Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yapılan kazı çalışmaları sırasında bulunan tarihi eserler için bir haber başlığı atan ‘Aktüel Arkeoloji’ Dergisi, ‘Taksim’de arkeolojik alanlar hızlıca kapatılıyor mu?’ diye sormuş. Benzer bir soruyu biz de Antakya için soralım mı? Ama eldekinin tespitini yapmayı da unutmayalım!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstiklal Caddesi’nde altyapı, çevre düzenleme ve nostaljik tramvay raylarını yenileme çalışmaları kapsamında yapılan çalışmalarda tonozlu bir yapıya ait küçük bir bölüm açığa çıktı. Buna dair haberi manşetine taşıyan ‘Aktüel Arkeoloji’ Dergisi ise aslında bizlerin Antakya özelinde yaptığı bir şeyi tekrarlamış ve çok net bir soru sormuş… “Taksim’de arkeolojik alanlar hızlıca kapatılıyor mu?”
“İstiklal Caddesi Küçükparmakkapı Sokak’ta, cadde ve sokağın yenileme çalışmaları sırasında, tuğlalarla yapılmış, tonozlu bir yapının küçük bir kısmı açığa çıktı. Açığa çıkan kısmın kısa bir süre sonra, üzerine kaldırım taşları döşenerek üstü kapatılmıştır.”
-BAKAN’DAN ELEŞTİRİ-
Asi suları altında emanete (!) bıraktığımız ve aslında ‘gömdüğümüz’ eski Roma mı tek sorunumuz? Değil… Ne yazık ki değil… Önceki gün gündeme getirdiğimiz, tarihi ve kültürel yerlerin ‘yön’ tabelalarında neden eksik ve hatta yanlış bir şekilde yazıldığı ‘haberi’ için sosyal medya hesabından kısa ve net bir yorum yapan Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay da elde biriken listeye ek yapanlardan.
Hatırlanacağı gibi; kentin turizmine yön veren kurumlarca hazırlanan yön tabelalarında yer alan YENİ ARKEOLOJİ MÜZESİ isminin altına İngilizce ile (MUSEUM), SAINT PIERRE KİLİSESİ isminin altına İngilizce ile (CHURCH) ve Anadolu’nun ilk Cami’si olma sıfatı nedeniyle önemli bir yere sahip olan
HABİB-İ NECCAR CAMİİ isminin altına da İngilizce ile (MOSQUE) yazılı. Bizler de, Antakya gibi bir kentin kendini dünyaya anlatma şekline eklenmesi gereken ifadelerin neden bu kadar eksik ve hatta neden bu kadar hatalı olduğu sorusunu gündeme taşımış ve hatadan dönülmesi gerektiğinin altını çizmiştik.
Bu konuda oldukça kısa bir değerlendirme yapan eski Bakan Günay’ın ifadeleri mi?
“Haklı uyarılar! Bu tabelalarda belirtilen yerlerin tümü özel ve özel açıklamaları hak ediyor.”
-PERDE ÇEKMİŞİZ!-
Sorunları çözümleri ile buluşturmak yerine, sorunları gündeme taşıyanları ‘yok’ sayma geleneğimizi sürdürüyoruz, bu çok belli. Hatta var olan sorunların gündeme taşınmasını engellemek için o sorunların üzerine ‘perde’ çekme geleneğimizi de ısrarla sürütüyoruz. Espri gibi ama, gerçek! Eski Müze binasında sıklıkla eleştiri konusu olan, bazı mozaiklerin kaldırım taşları üzerinde yükseltilmiş ve duvara yaslı hallerinin haber yapılmasını istemeyen Müze İdaresi ve kurumsal yetkililer, bu alanı bir örtü ile kapatma gereği hissetmiş. Bu şekilde de eleştirileri sıfırlamak ve haberin tekrarını engellemek istemiş.
Peki, sorunlar bitmiş mi? Perde çekince, çözüm olmuş mu? Yoksa kandırmış mıyız? Ama en çok da kendimizi!
Hepsinden öte, Büyükşehir Belediyesi tarafından Defne ilçesi Uğur Mumcu Alanı’nda yapımına başlanan ‘Battı-Çıktı’ Projesi sırasında ortaya çıkan Roma dönemi mozaikleri unuttuk mu? Peki ya o mozaiklerin ötesinde çıkan, ama çıktığı gibi üzeri kapatılan diğerlerini! Kapatılmasının ardından, üzerine ne bir konuşma ne bir açıklama yapmayanları! Soruları cevapsız bırakanları! Sorumlu ‘makam’ olan, ama ‘sorumsuzca’ davrananları!
Bu konuda konuşan ve ismini vermek istemeyen bir turizmcinin dediği gibi… ‘Sahi, ne olacak bizim bu halimiz?’ -Tamer Yazar-