Bu sese kulak veriniz…

Ekonominin belli başlı aktörlerinin önerilerine, sözlerine, eleştirilerine dikkat etmek ve bunlardan gerektiği şekilde yararlanmak demokratik rejimlerde vazgeçilmez bir kuraldır. Ülkemizde, ekonominin en önemli aktörlerinden biride TÜSİAD’dır. TÜSİAD’ın ileri gelenlerinin ve tabiî ki bu arada TÜSİAD Başkanının zaman zaman yaptığı eleştirilerine, söylediklerine ve yapılmasını istediklerine kulak vermek gerekir. Bunlar yapıldığı takdirde ülke ekonomisi, dünya konjektörü gereği […]

Ekonominin belli başlı aktörlerinin önerilerine, sözlerine, eleştirilerine dikkat etmek ve bunlardan gerektiği şekilde yararlanmak demokratik rejimlerde vazgeçilmez bir kuraldır.

Ülkemizde, ekonominin en önemli aktörlerinden biride TÜSİAD’dır. TÜSİAD’ın ileri gelenlerinin ve tabiî ki bu arada TÜSİAD Başkanının zaman zaman yaptığı eleştirilerine, söylediklerine ve yapılmasını istediklerine kulak vermek gerekir.

Bunlar yapıldığı takdirde ülke ekonomisi, dünya konjektörü gereği zor günler yaşamaya başlasa bile, bu sıkıntıdan ekonominin kuralları içerisinde çıkma başarısını gösterir ve kısa sürede tekrar rayına girer.

Bu bağlamda TÜSİAD Başkanı hemşerimiz Erol Bilecik’in 2019 yılında gerek gazetelerde ve gerekse TV’lerde yayınlanan söyleşilere, bu söyleşiler sırasında parmak bastığı hususlara dikkat edildiği ve bunlardan yararlanıldığı takdirde 2019 yılında Türk ekonomisinin daha sağlıklı bir biçimde yol alacağı, sıkıntıların eşit bir şekilde paylaşılmak suretiyle aşılacağı inancındayız.

Bu nedenle Erol Bilecik’in değindiği hususları satırbaşlarıyla paylaşmak ve gereken bilgilendirmeyi yapmak istiyoruz.

Erol Bilecik, ekonomimizin sıkıntıları ve beyin göçü ile ilgili sorulara karşı şunları söylemiştir:

Ekonomiyi güçlendirmenin yolu en başta şeffaf, uzlaşmacı, adil ve demokratik bir toplum olmaktan geçer. Hak ve özgürlükleri güvenceye alma konusunda eksikliklerimiz var. Atatürk’ün sözleri ile “Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister.” Bunca yıllık demokrasi deneyimimizin ardından hak ve özgürlükleri daha iyi bir güvenceye kavuşturmalıyız. İnsan haklarının Türkiye için de bağlayıcı olan sınırları, milletler arası hukuk ve Avrupa insan hakları mahkemesinin kararları ile de net şekilde belirlenmiştir. Anayasamız gereği bu kararlar iç hukukumuzun bir parçasıdır. Ancak uygulamada zaman zaman sorunlarla karşılaşıyoruz…

Erol Bilecik’in ekonomiyi güçlendirmenin yolu olarak önerdiği ve ülkemizde uygulanmasında zaman zaman aksamaların olduğu yolundaki eleştirilere katılmamak mümkün değildir.
Yine ülkemizdeki kutuplaşmanın ekonomiye verdiği ve vereceği zararlara da parmak basan Bilecik şunları söylemiştir:

Yabancı yatırımcıların temkinli olarak yaklaştıkları bazı konular var. Güvenlik kaygıları, kutuplaşan toplum, yabancılar tarafından göz ardı edilmeyen noktalar. Hukuk, bağımsız yargı , özgürlükler önemli….

Görülüyor ki TÜSİAD’a göre kutuplaşma, hukuk ve yargı bağımsızlığı ile özgürlükler, yabancı yatırımcılar tarafından büyük bir önem taşımakta ve bu kurala uyulup uyulmadığı dikkatle izlenmektedir.

Yine Türkiye’nin sağlıklı bir şekilde büyümesinin olabilmesi için, beş önemli öneriyi sıralayan Bilecik, başarının reçetesi olarakta şunları dile getirmiştir:

Her şeyden önce hukukun üstünlüğünün sağlandığı ve demokrasinin ve özgürlük alanlarının genişletildiği bir zemini sürekli geliştirmek gerekir. Bu zemin, güçlü bir Türkiye’nin olmazsa olmazıdır. Seçim sürecinin getirdiği rekabet ortamı içinde, toplumsal kutuplaşmanın keskinleşmemesi için üslupların karşılıklı saygı ve hoşgörüyü esas alması gerekir. Eğer bir ülkede toplumsal birlik yıpranırsa, orada kalkınmak için sebepler azalıyor demektir.

Zaman zaman toplumsal kutuplaşma eksenindeki tartışmaların, gündelik yaşamlarımızdaki yerini arttırdığını gözlemliyoruz. Toplumsal barış ve hoşgörü, Türkiye Cumhuriyetinin Anadolu topraklarında yaşanmış onlarca farklı medeniyetten miras aldığı evrensel değerlerdir. Atatürk’ün dediği gibi “birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener.” Şunu unutmamız gerekiyor: UZLAŞMA ASLA YENİLGİ DEĞİLDİR.

Yine Türkiye’nin dünya markası çıkartamadığı yolundaki eleştiriye Bilecik’in verdiği yanıt hem dikkat çekici, hemde gurur vericidir: Türkiye’nin çıkardığı dünya markası vardır. TÜRKİYE’NİN ÇIKARDIĞI DÜNYA MARKASI: ATATÜRK’TÜR.

TÜSİAD Başkanı hemşerimiz Erol Bilecik’in yaptığı eleştirilere, uyarılara , yapılması gerekenlere ilişkin önerilerine katılmamak mümkün değildir.

Hele hele sorumluluk mevkiinde bulunanların, bunlardan yeterince ders almak suretiyle ülkenin birlik ve bütünlüğü, ekonomik sorunlarının çözülmesi yolunda gereken önlemleri alması için, TÜSİAD’ın sesine kulak vermeleri gerekir.

Bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Bu sese kulak veriniz…

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version