Mahir Mansuroğlu: “Aslında bizim herkese şunu göstermemiz lazım… Hayata dair her şey para değil. Olmamalı da. Buradaki çalışmalarımız, ortaya koyduğumuz imece de bunun birer karşılığı.”
Yaşanan bir acı üzerinde yükselse de; çocuk yüzlerde yarattığı gülümsemesi, raflarını dolduran kitapları ve yarına dair imecesiyle 3. senesine giren Ahmet Atakan Kütüphanesi, yazın başında başlattığı zeytin hikâyesinde 1 ton rakamına ulaştı bile.
-Zeytin isteyen?-
Konuya ilişkin konuşan, Kütüphane yöneticilerinden Mahir Mansuroğlu, kütüphaneye gelir sağlamak üzere başlattıkları çalışmada şu ana kadar 1 ton zeytin kırdıklarını ve kavanozlayarak satışını gerçekleştirdik-lerini söylerken, satın alma taleplerinin, yurt içinden olduğu kadar yurt dışından da geldiğine dikkat çekti. “Sağ olsunlar dostlarımızın bu anlamda desteği çok oldu” diyen Mansuroğlu, gelecek senelerde de benzer imecelerin devam edeceğine işaret etti ve şunları söyledi:
“Zeytinimiz çok az kaldı. Diyebilirim ki, 1 tona yakın zeytin ürettik. Şu an elimizde 200 kilo kadar zeytin kaldı. Hem şehrimizden, hem de yurt içi ve yurt dışından oldukça fazla talep aldık. Bu işi yaptığımızı duyan herkes, sağ olsunlar, Ahmet Atakan Kütüphanesi’ne katkı amacıyla, hazırladığımız ve kavanozlara doldurduğumuz zeytinlere talep gösterdi. İlgiden de destekten de fazlasıyla memnunuz. Elde kalan için de isteyen herkes Kütüphanemize başvurabilir.”
-Devam edeceğiz-
Kütüphane içerisinde bir araya gelen gönüllülerin imece çalışmasıyla ortaya çıkan tabloda biriken zeytinler için konuşan Mahir Mansuroğlu, Ahmet Atakan’ın isminde hayata geçen kütüphanenin çocuk düşlere şu ana dek verdiği katkı adına bu tür çalışmaların aralıksız devam edeceğini dile getirdi. “Zeytin, gelecek sene de olacak ve bu seneki miktarın da üzerine çıkacağız” diyen Mansuroğlu, şöyle konuştu: “Aslında bizim herkese şunu göstermemiz lazım… Hayata dair her şey para değil. Olmamalı da. Buradaki çalışmalarımız, ortaya koyduğumuz imece de bunun birer karşılığı. Kütüphane bünyesinde hayata geçirdiğimiz şenlikler de, projeler de bunun birer karşılığı. Normal şartlarda belki hatırı sayılır paralarla hayata geçecek olan şeyler, burada, herkesin gönlünden kopanlarla, o ‘imece’ dediğimiz şeyle gerçeğe dönüşüyor. Bizler, bunun mümkün olabildiği bir dünyaya işaret ediyoruz. Her şeyin parayla ölçülmediği bir dünyaya… Ama bunu işaret edip göstermek yetmez. Bu dayanışmayı ve imeceyi yaymamız lazım. Bu dayanışmayı ve imeceyi, Ahmet Atakan Kütüphanesi dışındaki her yere yaymamız lazım.” Tamer Yazar