Bir zamanlar Asi’deydi…

Şimdi de Müze önünde… Bir zamanlar, Asi’nin Antakya hikâyesini, bugün Suriye’de hala kullanılmakta olan su değirmenleri süslüyordu. Aynı değirmenin hikâyesi, Hatay’ın Müzesine de eklendi eklenmesine de… Çalışmadı! Çalıştırılamadı! 2011’de başlayan iç çatışmaların öncesinde Suriye’de bulunanlar, özellikle de Asi Nehri’nin kıyısına kurulmuş Hama’da, geleneksel yaşamdan eksik olmayan su değirmenlerini çok iyi hatırlar. Halep’le Şam arasındaki Hama, […]

Şimdi de Müze önünde…

Bir zamanlar, Asi’nin Antakya hikâyesini, bugün Suriye’de hala kullanılmakta olan su değirmenleri süslüyordu. Aynı değirmenin hikâyesi, Hatay’ın Müzesine de eklendi eklenmesine de… Çalışmadı! Çalıştırılamadı!

2011’de başlayan iç çatışmaların öncesinde Suriye’de bulunanlar, özellikle de Asi Nehri’nin kıyısına kurulmuş Hama’da, geleneksel yaşamdan eksik olmayan su değirmenlerini çok iyi hatırlar. Halep’le Şam arasındaki Hama, 400 yıl boyunca Osmanlı’nın yönetiminde kalan bir şehir ve bugün bile, çapı 20 metreyi bulan dev su değirmenleriyle tanınıyor.
Eski Antakya’nın fotoğraflarında duranlar, hatta o fotoğraflara sahip olanlar da bilir, bu kentin de yöresel kültüründe olan değirmenleri ve Asi’nin bu kentle barışık olduğu keyifli zamanları. Bugün mü? Tek bir tane kaldı, bahse konu o değirmenlerden! O da, Hatay Arkeoloji Müzesi önünde, ama demirden! Teknik nedenlerle çalıştırılamayan ve zaman içinde paslı bir demir yığınına dönüşen değirmen için gelecekte nasıl bir hikaye yazılır bilinmez ama, eldekinin dünün Antakya’sı adına iyi bir şeyler fısıldamadığı aşikar!
-Tamer Yazar-

Exit mobile version