Kimin başarısı?
Karayolları Trafik Yönetmeliği’ne göre, kaldırım; Karayolunun, taşıt yolu kenarı ile gerçek veya tüzel kişilere ait mülkler arasında kalan ve yalnız yayaların kullanımına ayrılmış olan kısmıdır. Peki, Antakya HATMEK ile Stadyum arasında kalan, bir şekilde yola eklenmiş, işgal altındaki bu kaldırım, söz konusu yönetmeliğin hangi kısmına dair? Sahi, burası kaldırım mı yoksa araç yolu mu?
Hatay’ın Antakya merkezinde, yaya ulaşımına açık bir kaldırımın belli bir kısmını yola ekleyen (!) belediyecilik anlayışını ‘anlamak’ oldukça zor, ki vatandaşlar da her gün yaşamak zorunda bırakıldıkları bu garip durumun çıkmazında aynı yolu araçlarla iç içe kullanmaya devam ediyorlar, sorgusuz ve sualsiz! Peki, olası bir kazanın ‘geliyorum’ dediği bir uygulama noktasında konuşmak isteyen olur mu? Mesela Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci ya da Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, sorumluluk alanlarında olan bir yaya kaldırımının bu aldığı son ‘tartışmalı’ halin fotoğrafına bir açıklama eklemek isterler mi? Yoksa durumdan herkes memnun mu?
-YÖNETMELİK!-
Karayolları Trafik Yönetmeliği, iki konuda net tanımlamalar yapar. Taşıt Yolu (Kaplama) için, ‘Karayolunun genel olarak taşıt trafiğince kullanılan kısmıdır’ tanımlaması yapan Yönetmelik, Yaya Yolu (Yaya Kaldırımı) için de, ‘Karayolunun, taşıt yolu kenarı ile gerçek veya tüzel kişilere ait mülkler arasında kalan ve yalnız yayaların kullanımına ayrılmış olan kısmıdır’ der. Ancak, Antakya’nın HATMEK binası ile Stadyum arasında uzanan bu kaldırımın tam da kavşağa dönüş noktasında, yola ‘neden ve nasıl’ eklendiğini henüz kimse anlayabilmiş değil! Bunu yaparak ‘neyin amaçlandığı ise bilinmiyor!
-VATANDAŞ NE DİYOR?-
Konuya ilişkin konuşan vatandaşlar isim vermekten kaçınırken, ortak kaygılarının güvenlik olduğunun ise altını çiziyor. Peki, söylenenler mi?
G.T. > Her hafta Pazar alışverişi için bu kaldırımı kullanıyorum. Ama bir zamandır, kaldırımı kaldırmışlar! Anlamadım niye ama, bir kısmı artık yok! Arabalar bazen çok yakın geçiyor, bir de dolu Pazar arabasıyla buradan geçmek zor oluyor. Kış zamanı, bir de yağmur oldu mu çok daha zor. Çünkü elde şemsiye ile bazen arabalarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Düzeltecekler miymiş? Hadi inşallah!
Z.İ. > Çocuklar, okula gidip gelirken bu kaldırımı kullanıyorlardı normalde. Şimdi onlar o kısımdan geçerken, ister istemez balkondan onları izliyorum. ‘Duvara bitişik yürüyün’ diyorum hep! Şunu anlamıyorum! Bir kaldırımı olduğu gibi kaldırır, iptal eder ve araç yoluna eklersin ama… Burada, devam eden bir kaldırımı ortasından ‘pasta gibi’ kesmişsin ve araçlar rahat dönsün diye yaya yolundan feragat etmişsin. Böyle bir rezillik var mı? İnsan hayatı bu kadar mı ucuz?
T.T. > Burada oturmuyorum. İlk kez kullandım ve açıkçası ilk kez de fark ettim! Evet, biraz garip bir görüntü! Kaldırımın her iki tarafından karşılıklı insanlar geliyor ve bir noktada bakıyorlar ki, kaldırım yok… İnanın burası Avrupa olsaydı, demeyeceğim! Çünkü Avrupa’da böyle belediyecilik yapamazlar. İnsan hayatını bu kadar ucuzlatacak belediyecilik yapsalar, bin sene geçse, bir daha seçilemezler. Bir de bunu hizmet diye sınacaklar, öyle mi? Aslında bunu yapan belediye hangisi bilmiyorum ama, suçlu onlar değil! Bu durumu bu şekilde kabul eden ve kaldırım-yol, ne olduğu belli olmayan bu yeri olduğu gibi, tartışmasız bir şekilde kullanan bölge insanı suçlu! Ne derler? İnsan, hak ettiğini yaşar! Bizi yönetenler de, demek ki, bunu hak ettiğimizi düşünüyorlar! Haksız mıyım?
N.U. > Bildiğim kadarıyla, kaldırım işgali, Kabahatler Kanunu kapsamındaki suçlar arasında yer alıyor. Düşünsenize, buradaki işgali, işgale ceza yazması gerekenler yapmış! Hem de ne işgal! Kaldırımı yok etmişler! Bundan daha büyük ceza mı olur? Bence kendi kendilerine ceza yazsınlar da, bu da dünyada bir ilk olsun! Sanırım, böyle hizmete böyle bir final çok yakışır!
F.S. > Okula gidip gelirken sorun oluyor. Kaldırım bitip de yola inince, arkama bakmak zorunda kalıyorum. Çünkü arabalar çok hızlı geliyor. Bazen korkup hızlanıyorum, bazen de koşuyorum. Bu kaldırımı kullanmazsam, çok dolanmak zorunda kalacağım. O yüzden buradan yürüyorum. Ama korkuyorum. Yapacaklar mı?
-TSE NE DİYOR?-
Eldeki kaldırımın Antakya’sı, bu son tabloda ‘kaza geliyorum’ hikayesini tekrar ededursun, Türk Standartları Enstitüsü (TSE), bu konuda oldukça ne ifadelerle ideal kaldırım ölçütlerini açıklıyor. Tasarım Kuralları el kitabında oldukça detaylı bir şekilde olması gereken kaldırımın rakamsal bilgilerini veren TSE’nin bilgilendirmesi şöyle:
-Kısmen hemzemin kesişmeli, yarı erişme kontrollü çevre yollarında, yaya kaldırımı genişliği en az 1.50 metre olmalı.
-Yaya kaldırımı yapılması gerekli olmayan hallerde 0.75-2 metre genişliğinde banket yapılmalı.
-Bölge bağlantı, bölge içi toplayıcı, bölge içi ve servis yollarında taşıt yolunun her iki tarafına en az 2 metre genişliğinde yaya yolu yapılmalı.
-Ön bahçesiz yapı düzenine sahip yollardaki yaya kaldırımı, en az 2.50 metre genişliğinde, yaya trafiğinin yoğun olduğu ticaret, büro, resmi daireler gibi benzeri kullanımların yer aldığı merkezi iş bölgelerinde ise yaya kaldırımı genişliği, en az 5 metre olmalı.
-Yol genişliğinin el vermediği hallerde 3 metreye kadar genişlik inebilir. Ancak şehrin yapılaşmasına açık meskun alanlardaki yollarda yapılacak yeni düzenlemelerde yaya kaldırımı genişliği 1 metreden az olamaz.
-Yaya kaldırımında yayanın emniyetle yürümesine mani olacak çiçeklik, taş veya demir gibi her türlü engellerle, elektrik direği, trafik işaret direği, ilan levhaları ağaç ve benzeri elemanlar bulunmamalıdır.
-Yaya kaldırımında bordür taşı üst seviyesi taşıt yolu üst kaplamasından en fazla 0.15 metre yükseklikte olmalıdır.
-Yaya kaldırımının eğimi yüzey sularının akıtılması için taşıt yoluna doğru yüzde 2-3 oranında olmalıdır.
-Bordür taşı 0.70 metre ile 1 metre boyunda ve 0.15-0.20 metre genişliğinde olmalıdır.
-Yaya kaldırımı, parke taşı, beton döşeme blokları kolay sökülüp tekrar kullanılabilir malzemeyle kaplanmalıdır.
-Yaya kaldırımı üzerine yapılan alt yapıya ait rögar, baca kontrol ve benzeri tesislerin kapakları kaplama yüzeyiyle aynı düzlemde olmalıdır. Ayrıca, yayanın ayağının takılacağı beton veya demir baba veya diğer herhangi bir çıkıntı, bitmiş kaplama taşında topukların girebileceği genişlikteki delikli yüzeylerden kaçınılmalıdır.
-SORALIM!-
TSE’nin standartlarına ulaşmak, en azından eldeki şartlarla pek mümkün görünmüyor! Peki, aylardır yaşanan bu ‘tartışmalı’ belediyecilik hizmetinin açıklamasında durması gereken yetkililerin ‘sessiz’ kalması mı asıl sorun, yoksa bir vatandaşın deyimiyle, yapılanı ‘hizmet’ diye algılayan ve kabul eden şehir insanı mı? Cevap henüz yok! Ancak Mart 2019 yerel seçimleri yaklaşırken, beklenen ve istenen cevabı, ardından da olması gereken düzeltmeyi, Antakya Belediyesi’nden ya da Hatay Büyükşehir Belediyesi’nden bekleyenler, sonuç almayı umuyor! -Tamer Yazar-