Bir zamanlar, İDLİB…

Savaşın yıktığı bir kent… 2011’de patlak veren iç savaştan önce, ağaçlıklı caddeleri ve beyaz taş binaları ile İdlib şehri, sakin taşra havasıyla bilinen bir kentti. Kuzeybatısında Hatay, doğusunda Halep, kuzeydoğusunda Halep’in Afrin ilçesi, güneyinde Hama, kuzeybatısında Lazkiye bulunan İdlib’in bugününde ise ülkenin diğer bölgelerinden kaçan milyonların oluşturduğu yorgun ve adressiz kalmış bir kalabalık var. 6 […]

Savaşın yıktığı bir kent…

2011’de patlak veren iç savaştan önce, ağaçlıklı caddeleri ve beyaz taş binaları ile İdlib şehri, sakin taşra havasıyla bilinen bir kentti. Kuzeybatısında Hatay, doğusunda Halep, kuzeydoğusunda Halep’in Afrin ilçesi, güneyinde Hama, kuzeybatısında Lazkiye bulunan İdlib’in bugününde ise ülkenin diğer bölgelerinden kaçan milyonların oluşturduğu yorgun ve adressiz kalmış bir kalabalık var.

6 bin kilometrekare alan üzerine kurulu İdlib, bugün Hatay’ın olduğu kadar, Ankara’nın da gündeminde. Son Moskova görüşmelerinde de liste başında yer alan kent, 2011’de Suriye’de patlak veren iç çatışmaların son adresi konumunda.
Burayı Hatay için önemli kılan taraf, Suriye sınırının 130 kilometresini paylaşıyor olması ve bugün bu alan, savaştan kaçan sivillerin en büyük sığınma alanı. Binlerce çadır, yüz binlerce sivil, bu sınır hattının yeni misafirleri.
İfade edilene göre, İdlib’deki yerleşimlere dağılan sivillerin bir milyondan fazlası, Türkiye sınırına (Hatay) sıfır sayılabilecek 200 civarı kampta barınıyor. Yerel sivil idare kayıtlarına göre de, İdlib’de 2 milyon 400 bin civarında yerli nüfus, yaklaşık 1,3 milyon da iç göçle gelmiş vatandaş barınıyor. Ancak bu rakamların sürekli değişime uğraması yüzünden, ‘son rakam’ denilen bir nüfus tablosu sunmak mümkün olmuyor.
-ÖNEMLİ!-
Suriye’de 8 yılı tamamlayan iç savaşın “kördüğümü” olarak adlandırılan İdlib, konumu itibariyle birçok açıdan önem teşkil ediyor. Kentten geçen M5 otoyolu; Türkiye, Suriye ve Ürdün’ü birbirine bağlıyor. Suriye içinde ise Akdeniz’e çıkış kapısı niteliğindeki İdlib; Lazkiye, Hama ve Halep illerine komşu. Rusya’ya ait Hmeymim Üssü’nün de bulunduğu Esad rejiminin “kalbi/kalesi” Lazkiye’ye komşu olması, İdlib’in stratejik değerini artırıyor.
Suriye’nin en büyük insani yardım giriş kapısı konumunda da olan İdlib’deki Babülhava Sınır Kapısı’ndan ayda ortalama bin 500 civarı insani yardım tırı geçiyor. Bunun yanı sıra, Babülhava’dan ayda 4 bin 500 tır civarı da ticari mal girişi oluyor.
-130 KM-
İdlib, Türkiye sınırının (Hatay) 130 kilometresini paylaşıyor. Hatay sınırında yeni bir göç dalgasıyla karşılaşma ihtimali, Türkiye’yi en fazla endişelendiren konu. Hali hazırda 3,5 milyondan fazla Suriyeliyi barındıran Türkiye, İdlib’de ateşkesin korunması gerektiğinin altını bu nedenle önemle çiziyor. Öte yandan, TSK’nın gözlem noktaları bulundurması, İdlib’i daha kritik önemde bir yer haline de getirdi.
Tüm bunların ötesinde, İdlib’de silahlı birçok grubun varlığı, olası bir çatışma durumunda bu grupların Türkiye’ye sızma ihtimalini de beraberinde getiriyor. Bu da bölgedeki güvenlik kaygılarının hep üst seviyede tutulmasına sebep oluyor.
-KALANLAR!-
Hatay sınırında kurulan çadır kamplar bir tarafa, İdlib kent stadyumu da bugün göçle gelen çok sayıda ailenin barınağı halini almış durumda. Buradaki bombalanan birçok bina, tüm harap hallerine rağmen gelen ailelere sığınak olurken, gıda ve ısınma, başlıca iki sorun olarak dikkat çekiyor. Burada en büyük sorunlardan biri de elektrik. Çünkü günde sadece 2 saat elektrik imkanı var. Benzin ise karaborsa!
Burada her şey savaşa dair. Mesela şehrin etrafındaki reklam panoları… Onlar, isyancı savaşçıların parlak posterlerini taşıyor ve insanları, savaşa katılmaya çağırıyor. Bir tanesinde, “Bu çağrı senin için” diyor ve ekliyor… “Cihat olmadan şeref yok!”
-İÇERİDEKİLER!-
Sınırın ötesinden Türkiye’ye bakanların hali, son ateşkes kararı ile beklemede! Peki, Türkiye’dekiler! Bu konudaki bilginin kaynağı, Mülteciler Derneği ve İçişleri Bakanlığı.
Eldeki son veriye göre; 27 Şubat 2020 tarihi itibariyle, Türkiye’de geçici koruma altındaki kayıtlı Suriyeli sayısı, bir önceki aya göre 16 bin 91 kişi artarak toplam 3 milyon 587 bin 266 kişi oldu. Bu rakam içinde, kamplarda kalanlar da yer alıyor.
27 Şubat 2020 tarihi itibariyle, geçici barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı, Göç İdaresi tarafından 64 bin 48 kişi olarak açıklandı. Bu sayı geçen ay (Ocak 2020) 63 bin 452 kişi, 2019’un başında 143 bin 558 kişi, 2018’in başında ise 228 bin 251 kişiydi. Suriyelilerin yalnızca %1,78’i kamplarda yaşıyor. Bu da şehirlerde yaşanan kalabalık resmin de bir karşılığı.
27 Şubat 2020 tarihi itibariyle şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı, 3 milyon 523 bin 218 kişi oldu. Şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı, geçen aya göre 15 bin 495 kişi arttı. Suriyelilerin %98,22’si şehirlerde yaşıyor. Suriyelilerin hangi şehirde yaşayacağına, Göç İdaresi karar veriyor. İstanbul başta olmak üzere, bazı büyük şehirler Suriyeli alımına kapalı tutuluyor. 440 bin 569 Suriyeliye ev sahipliği yapan Hatay, bu şehirlerden bir tanesi.  -Tamer Yazar-

Exit mobile version