Bir tarafta insani kriz

Diğer tarafta restleşme Birleşmiş Milletler (BM), Suriye’nin kuzeybatısında, çoğu kadın ve çocuk yüzbinlerce sivilin sıfır derecenin altındaki soğuklarda, çok az gıda malzemesi ve yetersiz barınma olanakları içerisinde yaşadığını, durumun, 9 yıl önce Suriye iç savaşının ilk patlak vermesinden bu yana bölgedeki en ciddi insani kriz olduğunu söyledi. Hatay’a komşu Suriye sınır kenti İdlib kaynaklı yeni […]

Diğer tarafta restleşme

Birleşmiş Milletler (BM), Suriye’nin kuzeybatısında, çoğu kadın ve çocuk yüzbinlerce sivilin sıfır derecenin altındaki soğuklarda, çok az gıda malzemesi ve yetersiz barınma olanakları içerisinde yaşadığını, durumun, 9 yıl önce Suriye iç savaşının ilk patlak vermesinden bu yana bölgedeki en ciddi insani kriz olduğunu söyledi.

Hatay’a komşu Suriye sınır kenti İdlib kaynaklı yeni bir göç dalgası endişesini açık açık dile getiren Ankara, bölgedeki askeri hareketliliğin süreceğini en yetkili ağızlardan ifade etmeye devam ediyor. Konuya ilişkin konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “İdlib’in korunması ve sivillerin muhafaza edilmesi için bölgeye askeri tahkimat ve sevkiyatımız devam edecek” diye konuştu ve beklentiyi de oldukça net bir şekilde dile getirdi… “İdlib’de temel çizgimiz, Soçi Mutabakatı’na geri dönülmesi!”
400 bini aşkın Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan ve Türkiye’de bu anlamda en kalabalık ilk 5 kent arasında yer alan Hatay’ı da içeren bölgeye dair tespitleri ile öne çıkan bir diğer isim, Rusya Araştırmaları Enstitüsü (RUSEN) Başkanı Yılmaz oldu. ‘Terörle mücadele’ gerekçesiyle, bölgedeki 4 milyonluk nüfusu Türkiye’nin sınırına doğru, İdlib’in kuzeyine itmeyi amaçlayan askeri operasyonlar yapıldığını anlatan Yılmaz, “Rusya ve Esad rejimi, İdlib’de muhaliflere saldırarak aslında bir mesaj veriyor ve ‘Türkiye sizi koruyamaz. Bakın, biz şu anda İdlib’in yüzde 36’sını ele geçirdik. Daha da fazlasını ele geçireceğiz. Bu haliyle sizler, Türkiye sizi koruyamadığı için ya Türkiye’ye doğru göç edin ya da bizimle uzlaşmak durumundasınız’ diyor” tespitini paylaştı.
-ÇATIŞMA RİSKİ!-
Hatay üzerinden sınıra aktarılmaya devam edilen askeri birlik ve teçhizat kalabalığına son eklenen açıklama, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan geldi. “İdlib harekâtı an meselesidir!” Bölgede, Rus ve Suriye Ordu birliklerinin de yoğun olarak operasyon yaptığı bir dönemde, sınıra yakın bir noktada yükselen tansiyon ise gözlerin bölgeye çevrilmesine neden oluyor. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Suriye’deki meşru orduya karşı bir Türk askeri operasyonu, olabilecek en kötü seçenektir” ifadelerini kullanırken, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Jonathan Hoffman ise, İdlib’deki artan gerilimle ilgili olarak, “Ruslar ve Türkler’in bölgede daha kapsamlı bir çatışmaya girmeye çok yaklaştığını görüyoruz” açıklamasında bulundu.
-SİVİLLER!-
Askeri hareketlenmenin arttığı bölgede yerlerinden edilen sivillerin sayısı da her geçen gün artıyor. BM ve bağımsız yardım örgütlerine göre, son birkaç ay içinde, kapalı olan Türkiye sınırına doğru en az 800 bin kişi kaçtı. Bu, Hatay sınırında oluşan çadır kentlerin kalabalığını da yakından ilgilendiriyor. Cilvegözü sınır kapısı üzerinden bölgeye giden yardımlar noktasında çalışan Suriyeli bir gönüllünün ifadesi de buna dair…
“Sınır hattında çok fazla insan var ve herkes, olası bir askeri operasyondan, hatta bölgedeki orduların çatışmasından bahsediyor. Burada herkes zaten diken üstünde. Eğer bomba sesleri artarsa, bu kadar insanı hiçbir güç sınırın ötesinde tutamaz.”
Konuya ilişkin konuşan BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi sözcüsü David Swanson, Suriye hükümetinin Rusya destekli saldırılarından, Aralık ayı başından bu yana yaklaşık 875 bin Suriyelinin kaçtığını, Türkiye sınırına yakın bölgelere kaçanların son günlerde ağır çatışmaların olduğu batı Halep bölgesinden geldiğini, kaçanların yarım milyonunu ise çocukların oluşturduğunu kaydetti.
-ŞARTLAR-
Bir yanda kapalı sınır, diğer yanda ilerleyen Suriye hükümet güçleri arasında sıkışan sivillerin, yerde karlar altında ya da şanslılarsa, BM ve diğer uluslararası yardım örgütlerinin sağladığı çadırlarda uyumaktan başka seçenekleri yok. Telefonla ulaşılan yardım görevlilerine göre, çadırları olsa bile, içerisini sıcak tutmaları çok zor. Çünkü havalandırma olmadığı için, soba kullanmak tehlikeli ve odun da çok kısıtlı.  -Tamer Yazar-

Exit mobile version