Biraz baksak, temizlesek…

Paslı boruları kaldırsak… Restorasyon çalışması Kasım 2018’de tamamlanan Antakya Nakip Camii’nin hemen yanı başındaki tarihi çeşmenin hikâyesi çok fazla bilinmese de, bugün hala kent yaşamının önemli bir parçası! Ama ne ona eklenen musluğu ‘dün hikâyesine’ yakışıyor, ne üzerinde büyümeye devam eden otlar, çiçekler, ne de musluğundan uzanan paslı boru… Adını birçoğumuz bilmeyiz, ama yanı başından […]

Paslı boruları kaldırsak…

Restorasyon çalışması Kasım 2018’de tamamlanan Antakya Nakip Camii’nin hemen yanı başındaki tarihi çeşmenin hikâyesi çok fazla bilinmese de, bugün hala kent yaşamının önemli bir parçası! Ama ne ona eklenen musluğu ‘dün hikâyesine’ yakışıyor, ne üzerinde büyümeye devam eden otlar, çiçekler, ne de musluğundan uzanan paslı boru…

Adını birçoğumuz bilmeyiz, ama yanı başından geçerken, hikâyesini okumak için yanaşır ve ona dair bir şeyleri öğrenmek için çabalarız! Hikâyesi paylaşılmayan nice kültürel ve tarihi emanet gibi o da! Az bilgi ile gizem yaratma çabamızın bir karşılığı hatta!
Burası, Antakya Nakip Camii yanındaki, Kabaltı Çeşmesi. Tarihi evlerin orta yerinde, ufak bir meydana bakar yorgun yüzü. Musluğundan akan su ile ‘buradayım’ der. Yaşama sımsıkı sarılır. Yaşlı bedenine sonradan eklenenlerden ise mutlu değildir, ama sessizdir.
-TEZ KONUSU-
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları (Türk-İslam Sanatları Tarihi) Anabilim Dalı’na sunulan ‘Hatay İlinde Türk Mimarisi’ adlı bir tez çalışmasında, çeşmeye dair şu anlatılır:
“İki sivil yapının kesiştiği köşeye yerleştirilen çeşme, kare bir alana oturmaktadır. Doğu ve kuzey yönlere bakan çeşme nişlerini sepetkulpu kemerler belirlemektedir. Çeşme nişlerinin köşeleri, köşe sütunceleri ile yumuşatılmıştır. Cepheler, bir birinin tekrarı şeklinde ele alınmış olup, nişlerin gerisine su deposu yerleştirilmiştir.
Çeşmenin, tezyini unsur olarak değer kazanan kitabesi ve köşeleri yumuşatan sütuncelerinin dışında herhangi bir dekoratif öğesi tespit edilememiştir. Sade görünümlü çeşmede kesme taş kullanılmıştır. Çeşmenin ilk inşası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşamadık. Ancak yapı üzerinde bulunan kitabesinde, H.1219 – M.1804 tarihinde onarıldığı belirtilmiştir. Buna göre çeşmenin inşası, söz konusu tarihten önce gerçekleştirilmiş olup, kesin tarih olarak daha fazla bir tahminde bulunma imkânımız bulunmamaktadır.”
-KİTABEDE YAZAN-
Tez çalışmasında da paylaşılan, “Çeşmenin doğu cephesinde ‘Maşallah’ ibaresi yer alırken kuzey nişi içerisinde bulunan dört beyitlik kitabe bulunmaktadır” ifadesine ekli satırlar ise, çeşmenin bugüne dair anlatıla-mamış hikâyesine eski dilde eklemeler yapıyor…
-Hamd-u senâ olsun ebed-ü evvel izzet ferd-u samed’e
-Tamirine kıldı medet bu çeşmenin Bâr-ı Hüdâ
-Tevfik idip oldu hitam makbul buyurup el-enam
-Vakf oldu bu ma hasu amm nuş eyleyen itsin safa
-Tavan-ı nakşı zer gibi abı dahî kevser gibi
-Savtı dahî ya hu der gibi reddetmeye Rabbu’l-ala
-Tarih-i sıdkı gûş iden samileri medhuş iden
-Ab-ı zülali nuş iden sahibine anda sena
-Sene 1219 (1804)
-NEDEN ÖNEMLİ?-
Yerel idareler tarafından, eski kent sokaklarında başlatılan restorasyon çalışmalarını izleyenler, ‘çeşmeler’ için de proje geliştirilmesini ve eldekilerin gelecek nesillere ulaşmasının sağlanmasını istiyor. Ama bunu isterken de, taş kesme çeşmelere eklenen aparatların orijinal yapıya uygun ve eldeki değeri omuzlayabilecek ayarda olması gerektiğinin de altını çiziyor.
Tez çalışmasında da ifade ettiği gibi… “Hatay’da tespit edebildiğimiz çift cepheli iki çeşme örneğinden biri ve en eski tarihlisi olması sebebiyle, bu çeşme önem kazanmaktadır.”
-BİR HAZİNE-
“Bu kent bir hazine” diyen bir turizmci bitirsin bugünü…
“Herkes, gelen turist otobüslerinden, dolu restoranlardan bahsediyor. Ama bir şeyi unutuyor. Çok basit bir örnek vereyim size… Evinize misafir çağırdığınız zaman ne yaparsınız? Hazırlık, değil mi? Daha şık giyinir-siniz. Evinizi toparlar, temizler-siniz. Gelen misafirlere çıkaracağınız ikramlara özenirsiniz. Hatta hanımlar, o güne özel örtüler çıkartır, ikram malzemesi bile gündelikten farklıdır. Niye? Çünkü misafir ağırlamak önemlidir. Bu kentin ağırladığı misafirler için de aynı şeyi düşünün. Her bir misafir, birkaç misafir demek. Çünkü çekilen fotoğraflar, paylaşılan hikâyeler, videolar, yapılan sohbetler ve daha fazlası, bu kente gelecek başka başka kalabalıklar demek. Daha çok kazanç ve daha çok gelir demek. Peki, istediğimiz şey nedir? Basit! Tüm bu paylaşımlarda bu kent güzel anlatılsın, güzel çıksın ve güzel paylaşılsın. Peki, sizin bana verdiğiniz örnek gibi, her şeyimizle hazırız, diyebiliyor muyuz? Buna ‘evet’ diyebilenler var ki, hala ‘hazırlıksız’ bir halde misafir ağırlamaya devam ediyoruz. Benden bu kadar!” -Tamer Yazar-

Exit mobile version