmiştir.
Son zamanlarda Suriye hükümeti ile aramızın yeniden düzelmesi ve iyi ilişkilerin başarılması yolunda çabalar sarf edildiği görülmektedir.
Elbette ki bir gece ansızın gelebilirim söylemi, Suriye içinde geçerli olabilir.
Ancak iç ilişkilerde olduğu gibi dış ilişkilerde de öncelikle sulh yoluna başvurulması ve bu yolda başarıya ulaşabilmek için gerekenlerin yapılması zorunluluğunun ayırdına varmak lazım.
Eğer dış ilişkilerde sulh yolu denenmeden kuvvete başvurma yoluna gidilerse, bundan her iki tarafında zararlı çıkma ihtimali olabileceğini de unutmamak gerekir.
Bu nedenledir ki; Cumhuriyetimizin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, iç ve dış ilişkilerimizde YURTTA SULH CiHANDA SULH ilkesini benimsemiş ve bu doğrultuda hareket etmiştir.
Bizimde aynı ilke doğrultusunda bir yol izlememiz gerektiği hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Eğer gerek Yunanistan, gerek Suriye ve gerekse diğer komşularımız ile iyi ilişkiler içerisinde bulunmak ve karşılıklı çıkar hesapları yapmak suretiyle dostluk oluşturabilme yoluna gidersek, bundan yararlı çıkacağımızı hatırdan uzak tutmamamız gerekir.
Elbette ki; bir gece ansızın gelebilirim denebilir.
Elbette ki; milli çıkarlarımız doğrultusunda gerekli görülen adımlar atılabilir.
Ama bunların hiçbirisi, yurtta sulh cihanda sulh ilkesinin gözden uzak tutulmasına neden olamaz kanısındayız.
Bu nedenle de bir kez daha hatırlatma gereğini duyuyoruz…
YORUMLAR