Peki, kaç ton ‘beton’ var burada?
Gerçeğin sloganlara karıştığı bir ülkede yaşarken, hele ki ‘doğru söyleyenin dokuz köyden kovulduğu’ bir işleyişin içinde yaşamaya çalışırken, çoğunluğun susmasını yadırgamamak gerek belki! Kayıplarımızın bu kadar çok olduğu bir şehirde hiçbir şey yokmuş gibi davranmamızı da!
Ankara’dan gelen son haber, bu kentin son birkaç yüzyıllık kent kimliğine damgasını vurmuş ‘tescilli’ yorgun yapıları için ne kadar ‘umut’ olur bilinmez ama, eldeki için biriken sessizliğimizin söyledikleri noktasında duralım mı biraz. Ankara’dan Hatay’a fısıldanan, “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın doğrudan merkez bağlı taşra teşkilatı olarak Hatay ilinde ‘Hatay Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü’ kurulması, adı geçen Bakanlığın 25/9/2017 tarihli ve 194710 sayılı yazısı üzerine, 27/9/1984 tarihli ve 3046 sayılı kanunun 17’inci maddesinin (d) bendine göre Bakanlar Kurulu’nca 2/10/2017 tarihinde kararlaştırılmıştır” kararını okurken hele ki…
-NE YAPTIK?-
Geçtiğimiz hafta sonu, bu kente gelen yabancı bir gazeteci eşliğinde, ‘tarihin ışıklandırılmış ilk caddesi’ ünvanlı Kurtuluş Caddesi boyunca ilerledik. Attığımız her adımda, o ‘BİNLERCE YILLIK’ denen tarihin ‘yorgun’ da olsa izlerini sürdük! Bol bol fotoğraf çektik. İnsanlarla konuştuk. Herkesin kendi içinde biriktirdiği hikâyeleri birleştirip bu kente dair tek bir hikâye çıkartmaya çalıştık. Ama olmadı! Adımlar ilerledikçe, ‘görmeyi umduğumuz’ hikâye değil, bugüne iliştirilen bir hikâye ile karşılaştık. Betondan bir hikâye! Çok katlı bir hikâye! Yıllar içinde satır satır eksilmiş bir hikâye! Eksilen satırları yerine ‘karalamalar’ yapılmış bir hikâye!
Asıl korkutucu olan, silinen tüm o satırların ‘kent idarecilerinin’ gözleri önünde yitip gitmiş olması! Eksilen hikâyenin yerine konulanın, ama resmi imzalar eşliğinde ortaya çıkmış olması!
-GÖRÜNTÜLER ÜZÜCÜ!-
Bizle beraber adımladığı cadde için konuşan Gazeteci misafirimiz mi? Söyledikleri, kaybedilen ‘dün’ adına ve bugünün ‘sorumluları’ adına…
“Burası için anlatılanlarla burada gördüklerim arasında hiçbir benzerlik yok desem… Antik bir yoldan bahsettiklerini duymuştum. Eski bir Roma yolu… Sütunlardan oluşan görkemli bir yol… Hatta bir dönem buna dair çalışma da yapılmıştı, doğru mu? Çalışmayı yapanlar bugün neredeler, niye o çalışmanın devamını getirmediler bilmiyorum ama, şu gördüğüm cadde, bu kentin çığlığı gibi! Dili olsa da konuşsa, neler söylerdi acaba? Neler söylerdi bilmiyorum ama, söyleyecekleri hiç birimizin hoşuna gidecek şeyler olmazdı herhalde. En çok da bu kenti yönetenlerin yüzü asılırdı.
Aslında bu gördüğümüz her şey suçtur, biliyor musunuz? Dünya’nın ilk ışıklandırılmış caddesini böylesi bir beton işgali altında tutmak büyük bir suç… Hadi anlarım, eski yapılar yıkılmıştır, depremler ya da başka başka sebeplerle, ama… Bu kadar mı? Sahi, bu kadar apartmanın kentin bu eski yakasının bu binlerce yıllık caddesinde işi ne?
Ben söyleyeyim siz yazın ve sorumu cevaplandırırlarsa lütfen bana iletin… Geçmişte bu caddenin eski hali için çalışma yapanlar, hatta bana ilettiğiniz onca açıklamayı ortaya koyanlar bugün neredeler? Onlar, sadece bir şehre değil, ama… Antakya’nın Dünya’daki özel konumuna yazık ediyorlar. Kaybettikleri şeyler aslında o kadar çok ve o kadar büyük ki, farkında bile değiller.”
-HATIRLAYALIM MI?-
Amerikalı Gazeteci misafirimizin ifade ettiği haber, 2016 senesine dair… Peki 2016’dan 2018’e ekli ‘proje çalışması’ için, “Cadde’nin, zaman içinde yer yer toprağın altında kalan yaklaşık 100 metrelik antik sütunlu Roma yolu, Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak çalışma sayesinde gün yüzüne çıkarılacak. Yerin yaklaşık 7 ile 9 metre altında kalan yol tünellerle ulaşılıp, ledlerle yeniden ışıklandırılarak kentin cazibe merkezi haline getirilecek…” diyen ‘detayların’ sahipliğinde duran Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne bir kez daha soralım mı?
Ama önce, söylenenleri hatırlayalım…
“Yaklaşık 7 ile 9 metre aşağıda eski kaldırım taşlarını bulduk. Yapacağımız çalışmayla eski zemine bir tünel açacağız. Tüneli led ışıklarıyla ışıklandıracağız. Aşağıda gerçek zeminin üzerinde 100 metrelik bir yürüyüş parkuru yapacağız. Böylece ‘eski’ caddeyi gün yüzüne çıkarmış olacağız. Üstteki akış da normal şekilde devam edecek.”
-HARİTALARA NE OLDU?-
Merak edilen konu oldukça net… Dünya’nın ışıklandırılmış ilk caddesinde jeoradarlarla tarama yapan ve geçmiş dönemdeki mevcut tarihi yapıların adeta yeraltı haritasını çıkartan yerel idareciler, eldeki ‘beton’ trafiğinin ne kadarını kurtarma hedefinde? Soruyoruz! Çünkü Anıtlar Kurulu, Müze ve Üniversite yetkililerinin de içinde olduğu çalışma artık ne gündemde ne de eldeki adına ‘koruma’ algımız dün kadar güçlü! Özellikle de bu tarihi caddeye bakan tescilli evlerin sokağına güpegündüz ‘asfalt’ dökecek kadar cesaret kazanmışların memleketinde nefes alıp veriyorken!
Bir yazarın dediği gibi… Sessizlik yemininde herkesin olan bitene sırtını dönmüş olması, bizlerin de sırtını dönmesini gerektirmemeli! Peki, aramızda ‘konuşmak’ isteyen var mı? Peki ya ayağa kalkıp da ‘sorumlular’ adına bu kentin acılarının hesabını sormak isteyen! Var mı? -Tamer Yazar-