Biz ise eldekilerin tartışmalı hikayesinde…
Bu fotoğrafları bir okurumuz paylaştı. Ardından da, gördüklerine ve şahit olduklarına dair şu yorumu yaptı: “Bu taş köprünün bir tarafından girersiniz, ama diğer taraftan çıkamazsınız! Önünüzde bir duvar vardır çünkü… Yanında ise beton bir köprü yapılmıştır. 2017 yılında memleket manzaraları… Kırıkhan/Kaletepe Mahallesi.” Peki, eldeki size ne anlatıyor? Ne anlatmalı?
Önceki gün bir haber okuduk, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Anadolu’dan kaçırılan tarihi ve kültürel mirasa dair verdiği hukuksal mücadeleye dair. Sonuç mu? Türkiye topraklarından yasa dışı olarak çıkarılan ve şu anda İskoçya’da bulunan milattan önce 4. yüzyıla ait ‘altın taç’ yakın bir zamanda Türkiye´ye getirilecek.
Bu konuda bir açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, bu yıl toplam 44 eserin Türkiye’ye kazandırıldığına dikkati çekmiş ve demiş ki… “Şu anda sırada İskoçya’nın Edinburgh kentinde bulunan altın taç var. Bu eserin Karyalılar dönemine ait olduğu biliniyor, ispat edilmiş durumda. Şu anda yedieminde bekletiliyor.”
Buna dair sürecin zorluğuna da işaret etmiş Bakan Kurtulmuş ve o zorluğu da şöyle resmetmiş… “Bir eserin gelmesi yıllar alıyor. 5, 7, 10 yıl,
-PEKİ BİZLER!-
Eldeki hikâyenin Hatay ayağında duran ve ‘medeniyetler kenti’ hikâyesinin sermayesinden ‘yeme’ ısrarımızı ve ‘iştahımızı’ asla kaybetmeyen bizler mi? Son örneğimizle beraber, daha önceki kötü örneklerimize başka başka şeyler eklemişiz! Örneğimizi bizlerle paylaşan ise bir okurumuz!
Burası, Kırıkhan’a 20 dakika mesafede, Kaletepe mevki… Taş bir köprü! Hikâyesini çok fazla bilen kimse yok. Yaşını da… Hemen yanı başında bir okul var. Kaletepe Ortaokulu ve İlkokulu. Taş köprü zaman içinde ihtiyaca cevap veremeyecek duruma gelince, çözüm, beton bir köprüde bulunmuş. Yeni köprü de eskisinin hemen yanı başına eklenmiş! Durum böyle olunca, diğer köprü gözden çıkarılmış! Fotoğraflara ekli ‘traji-komik’ hal de buna dair! Köprünün diğer çıkışının hemen önüne duvar örme çabamız da buna dair.
-BU SÖZLER HEPİMİZE!-
Okuyucumuzun ‘şaşkınlıkla’ izlediği bu duruma eklediği yorum herkese gelsin. En çok da bu kentin ‘tarihini’ ve ‘kültürünü’ yönetme konusunda şu ana kadar iyi bir sınav verememiş kent idarecilerine…
“Bu taş köprünün bir tarafından girersiniz, ama diğer taraftan çıkamazsınız! Önünüzde bir duvar vardır çünkü… Yanında ise beton bir köprü yapılmıştır. 2017 yılında memleket manzaraları… Kırıkhan/Kaletepe Mahallesi. Kırıkhan’a 20 dakikalık mesafede…”
M.Ö. 4. yüzyılda, Anadolu’nun eski Karya bölgesine (Güneybatı Anadolu Bölgesi) ait bir eser olduğu belirlen Altın Taç için verilen hukuk mücadelesinin ardından Anadolu’ya, ait olduğu topraklara getirilmesine dair elde edilen başarının heyecanını, “Altın taç da geldiği zaman, onun da Türkiye’ye çok büyük bir kazanım sağlayacağını düşünüyoruz. 56 eser daha sırada bekliyor, her birini hafiye gibi takip ediyoruz. Hatta öyle ki takip ederek durduğumuz bazı müzayedeler oldu. Bu sene içerisinde bunlardan en önemlisi Londra’da çok önemli bir müzayede salonunda 16. yüzyıla ait olan, Karahisari’nin oğlunun el yazması Kur’an-ı Kerim eserinin müzayedeye çıkarılacağını öğrendik, takip ettik. Eserin Türkiye’ye ait olduğunu ortaya koyarak müzayedeyi durdurduk. Şimdi Türkiye’ye getirilmesi için de teşebbüslerimizi sürdürüyoruz. İnşallah onu da getireceğiz” diyerek paylaşan Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un, benzer bir heyecanı bizlerin ‘eldekiler’ için bir türlü paylaşamaması adına ne söyleyeceğini merak ediyoruz! Peki ya siz, ‘kent yöneticileri’! Merak ediyor musunuz? -Tamer Yazar-