Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bir Saatte 24 Kez Yüzümüze dokunuyoruz

Bu yıl koronavirüs salgınına denk gelmesi nedeniyle, el hijyeni konusundaki

Bu yıl koronavirüs salgınına denk gelmesi nedeniyle, el hijyeni konusundaki farkındalık daha fazla. Zira ellerin, virüs ve bakterilerin yayılmasında önemli bir işlev gördüğü biliniyor. Peki, abartmadan, ne yapmamız gerektiğini biliyor muyuz? Ya da bu konunun neden bu kadar önemli olduğunu!

Her sene sessiz sedasız kutlansa da, bu sene ki 5 Mayıs Dünya El Hijyeni Günü çok daha farklı algılandı, söylenenler biraz daha dikkatle dinlendi, uyarıların altı özenle çizildi, yapılması gerekenler listesine ise yenileri eklendi!
Bilmeyenler için tekrar edelim… El Hijyeni Günü, 15 Ekim’deki Dünya El Yıkama Günü’nden farklı olarak, özellikle tıbbi personel ve bakım hizmetlerindeki hijyenin önemine dikkat çekiyor.
-KAÇ KEZ!-
Bu yıl, koronavirüs salgınına denk gelmesi nedeniyle, el hijyeni konusundaki farkındalık daha fazla. Ellerin, virüs ve bakterilerin yayılmasında önemli bir işlev gördüğü biliniyor. Bulaşıcı hastalıkların yüzde 80’e varan çoğunluğu da eller yoluyla taşınıyor. Her gün milyonlarca mikropla temas eden ellerimizi, baş ve boyun bölgemize, sadece bir saatte 24 kez dokunduruyoruz.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, bir saatte ortalama olarak; göz ve burnumuza üçer kez, saç, yanak, ağız ve çenemize dörder kez dokunuyoruz.
-CEP TELEFONLARI-
Sadece yüzümüze dokunarak virüsleri kendimize bulaştırmakla kalmıyor, el sıkışarak ya da elimizdeki bir nesneyi başkalarına vermek yoluyla da başkalarına aktarıyoruz. Toplu taşıma araçları, kapı kolları, bilgisayar klavyeleri de mikropların en sevdiği barınma alanları arasında. Ancak elimizden düşürmediğimiz cep telefonları, çok daha büyük tehlikeler barındırıyor.
Estonya’daki Tartu Üniversitesi’nden araştırmacılar, 2017 yılında öğrencilerin cep telefonlarını mercek altına aldı ve akıllı telefonların üzerinde 17 bini aşkın bakteriyel gen kopyasına rastladı. Arizona Üniversitesi’nden bilim insanlarının yaptığı araştırma, tehlikenin boyutunu daha açık bir şekilde ortaya koyuyor. Araştırma sonucunda, akıllı telefonların, klozetlerden on kat daha fazla bakteri barındırdığı ortaya çıktı.
-NASIL?-
Elleri doğru bir şekilde yıkamanın, eldeki mikropların sayısını yüzde 99,9 oranında azalttığı biliniyor. Bunun için elleri 20-30 saniye sabunla yıkamak yeterli. Ancak Almanya’dan Heidelberg Üniversitesi’nin yaptığı araştırma, sadece yüzde 8’lik bir kesimin ellerini doğru bir şekilde yıkadığını gösteriyor. Araştırmaya katılanların yarısının, ellerini daha kısa süre yıkadığı görüldü. Bu da, mikropların etkili bir şekilde yok edilememesi sonucunu doğuruyor. Tabii 20 saniye kuralı, normal kirlilikteki eller için geçerli. Görünür şekilde kirli ellerde yıkama süresini uzatmak gerekiyor.
-SICAK SU!-
Bilim insanları, sabun kullanıldığında, ellerinizi yıkadığınız suyun sıcaklığının önemli olmadığını önemle vurguluyor. “Mikropları daha iyi öldürür” varsayımıyla sıcak suya yönelmek, aksine cildi tahriş edip daha farklı sorunlar yaşamanıza neden olabiliyor. Derinin koruyucu tabakasının zarar görmemesi için, sıcak sudan ve pH değeri yüksek sabunlardan kaçınmak, kuruluğa karşı arada da elleri kremlemek önem taşıyor.
Elleri yıkamak gibi, kurulamak da önemli. Mikroorganizmalar, nemli ortamlarda daha iyi tutunabiliyor ve üreyebiliyor. Ellerin, yıkandıktan sonra hemen kurulanması gerekiyor. Yapılan araştırmalar, el kurulamada, elektrikli cihazlardansa kağıt havlu ya da temiz bir havlunun daha etkili olduğunu ortaya koyuyor. Havluyla ovalanarak kurutulan elde, daha az mikrop kalıntısına rastlanıyor.
Su ve sabuna erişim imkanı olup da, el hijyenine yeterince özen göstermeyenler için geç değil. Daha kötü durumda olanlar da var.
BM verilerine göre, başta Afrika ülkeleri olmak üzere, dünyada 3 milyar insan için su ve sabun, hayal bile edilemeyecek bir lüks. Yani dünya nüfusunun yüzde 40’ının ev ortamında, su ve sabuna erişimi bulunmuyor. Tamer Yazar