Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ulvi Güleç
Ulvi Güleç

BİR PORTRE : SEZAR’IN HAKKI SEZAR’A            

 

“Görüşlerinize katılmıyorum ama görüşlerinizi özgürce söyleyebilmeniz için hayatımı ortaya koyarım” Voltaire takma adıyla bilinen Fransız yazar ve filozofa ait olup olmadığı tartışma konusu olan Bu ünlü söz bana Saadet Partisi Milletvekili Doç.Dr.Sayın Necmettin Çalışkan’ı hatırlatıyor.

Sayın Çalışkan’la ilk tanışmamız yıllar önce Honda Plazada kurulu BRT Televizyonundaki bir açık oturum sırasında olmuştu. Toplantı, Önder adında çok başarılı bir sunucunun moderatörlüğünde canlı olarak yayınlanıyordu. Irak tezkeresinin mecliste görüşüldüğü sıralardı. Çok sıcak bir gündem vardı. (Türkiye’nin çok sıcak olmayan gündemi olmaz zaten) AKP Yeni kurulmuştu, dolayısıyla daha fabrikalarımız satılmamış, yandaş müteahhitlere geçiş ücreti garantili köprüler, hasta garantili hastaneler, uçakların hiç uğramadığı havaalanları yaptırılmamıştı. Açık oturuma katılan bütün il başkanlarını hatırlayamayabilirim. Hafıza-i beşer nisyan ile malûldür. Merhum arkadaşımız Sn. Gökhan Durgun CHP, Sn. Sadullah Ergin AKP, Sn. Necmettin Çalışkan Saadet Partisi ve ben SHP İl başkanı olarak   katılmıştık. AKP Henüz kindar ve dindar bir nesil yaratma çalışmasını başlatmamıştı. Türk tipi Başkanlık sistemine henüz geçilmemişti o yüzden tutuklanma korkusu olmadan rahatça konuşabiliyorduk. AKP Henüz kendisinden olmayan herkese düşman gibi davranmaya başlamamıştı. Yani kısacası hâlâ eski Türkiye’de anayasal bir ülkede yaşıyorduk. Çok düzeyli ve gerçekten izleyenleri bilgilendiren bir toplantıydı.  Sn. Necmettin Çalışkan’la ilk kez orada tanışmıştım. Bazı eski yol arkadaşları milli görüş davalarını terli bir gömlek gibi çıkarırken o savunduğu davayı sarsılmaz bir inanç ve kararlılıkla sürdürüyordu.

Sn. Çalışkan konusuna çok hâkim bir konuşmacıydı. Söylemek istediğini kimseyi incitmeyen bir dille söylemeyi başarabilen sakin, alçakgönüllü bir üslubu vardı. Zevkle dinlediğimi hatırlıyorum. Açık oturumun yapıldığı salon biraz sıcaktı. Oturuma kısa bir ara verilmişti. Birlikte geldiği arkadaşının Sn. Çalışkan’a bir şişe su getirdiğini gördüm. Necmettin Bey suyu alıp lütfen diyerek bana uzatmıştı. Reddetme çabalarımı kabul etmemiş ve yeni bir şişe suyun gelmesini uzun süre beklemişti. Sahici olanla yapmacık olanın kolaylıkla birbirinden ayrılabildiği bir andı.  İçten bir nezaket ve saygıyla karşı karşıyaydım. Sn. Çalışkan sonrada davetimizi kırmamış İl kongremizi şereflendirme nezaketini göstermiş ve bizi çok mutlu etmişti.

CHP 2023 Seçimlerine kendisine benzemeyen ve birbirlerine de benzemeyen altı partiyle ittifak yaparak girmişti. Milletvekili aday listelerinde Sn. Çalışkan’ın adını gördüğümde çok sevinmiş ve sevincimi yakınlarımla paylaşmıştım. Elbette çokça da eleştiri aldığımı tahmin edersiniz. Eleştirilere Sn. Çalışkan’ın yıllardır sürdürdüğü tutarlı duruşuna duyduğum saygı nedeniyle seçilmesine çok sevineceğimi söyleyerek karşılık vermiştim. Bence CHP’nin altılı ittifakının en gerekli, en isabetli ismiydi.

Sayın Çalışkan, hakkındaki olumlu düşüncelerimin yanlış olmadığını meclis içinde ve dışında her davranışıyla kanıtlamaya devam ediyor. Şov yapmıyor. Hukukun üstünlüğünü savunuyor. Çıkıyor hayatı boyunca aynı çizgide yer almayacağı milletvekili arkadaşı Sayın Can ATALAY’IN hakkını hukukunu savunuyor. Adalet istiyor. İşte bu davranışıyla bana Voltaire’i hatırlatıyor. Hukukun üstünlüğünün sağlayacağı gerçek adalet için yandaş, paydaş, yoldaş olmaya gerek olmadığını gösteriyor. Meclis kürsüsünden Milletvekilimiz Can Atalay’ın Anayasa Mahkemesi kararına rağmen tutukluluğunun devamı konusunda hukuku istedikleri gibi kullananlardan hukuka uygun davranmalarını istiyor. Birileri tatlı sularda Filistin, Gazze güzellemesi yaparak, vatandaşın duygularını istismar ederek oy devşirmeye çalışırken o katliamı durdurmak için İsrail Hapishanelerine giriyor.

Sezar’ın hakkı Sezar’a diye başlamıştık ama bu kadim toprakların kültüründe bu sözün birçok karşılığı var. Bence o sözlerden biriyle bitirelim bu yazıyı. Antakya’nın dost sıcaklığıyla dolu sokaklarında çocukluğumdan bu yana duyduğum çok hoş bir söz var. Sayın Necmettin Çalışkan’ın hakkını teslim etmek için Sezar’a ihtiyacımız yok.

HAK HABİB ALLAH  desek daha doğru olur

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

4 adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER