Türk tipi Cumhurbaşkanlığı sisteminin tek adam yönetimine dönüştüğü ve bu nedenle de toplum içerisinde hoşnutsuzluğa yol açtığı gelişmelerden anlaşılmaktadır.
Nitekim kamuoyu yoklamaları da bu gerçeği ortaya koymaktadır.
Cumhur ittifakı oylarının giderek düştüğü, buna karşılık muhalefet partilerinin oylarında bir artışın söz konusu olduğu yapılan anket sonuçlarından anlaşılmaktadır.
Öyle ki; tek adam yönetiminin sakıncaları net bir biçimde ortaya çıktığı içinde, seçmenin iktidar partisine bakış açısında da önemli bir değişim olmuştur.
Artık %50+1 oy oranına ulaşmanın zor, hatta imkânsız olduğu görüldüğü içinde, bu oranın %40’lara düşürülmesi için nabız yoklamaları başlamıştır.
1 Ekim’de parlamentonun çalışmaya başlaması ile birlikte Cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı Erdoğan’ın yapmış olduğu konuşmadan da bu durum anlaşılmaktadır.
Nitekim bir soru üzerine de, bunun kararını meclisin verebileceği ve bu nedenle de anayasa değişikliği için gerekli çoğunluğun aranması zorunluluğu dile getirilmek suretiyle, siyasi partiler arasında bir işbirliği yapılmasının gerekliliği zımni olarak belirtilmiştir.
Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere, uyanış başladığına göre bunu yeniden uyku moduna dönüştürmek oldukça zordur.
Cumhur ittifakının oy oranının giderek aşağı yönde bir seyir izlemesi, bu ittifaka destek verenleri derin bir düşünceye sevk etmiştir.
Kısa bir süre önce parlamentonun neredeyse işlevsiz hale gelmesine yol açan uygulamalar yerine, bugün parlamentonun daha etkin bir rol üstlenmesi yönündeki çağrılara, gönüllü ya da gönülsüz bir şekilde yanıt verilmeye başlandı.
Gelişmeler Türk demokrasisinin, dünyanın gerçek demokrasiyi uygulayan ülkelerinde olduğu gibi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin tam olarak uygulanması gerekliliğinin seçmen tarafından da arzu edilmekte olduğu görülmektedir.
Yaklaşık bir asrı aşkın bir süredir ülkemizde uygulanan ve çok partili yaşama girmemizden sonra tam anlamıyla da uygulamaya konulmak istenen parlamenter sistem yerine, Türk tipi başkanlık sisteminin geçirilmesi büyük bir çoğunluk tarafından kabul görmemiş gibi görünüyor.
Elbette ki ülkemizde de uygulanan parlamenter sistemin bazı eksikleri, bazı yanlışları vardır.
Bu eksikleri gidermek, bu yanlışlardan doğruya yönelik bir dönüş yapma yerine, parlamenter rejimi tamamen etkisiz hale getirmek suretiyle Türk tipi başkanlık sistemine geçilmesini istemek ve savunmak kanaatimize göre doğru bir yol olmamıştır.
Türk tipi başkanlık sisteminin, tek adam yönetiminin oluşmasına neden olduğu gelişmelerden anlaşılmaktadır.
Tek adamın düşünceleri ve çevresindeki insanların ona gösterdiği yol doğrultusunda alınan kararların, hiçbir ciddi denetime tabi olmadan yürürlüğe konulması, ilerde telafisi imkânsız, ya da zor olacak zararların oluşmasına neden olabilecektir.
Bu nedenle de ülkemizin bir asrı aşkın süredir uyguladığı parlamenter sistemin yeniden etkin hale getirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Nitekim Cumhurbaşkanının seçilebilmesi için %40 oyu gerektirecek anayasal değişikliğin yapılması istemi de bu zorunluluğu bir kez daha göstermiştir.
Yapılması gereken, tek adam yönetiminin güçlenmesinin sağlanması yerine, parlamenter sistemin yeniden etkin hale getirilmesi, anayasanın öngördüğü doğrultuda kuvvetler ayrılığı ilkesinin ödünsüz uygulanmasının gereklerinin yapılması suretiyle içinde bulunulan sıkışık durumdan aydınlığa çıkma yolunda ilerlemek olmalıdır.
Yaşanan sorunların tamamında özgürlükçü demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile uygulanmasının yattığını hatırdan uzak tutmamak gerekir.
Bu nedenle tek adam yönetimini güçlendirecek bir anayasal değişikliği arayışına girmek, bunun içinde %50+1 yerine %40 oyun yeterli olmasını sağlama yerine, parlamentoyu yeniden etkin hale getirmek ve kuvvetler ayrılığı ilkesini anayasanın ön gördüğü doğrultuda yaşama geçirmek daha doğru ve daha kolay bir yol olacaktır. Böyle giderse, yanlışta ısrar devam ederse, kısa süre içerisinde % 40’ta yetmeyecek , % 30, %25,%20 bile beklentiye cevap vermeyecek duruma gelinecektir.
Bu nedenle Türk tipi başkanlık sistemi yerine, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönülmesi, demokrasimiz açısından daha doğru, daha sağlıklı bir yol olacaktır…
YORUMLAR