Türkiye’de merkezi hükümetten bağımsız ‘alternatif belediyecilik’ yapmanın imkânsız olduğunu söyleyen ve kayyum atanan belediyelerin de bu sonucun bir karşılığı söyleyen, Mersin-Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Yüksel Mutlu’nun mesajı net oldu: “Biz buna ‘hayır’ diyoruz. Kimseye tabi olmayacağız, yerel ne diyorsa onunla birlikte bu işi yapacağız. Mesele burada!”
HDP Defne İlçe Örgütü tarafından ‘Yerel Yönetimler ve Halkçı Belediyecilik… Sorunlar-Beklentiler-Çözümler’ başlığında organize edilen Panel, Antakya Atatürk Parkı içindeki Belediye Nikah Salonu’nda önceki yapıldı. Panel’e, ‘Halkçı’ uygulamaları ile yerel idarecilik algısına ciddi bir ivme katan Ovacık Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu yanı sıra, 15 Temmuz’un ardından çıkartılan KHK’lar sonrasında görevden alınan ve yerine ‘kayyum’ atan Mersin-Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Yüksel Mutlu katıldı. Panel’in moderatörlüğünü Gazeteci Ali Yolcu yaptı. Salonun tamamen dolu olduğu Panel’i izlemek ve dinlemek için gelenlerin bir kısmı ise ayakta kaldı.
Konuşmasına, ‘görevden alınması’ ve yerine ‘kayyum atanması’ ile devam eden sürece işaret ederek başlayan Mersin-Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Yüksel Mutlu, 15 Temmuz sonrası Türkiye’sinin KHK’larla şekillenen bu tartışmalı sürecini özetlerken şöyle konuştu:
“Bizim 106 belediyemiz vardı. Bu 106 belediyenin 98’i cezaevinde. Geride 3-5 tane belde kaldı. Onlar da kaymakamlıklardan izin almadıkça her hangi bir işlem gerçekleştiremiyor. Yani şöyle diyebiliriz ki, tüm belediyelerimize ‘kayyum’ geldi. Peki, ‘kayyum’ neden geldi? İşte bu, kocaman bir soru! Ben, burada oturan her bir arkadaşımın bu analizi yapabildiğini biliyorum. Çünkü yaşananlar anti demokratik bir uygulamaydı. Niye mi? Bizi kim seçti? Halk seçti. Bizi kim görevden alabilirdi? Halk alabilirdi! O yüzden de hep dediğim ve tekrar ettiğim gibi… Ben hala Mersin-Akdeniz Belediyesi Eş Başkanıyım. Ben kendimi hala öyle görüyorum, ki tekrar bir sandık kurulana değin Eş Başkanlık görevimi yapmaya devam edeceğim. Yapıyorum da. Tamam, bir binamız ya da devletin mührü olmayabilir ama… Biz, demokrasiyi haykırmaya ve halkımızla birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Seçilmeden önce bunun sözünü verdik ve bu sözümüzü yerine getirmeye devam ediyoruz.”
Kendisinin de Ovacık Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu gibi Dersimli olduğunu söyleyen Yüksel Mutlu, “İki Dersimli olarak burada olmaktan memnunuz” diye konuştu. Yaşananlar noktasında anlatacak çok şeyi olduğunu söyleyen Mutlu, konuşmasına devamla şunları söyledi:
“Yerel siyaset; halkın isteklerine, arzularına cevap olabilme, olmaya çalışma sanatıdır. Peki, hepsine cevap olabiliyor muyuz? Kuşkusuz ki hayır, olamıyoruz. Buradan bakıldığında, elbette ki benim Partimin (Demokratik Bölgeler Partisi) de bu konuda eksiklikleri ve zaafları var, hatta yetmezliklerimiz de olmuştur. Ama şunu da ifade etmek isterim ki, yerel yönetimler konusunda çok fazla özeleştiri de yapıyoruz.”
-ANTAKYA GİBİYİZ-
Görev yaptığı Mersin ili Akdeniz ilçesine dair konuşurken, Antakya ile benzerliklerine işaret eden Mutlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ali Bey (Moderatör-Gazeteci Ali Yolcu) biraz önce Antakya için konuşurken, burası için ‘barış ve hoşgörü kenti’ ifadesini
Akdeniz ilçesinin, HDP ve DDP’nin batıdaki tek belediyesi olduğunun altını özenle çizen Yüksel Mutlu, farklı etnik ve inanç gruplarının bir arada olduğu bir yerde hizmet vermenin kendileri için ciddi bir avantaj yarattığını da söyledi ve şu tespiti yaptı:
“Kuşkusuz böylesi bir yapıya sahip olmanın çok ciddi avantajları oldu. Hem kişisel hayatımda hem partimin hayatında çok ciddi ve kazandırıcı yanları oldu. Nedir bunlar? Bir kere bizler bu farklı gruplardan, bu medeniyetlerden çok şey öğrendik. Çünkü burası bir kültür bahçesiydi. 72 milletin bir arada yaşadığı ve herkesin de birbiri ile barışık olduğu bir yerdi. Kavga da yok gürültü de. Niye? Herkes birbirini olduğu gibi kabul ediyor. Aslında şuna rağmen… Hükümetlerin, iktidarların, faşizmin tekçi politikalarına rağmen! Milliyetçi ve militarist politikalara rağmen!”
-KADINA ŞİDDET-
Yerel yönetimlerin, toplumsal kalabalık içinde yaşanan, patlak veren ya da tekrar eden sorunlara kalıcı çözüm getirmesi gerektiğini de ifade eden Mutlu, bu sorunların en bariz örneğinin ‘kadına yönelik şiddet’ olduğunu söyledi ve şu paylaşımı yaptı:
“Kadına yönelik şiddet nerede yaşanıyor? Hane içinde, aile içinde… O hanede, o mahallede, o sokakta… Peki, yaşanan bu şiddete kim müdahale edecek? Bu konuda siyasetçiler kocaman şeyler söylüyor zaten! Takım elbiseli, kravatlı bir sürü erkek çıkıp Meclis’te bu konuyu dile getiriyor! Hatta öyle ki, kadına şiddetin zirve yaptığı bir dönem yaşıyoruz. Ama buna asıl müdahale etme yeri neresi? Yereller, yerel idareler… Eğer oradaki yerel yönetici bir politika geliştirebiliyorsa, buna dair bir çalışma yürütebiliyorsa, işte o zaman şiddete müdahale edebilme yeteneğine sahip olabilir. Yoksulluk da diğer bir başlık. Evet, buna dair asıl çözüm devletin işi. Ama yereller de bu konuda sorumluluk almayacak mı? Almalı! Yoksulluğu giderecek politikalar üretebilmeli. Yani şunu demek istiyorum… Bu süreç içinde çalışırken, ‘Devletten bekleyen, beklenti içinde olan ve bunun için de ağlayan olmadık, olmayacağız’ dedik. Bizler; bu sorunlara çözüm üretebilen, çözüm üretmeye çalışan, halkla beraber bunu yapanlar olmalıydık.”
-MAHALLE MECLİSLERİ-
Akdeniz Belediyesi olarak, kurdukları mahalle meclislerinden bağımsız karar almadıklarını, alınan kararlara bu anlamda halkın iradesinin de eklendiğini söyleyen Yüksel Mutlu, “Mahalle meclisleri, kendi seçimlerini kendi içlerinde yapıyorlar. Biz de düşündük, taşındık ve dedik ki… Şiddetin, yoksulluğun, istismarın, çevresel sorunların ve daha birçok şeyin yaşandığı mahallelerde ‘mahalle evleri’ açalım! İstedik ki, kadın, şiddete uğradığında oraya gelsin. Bir çocuk istismara uğradığında orada başvuru yapabilsin. Kadınlar ya da gençler kendi toplantılarını, kendi kültürel aktivitelerini orada yapabilsin. Bu amaçla, birçok mahallede bu amacı gözeterek ‘mahalle evleri’ açtık. Çünkü mevcut tüm bu sorunlar oradan başlayıp yukarı doğru gelecek.”
-YEREL BASKI ALTINDA-
Demokrasinin yerelden genele gelişeceğini de söyleyen Yüksel Mutlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Peki, Türkiye’de durum nedir? Bundan önceki hükümetler de ve bu hükümet de dahil olmak üzere, seçim dönemlerinde şunu her birimiz duymuşuzdur. ‘Oyunu, iktidar partisine ver ki hizmet gelsin…’ Bunu mutlaka hepiniz duymuşsunuzdur. Bu, merkezi hükümetlerin, bundan öncekiler de dahil olmak üzere, yereller üzerindeki vesayetidir. Yani merkezi hükümet, yerele açıkça şunu söylüyor… ‘Alternatif belediyecilik yaparsan, ben seni görevden alırım!’
Başlarken şunu söyledim… Yerelde hükümet etme sanatı, yereli yönetebilme sanatıdır. Ama merkezi hükümet size aksini diyor ve ekliyor, ‘Hayır, yereli yönetemezsin!’ Biz de buna ‘hayır’ diyoruz. ‘Kimseye tabi olmayacağız, yerel ne diyorsa onunla birlikte bu işi yapacağız’ diye de ekliyoruz. Mesele burada.”
Panel’in diğer bir katılımcısı olan ve sözlerine “Sizlere Dersim’den selam getirdim” diyerek başlayan Ovacık Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu da hayata geçirdikleri ‘halkçı’ hizmet algısını anlattı, neler başardıklarını paylaştı. Panelin sonunda ise katılımcılardan gelen sorular cevaplandırıldı. -Tamer Yazar-