Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bu tip kanun teklifleri ile şiddetin önlenmesi mümkün değil

SES Hatay Şube Eş

SES Hatay Şube Eş Başkanı Avcı’dan, ‘Sağlık Torba Kanun Teklifi’ne eleştiri

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şube Eş Başkanı Meryem Avcı, önceki gün sendika binasında yaptığı basın açıklamasında, AKP’li milletvekilleri tarafından 30 Ekim 2018 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan Sağlık Torba Kanun Teklifinin kamuoyuna ‘sağlıkta şiddet yasası’ şeklinde lanse edilerek kamuoyunun yanıltıldığını söyledi.
Bu teklifin, sağlıkta şiddeti önlemeye dönük bir teklif olmadığını, sağlık alanında örgütlü kesimlerin görüş ve önerisi alınmadan, sağlık özel sektörünün ihtiyaçları düşünülerek hazırlandığını savunan Avcı, şunları dile getirdi: “Bir kez daha görüyoruz ki AKP sağlıkta şiddeti önlemek yerine şiddet uygulayanların tutuklanması ve bunlara ceza verilmesi ile yetinmektedir. Bu tip kanun teklifleri ile şiddetin önlenmesinin mümkün olmadığını bir kez daha belirtmek isteriz. Önemli olan şiddete başvurmayı gerektiren hareketlerin önlenmesidir. Sağlığı kışkırtılmış bir talep haline getiren, sağlığı metalaştıran, ticarileştiren, sağlık emekçilerini köleleştiren sağlıkta dönüşüm programının tüm uygulamaları ile birlikte iptal edilmesi; sağlık emekçilerini hedefe koyan ve itibarsızlaştıran dil, söylem ve uygulamalardan vazgeçilmesi; koruyucu sağlığın öncelenmesi ve benzeri bir dizi önlem alınmadan salt şiddet uygulayanları cezalandırmaya dönük yasal değişiklikler ile şiddet önlenememiştir ve maalesef önlenemeyecektir.
Muayene katılım payı gizlenmeye çalışılıyor
Kanunun genel gerekçesinde sağlıkta dönüşüm programından bahsedilmiş, aile hekimliği hizmetlerinin ücretsiz olduğu belirtilmiştir. Muayene başına alınan 2 TL’lik katılım payı gizlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca 5510 sayılı kanunun Genel Sağlık Sigortası ile ilgili hükümleri incelendiğinde Türkiye’deki sağlık hizmeti alan kişilerin katkı ve katılım paylarının giderek yükseldiğini, özel sağlık hizmetlerindeki ek ücretlerin %200 tutarına yükseldiğini rahatlıkla görebileceklerdir. Dolayısıyla Türkiye’de sağlık hizmetlerine kişilerin cepten ödediği tutar her geçen gün artmaktadır.
Teklifte OHAL KHK’ları ile kamudan ihraç edilen (7145 sayılı yasa ile bundan sonra da aynı gerekçe ile ihraç edilecekler de dahildir) hekim ve diş hekimleri ile güvenlik soruşturması sonucuna göre kamu görevine alınmayan hekim ve diş hekimlerinin SGK ile sözleşmesi bulunan özel sağlık kurum ve kuruluşları ile vakıf üniversitelerinde çalışamayacağına dair hüküm getirilmiş, bu kişilerin devlet hizmet yükümlülüğü var ise, devlet hizmet yükümlülüğü süresi kadar (600 gün) mesleklerini hiçbir şekilde yapamayacakları düzenlenmiştir. Yani, bu kişiler devlet hizmet yükümlülükleri bitmemişse ki bu süre ortalama 600 gündür; 600 gün boyunca sağlıkla ilgili herhangi bir alanda hiçbir şekilde çalışamayacaklardır. Hizmet yükümlülük süresi bitenler ise sadece SGK ile anlaşması olmayan yerlerde çalışacaklardır; ki belirtmek isteriz SGK ile anlaşma yapmayan özel hastane nerdeyse yoktur. Bu şekilde yapılacak düzenleme ile hekim ve diş hekimlerine medeni ölü hali dayatılmak istenmektedir.”
Teklifi kabul etmemiz mümkün değil …
Bu kanun teklifini kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyleyen Avcı, açıklamasının sonunda şunlara yer verdi: “Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak sağlık emek ve meslek örgütleri ile birlikte bu teklifin kanunlaşmaması için işyerlerinden başlayarak emekçilere gerçekleri anlatacak, eylem ve etkinlikler örgütleyecek, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ile birlikte kararlılıkla mücadele edeceğiz.
-Mehmet ÖZGÜN-