Bir tarafta Vakıflar var…

Bir tarafta Büyükşehir Açık alanları yanı sıra, yeşil alanları da yetersiz olan Antakya adına gündeme alınan iki tartışma başlığında bir araya gelenler, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden ve Hatay Büyükşehir Belediyesi yönetiminden aldıkları son kararlar adına ‘revizyon’ bekliyor. Bir tarafta, “Antakya ilçesinde bulunan, Mehmet Şah Bin Mustafa Dede Efendi Vakfı adına kayıtlı Mehmet Şah Vakıf İşhanı’nın, Çevre […]

Bir tarafta Büyükşehir

Açık alanları yanı sıra, yeşil alanları da yetersiz olan Antakya adına gündeme alınan iki tartışma başlığında bir araya gelenler, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden ve Hatay Büyükşehir Belediyesi yönetiminden aldıkları son kararlar adına ‘revizyon’ bekliyor.

Bir tarafta, “Antakya ilçesinde bulunan, Mehmet Şah Bin Mustafa Dede Efendi Vakfı adına kayıtlı Mehmet Şah Vakıf İşhanı’nın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylanan yapı risk analizinde tahliye edilerek yıkılmasına karar verildi” denilen, Asi kenarında yükselen bir yapı var… Diğer tarafta ise, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından, ‘imara açılmasına karşıyız’ denilen Atatürk Parkı!
Her iki tartışma da, hızlı ve plansız kentleşmenin (!) faturasını ödeyen, ödemeye de devam eden Antakya adına gündemi meşgul etmeye devam ediyor. İlki adına konuşanlar, yıkılması planlanan işhanı yerine başka bir bina yapılması yerine, bu alanın ‘açık ve yeşil alan’ olarak kullanılmasını talep ederken, ikinci konuda yaşanan tartışmaya taraf olanlar ise ‘Antakya’nın zaten az olan yeşil alanlarının korunması adına daha hassas davranılmasını istiyor.
-NE DEDİLER?-
Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin, Antakya Atatürk Parkı içinde ‘fitness’ alanı olarak kullanılan bölgede bir kültür merkezi yapma çalışması olduğu biliniyor. Ancak bu çalışma, şu ana kadar detaylı bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmadı. Kentin, dünden bugüne kalan-kalabilen ender yeşil alanlardan biri olan Atatürk Parkı içinde yeşil alanı daraltacak ve araç trafiğini de bölgeye odaklayacak böylesi bir çalışmadan vazgeçmesini isteyenlerin ifadesi oldukça net…
“Haklılar, şehirde yer mi kaldı? En son zeytinlik alanları imara açmadılar mı? Hatta herkes birbirine girmedi mi o dönem? Ne oldu sonunda? Ellerinden malları alınanlar, kaybetti… Kazanan da bu şehre ha bire beton dökmek isteyenler oldu. Dün de bugün de kazananlar aynıdır, değişmez. Bu kentte beton dökmedik yer bırakmadılar. Korkutucu olan, bunu da ‘her şey sizin için’ mantığıyla yapıyorlar. Bir de bunu yaparken alkış istiyorlar. Alkışlayan yok mu? Var! Zaten bu ülkenin başına ne geliyorsa, olur olmaz her şeyi alkışlayanlar yüzünden geliyor.
Şimdi de ihtiyaç, bir kültür merkeziymiş. Ne diyelim, bizleri düşündükleri için Allah razı olsun! Tamam da, bunu yapmak için yeşil alanı niye imara açıyorlar. ‘Orada ağaç yok’ dedi geçen gün birisi… Konu bu mu? Konu, parkın bir köşesine, ‘madem boş’, beton bir bina konduralım durumu… Yapmayın kardeşim, yapmayın! Şehri öyle bir hale getirdiniz ki, artık her yer ‘saksı’ içinde çiçek ve ‘saksı’ içinde ağaç oldu. Niye mi? Bakın bir etrafınıza! Toprak görüyor musunuz? Göremezsiniz! Çünkü ha bire döktükleri beton yüzünden şehirde toprak alan kalmadı. Saksılardan yeşil alan oluşturmaya başladık biz de… Biz bunu istemiyoruz.
Aslında ne mi yapsınlar? Madem halk oyuna başvuruyorlar işleri düştüğünde… Bunun için de bir oylama yapsınlar… Anket çalışması ya da! Vatandaş karar versin, Park’a beton dökülsün mü dökülmesin mi?”
-VAKIF İŞHANI!
Antakya kent merkezinde bulunan Mehmet Şah Vakıf İşhanı ise bir diğer tartışma konusu. İşhanının, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylanan yapı risk analizi kapsamında tahliye edilerek yıkılmasına karar verilmesiyle beraber süreç de işlemeye başladı. Tüm tahliyeler henüz gerçekleşmese de, Vakıflar’ın bu konudaki kararı oldukça net!
O netliği, Hatay Vakıflar Bölge Müdürü Mehmet Yıldıran ifade etsin…
“Antakya ve çevresi, birinci derece deprem kuşağında yer almaktadır. Tarih boyunca çok defa büyük deprem felaketine uğramış olan Antakya’da, olası 7,5 şiddetindeki bir depremde, Antakya’da açıklamamıza konu işhanı gibi pek çok bina yıkılacaktır. Hatay Vakıflar Bölge Müdürlüğü, sorumlu olduğu taşınmazlarda deprem gibi insanlık için önemli olan bir konuya duyarsız kalamayacağı gibi, kanuni sorumluluğu da vardır. Bölge Müdürlüğümüzce, iki bloktan oluşan işhanı yapıların yıkılarak, iki blok arasında kalan ve idaremizce Antakya Belediyesi’nden satın alınan parselin de tevhit edilmesiyle oluşan taşınmaza, imar planına uygun bir şekilde mevcut işhanı ile aynı işlev ve mahiyette, daha estetik, KENT SİLUETİNE UYGUN, günümüz teknik imkanlarının kullanıldığı bir işhanı planlanmaktadır. Çalışmaları yürüyen işhanı planımızda, bodrum katlarına, mevcut otoparktan daha geniş ve kapsamlı bir otopark da yapılacaktır.”
-KENT SİLUETİ-
Bugünün dünyasında, kentler, artık hiç olmadığı kadar dünyaya yön veriyor. Ekonomiden siyasete, mimariden çevreye, ulaşımdan turizme, kültürden göçe, hayatın her alanında kentlerin belirleyiciliği ön plana çıkıyor. Peki, Antakya’nın bu küresel trafik içinde yeri ne, biliyor muyuz?
Tam da bu noktada tartışmaya katılanlar, kadim kent Antakya’nın tarih ve kültür emanetlerinin biriktiği doğu yakasında ‘kent siluetine uygun (!) bir işhanı’ yerine, bu alanın ‘yeşil alan’ olarak mevcut bölgeye dahil edilmesini istiyor. Vakıflar yönetiminin, buradan alacağı ‘kira gelirine’ ihtiyaç göstermeden, Antakya adına ‘fedakarlık’ yapmasını bekleyenlere verilecek cevap ne olur bilinmez ama, binlerce yıllık bir kentin yaşadığı bu hızlı ‘betonlaşma’ çabasının bizleri nasıl bir hikayenin sonuna taşıdığı noktasında korkanların sayısı hiç da az değil! -Tamer Yazar-

Exit mobile version