Bu mesaja dikkat!

ASKİ eski Müdürü Gürcan Soğuksu, Turunçlu-Arıtma Tesisi sorununa çözüm yolu önerdi: -Arıtma Tesisi’ni taşımak çözüm değil! Asi Nehri’ne dökülen her noktaya lokal çağdaş arıtmalar yapılabilir ve mevcut arıtma da yeni teolojilerle yeniden dizayn edilebilir. -Arıtma Tesisi’nin yerinde kalması koşuluyla, çözüm mümkün. Mevcut arıtma ıslah edilmeden, Aşağıokçular’dan kanalizasyonu terfi etmek de çözüm değil! Aşağıokçularda lokal arıtma […]

ASKİ eski Müdürü Gürcan Soğuksu, Turunçlu-Arıtma Tesisi sorununa çözüm yolu önerdi:

-Arıtma Tesisi’ni taşımak çözüm değil! Asi Nehri’ne dökülen her noktaya lokal çağdaş arıtmalar yapılabilir ve mevcut arıtma da yeni teolojilerle yeniden dizayn edilebilir.

-Arıtma Tesisi’nin yerinde kalması koşuluyla, çözüm mümkün. Mevcut arıtma ıslah edilmeden, Aşağıokçular’dan kanalizasyonu terfi etmek de çözüm değil! Aşağıokçularda lokal arıtma yapmak ise çözüm!

Yıllarca Antakya Belediyesi’nde teknik eleman olarak görev yapan, bir dönem ASKİ Müdürlüğü görevinde de bulunan, Antakyalı İnşaat Mühendisi Gürcan Soğuksu, Antakya ve Defne ilçelerinin güncel sorunu halini alan Turunçlu’daki arıtma tesisi sorununun, tesisin yerinden kaldırılmasıyla çözümlenemeyeceğini, eski yerinde bırakılarak da sorunun çözümünün mümkün olabileceğini bildirdi.
2000’li yıllarda ASKİ Müdürlüğü yapan Gürcan Soğuksu, arıtma tesisi sorununun ‘bir kentin olmazsa olmazı’ olduğunu ifade etti, ancak konunun siyasi boyutuyla çözümünün ise mümkün olamayacağının altını çizdi ve şunları paylaştı:
“Arıtma tesisi, çağdaş olabilmenin gereğidir. Şu anki durumuyla, kentin büyük bir bölümünün kanalizasyon sistemi, Turunçlu Mahallesi’ndeki arıtma merkezinde toplanmaktadır. Merkezin kurulduğu 1986 yılında, 200 lt/sn’ye göre hesaplanmış bir arıtma tesisi projesiydi. Nüfus hesabı, ne yazık ki eski bir proje ve doğru hesap edilmediğinden, zamanla kentin ortasında kalmıştır. Şu anki kapasitesi ve çalışma şekli (biyolojik arıtıma) ile çevreye hidrojen sülfür yaymaktadır. Bu da ölümcül sonuçlar getirebilir. Zaten mevcut arıtmaya, kapasitenin çok üstünde pis su-debi gelmektedir. Kaldıramadığı geri kalan debi ise Asi Nehri’ne deşarj edilmektedir. Bu durum, amacına uygun değildir. Söz konusu tesis açıldığı ilk yıllarda aynı problemler hasıl olmuş ve bu durum hasıl olduğundan kapatılmıştır. Daha sonra yaşanan 2001 seli ile de tesis çamura gömülmüştür. 2001 yılında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın genelgesi ile Avrupa Birliği Uyum Çerçevesi Sözleşmesi’ne göre, ‘tüm arıtma tesisleri çalıştırılacaktır’ şeklindeki emirle temizlenip, çalıştırılmıştır.
Ben, ASKİ Müdürlüğü zamanımda, bu konuyla sorumluydum. Lokal çözümler ürettim. Hidrojen sülfürü havada yakalayıp yere indiren parfümleme sistemini kurdum. Sadece lokal bir çözümdü. Gücüm ancak buna yetiyordu.”
-İsviçre’de aynı tesis, şehir merkezinde!-
ASKİ eski Müdürü Gürcan Soğuksu, 2007 yılında resmi sıfatla gittiği İsviçre’de, benzeri bir arıtma tesisinin kentin ana merkezinde yer aldığını gördüğünü hatırlatarak, orada hiçbir sorun yaşanmadığının altını çizdiği paylaşımında şunları ifade etti:
“ 2007 yılında İsviçre’ye yaptığım bir turistik gezide, kentin tam ortasında bir arıtma tesisi gördüm. İlgimi çekti. Tercümanla, Belediye’ye gittim. Orada gördüm ki, bizim arıtma tesisinin aynısı, hem de şehrin göbeğinde! Belediye’ye, tesisi incelememle ilgili müracaat ettim, izin verdiler. Bana, bir teknik eleman verdiler. Tesisi, içindeki makinalarının markalarına varana kadar fotoğraflayıp gezdim. Hiç bir koku ve zehirli gaz yoktu. Bizim tesisten farkı, havuzların üstü, çelik konstrüksiyon ve camlı malzemeyle kaplı ve her havuzun içindeki gazlar bir yerde toplanıp, hidroklorik asit ile yıkanıyordu. Ben, bizzat bacasına çıktım. Havaya hiç bir kötü koku çıkmıyordu. Çıksaydı, şu an bizlerin isyan ettiği gibi tüm kent isyan ederdi.
Yakın zamanda da aynı yere tekrar gittim. Bıraktığım haliyle çalışıyordu. Döndüğümde, hem kapasitesinin yükseltilmesi hem de havuzların üstünün kapatılması ile fikrimi Belediye Başkanıma ilettim. O da ilgili Bakanlığa yazı yazsa da, ödenek gelmedi ve böylece kaldı.
Arkadaşlar, tüm Türkiye’deki durum aynı, ne yazık ki… Asi Nehri, uluslararası bir proje ve bu projede Lübnan, Suriye ve 86 km Hatay sınırı var. Amaç, denize temiz su akıtmaksa, çok terfi istasyonu yerine, çağın gerektirdiği şekilde, en az 100 yıllık lokal arıtmalar yapılması gerekir.”
-Arıtma tesisi yer değişikliği çözüm değil!-
Antakyalı İnşaat Mühendisi, eski ASKİ Müdürü Gürcan Soğuksu, Turunçlu Arıtma Tesisi yerinin değiştirilmesinin çözüm olmadığının da altını çizdiği paylaşımında, daha sonra şöyle dedi:
“Turunçlu Arıtma Tesisi’nin yerinin değiştirilmesi çözüm değil. Herkese kolay gelebilir. Bunu, harita mühendisleri daha iyi bilir. Arıtma tesisinin başka bir yere taşınması, şu anki yerinden çok daha düşük kotlu bir mevki gerekir, akıntıyı sağlayabilmek için. Aksi durumda, yeniden tüm kenttin kanalizasyonunu yeniden yapmak demektir. Çok çok büyük maliyetlere sebep olur.
Sizlere şöyle bir örnek vereceğim. Amaç, koku ve doğayı kirletmemekse, düşünün… Arsuz’un her yazlık sitesinde arıtma var, değil mi? Bunlar, lokal arıtmalar. Problemi çözmüyor mu? Çözüyor! Ama tüm halkımız çözüm üretilmediğinden mustarip.
Özetle, Asi Nehri’ne dökülen her noktaya, lokal çağdaş arıtmalar yapılabilir ve mevcut arıtma da yeni teolojilerle yeniden dizayn edilebilir. Halkımız, yerden göğe kadar haklı. Çünkü fobi haline gelen bu konuyu, anlaşılabilir bir proje ile kısa sürede çözecek çözümlerle gelinmemiştir. Halk ve STK yöneticileri sakin olmalı. Çünkü anlam kargaşası içindeyiz. Çünkü bu şans, şu anda elimizde.
Tekrar ediyorum… Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanımızın ivedilikle getireceği projelerle, ön yargıyı bir kenara atıp, masaya oturtup, insanlara ve tüm canlılara zarar gelmeyecek şekilde arıtma tesisinin yerinde kalması koşuluyla çözümün getirilmesi gerekmektedir. Şimdi, mevcut arıtma ıslah edilmeden, Aşağıokçular’dan kanalizasyonu terfi etmek de çözüm değildir, ama Aşağokçular’da lokal arıtma yapmak da çözümdür.” -Haber/Cemil Yıldız

Exit mobile version