“Ali Nail’in Öldüğüne İnanmıyoruz”
2020 Yılının 30 Aralık gecesi, Defne ilçesine bağlı Tavla mahallesin ’de yaşayan 23 yaşındaki Ali Nail Gündoğan, ardında büyük bir sır perdesi bırakarak kayboldu.
Ailesi, haberi sabah saatlerinde duydu. İlk bilgilere göre, Ali Nail, balık avlamak için kullandığı bir botla, arkadaşı S.T. ile beraber Çevlik açıklarında balığa çıkmış, ardından arkadaşını kıyıya yakın kayalıklara bıraktıktan hemen sonra, rüzgarın da etkisiyle akıntıya kapılıp sırra kadem basmıştı. Aradan tam dokuz ay geçti. Birçok kez gündeme gelen Ali Nail’in hikayesi, bir türlü tam olarak anlaşılamadı. İzine rastlanılamadı. Kullandığı bot, alet edevat çantası ya da cesedine kimse ulaşamadı. Ali Nail’in ailesi, başta babası Cuma Ali Gündoğan’ın ısrarlı arayışları, bir gün olsun dinmedi. Ortaya da son derece ilginç bir haber öyküsü çıktı. Çünkü Ali Nail’in ailesi, çocuklarının denizde kaybolup öldüğüne inanmıyor…
Ali Nail’in başına neler geldiğini öğrenmek, ailenin bu dokuz aylık zaman diliminde neler yaşadığını sormak için Gündoğan Ailesinin evine gittik. Ali Nail’in babası, ilk günkü acıyı yüreğinde hissederek ve zaman zaman gözleri dolarak başlarından geçeni anlattı.
Aile, Ali Nail’in kaybolmasından, yetkili ve sorumlu kişi ve kurumların soruşturma sürecinde ihmali olduğu düşüncesinde. Bugüne kadar yaşanan olay ile ilgili tatmin edici ne bir bilgi, ne de bir belge sunulmuş değil. Bir süre Valilik, Savcılık ve Emniyet birimlerinden haber bekleyen aile, sorularına bir cevap bulamayınca, olayı kendi yol ve yöntemleriyle araştırmaya başlıyor. Ve birbirinden ilginç ayrıntılar, şaşırtıcı bulgular, olaydaki esrarı arttırıyor.
Ali Nail, 30 Aralık gecesi, Çevlik’te bir marketten alışveriş yapıyor. Saat 21:02. Daha sonra da, muhtemelen arkadaşıyla bot aracılığı ile denize açılıyor. Ancak bu konuda kesin bir kanıt yok. Ali Nail’in arkadaşı S.T., aileye verdiği ifadede, kayalığa çıktıktan sonra botun akıntıya kapılıp kaybolduğunu, kimseye sesini duyuramadığını, yardım bulamadığını anlatıyor ve o geceyi kayalıkların üstünde geçiriyor. S.T.’nin cep telefonu, tıpkı Ali Nail’in cep telefonu gibi, bot içindeki su geçirmez bir çantanın içinde kalıyor. Sabah, bir başka denizci teknesi S.T.’yi kayalıklarda fark edip kurtarıyor. İşte bu andan itibaren, Ali Nail’in ailesi kötü haberi alıyor. Ancak ailenin iddiasına göre, S.T., ifadelerinde çelişkili bir tutum ve davranış sergiliyor. Daha ilginç olanı ise resmi kurumlar tarafından yapılan soruşturmada S.T.’nin ifadesi alınmıyor. Aile, S.T.’nin resmi ifadesine ulaşamıyor.
Bu süre zarfında aile, kendi imkanlarıyla, denizi Suriye sınırından Alanya sahillerine kadar tarıyor. Bu iş için ücretli 33 dalgıç görevlendiriyor. Arama ve taramalara, AFAD ve Sahil Güvenlik de destek veriyor. Acılı baba, bu taramada, Ali Nail’in daha önce kullandığı ve kaybettiği kırık bot küreğini dahi buluyor. Ancak o geceye dair hiçbir bulguya rastlanılmıyor. Ne bot var ortada, ne de ceset.
Baba Cumaali Gündoğan, o gece dalga boyunun 8-10 metre, dalga arası yüksekliğin 100-120 santim olduğunu belgeliyor. Bu veriler, bir botun sürüklenmesi ve akıntıya kapılması için yeterli veriler değil. Ancak aileyi en çok kuşkulandıran bulgu, Ali Nail’in kayıp cep telefonundan geliyor. Cep telefonu, olaydan bir süre sonra Urfa’dan sinyal veriyor. Bu da telefonun kullanıldığı fikrine yol açıyor. Ali Nail, belki de o gece hiç denize açılmadı. Belki kaybolmadı. Belki de yaşıyordu.
Elindeki bulgularıZSavcılığa götüren acılı aile, yine ilgisizlikle karşılaşıyor. Bu verilerden bir sonuç elde edilemeyeceği aileye anlatılırken, “ İKNA OLUN, OĞLUNUZ ÖLDÜ” deniyor. Aile ise hiçbir kanıt olmayan bu dosyada, Ali Nail’in öldüğüne inanmıyor. Seslerini, feryatlarını kimsenin ciddiye almadığını savunuyor. Vali, Savcı ve Emniyet birimlerinden yardım istiyor. Ali Nail’in babası Cumaali Gündoğan, annesi Hülya Gündoğan, dayısı Adnan İflazoğlu, kardeşi Ahmet Gündoğan ve yengesi Yasemin Gündoğan, tek bir ağızdan haykırıyor, soruyor: “SİZİN EVLADINIZ OSAYDI, İKNA OLUR MUYDUNUZ?” -Haber/Sinan Seyfittinoğlu-