Peki, Projede Ne Var?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İller Bankası, Hatay Valiliği ve Antakya Belediyesi işbirliğinde oluşturulan 5 Milyon TL bütçeli Tarihi Kurtuluş (Herod) Caddesi Sokak Sağlıklaştırma Projesi merakla bekleniyor beklenmesine de… Proje detayları ne? Eldekinin beton işgalinden çıkacak sonuç ne?
Tarihler Nisan 2013’ü gösterirken, “Antakya’nın kent kimliğine Bursa imzası” başlığında durduk. Tarihi ve kültürel mirasın ayağa kaldırılması konusunda Türkiye’ye örnek birçok uygulamayı hayata geçiren Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, kardeşlik ilişkileri çerçevesinde, Antakya’nın 40 Asırlık Türk Yurdu Sokağı için projelendirdiği “sokak sağlıklaştırma” çalışmalarını törenle başlattığı ana tanıklık ettik. Antakya’nın, Kurtuluş Caddesi’yle kesişen 40 Asırlık Türk Yurdu Sokağı’nın restorasyonu çalışmaları; dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, dönemin Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz, dönemin Antakya Belediye Başkanı Doç.Dr. Lütfü Savaş ve Almanya’nın Kiel bölgesi Belediye Başkanı Cathy Kietzer’in de katıldığı törenle start alırken, yaşananlara umut bağladık. Peki, sonu mu? Aradan geçen 6 senede çok şey değişti! Aslında yapılan da, ‘yapıldığı noktada’ çok sevilmedi! Ön cephelerin vitrininde duran çalışmanın derinliğe inmeyen çabası bu yüzden çok eleştirildi.
Bugüne ekli tabloda, sprey boyanın kirinde kaybolan eski evler arasında adımlarken, ‘işte gerçeğimiz’ diyoruz. Peki, vatandaş ne diyor?
-ONLARA SORUN!-
Bir vatandaşın şikâyeti gelsin o zaman…
“Dünyanın en berbat şeyi nedir? Umutsuzluk! O yüzden, mutsuz ve umutsuz insan, bırakın öyle kalsın! Eğer elinizde onun yaşadıklarını değiştirecek bir güç yoksa, bırakın öyle kalsın! Umut vermeyin! Kandırmayın! Değişecek her şey, demeyin! Burası da böyle bir şey… Geldiler, törenlerle açtılar, her şey güzel olacak dediler, caddenin kaderi değişiyor diye de eklediler, ama… Değişmedi! Ama değişen illa ki bir şeyler oldu. Önce rengârenk yaptılar evlerimizi. Ardından şikâyet olunca, değiştirdiler. Ama şu her yerden sarkan kabloları toparlamadılar. Sokaklarımızı, evlerimizi yazıp çizen serseri kalabalığına bir çözüm bulamadılar. Biz artık silmekten, temizlemekten, üzerine yeniden boya sürmekten sıkıldık, ki zaten artık tamamen bıraktık! O yüzden bana değil, onlara sorun siz! Niye hizmetlerine sahip çıkmamışlar, sorun! Yapılması gereken bu muydu, sorun! Bunu mu söz vermiştiniz, sorun! Çalışmayla beraber, Antakya’nın güzelliği ortaya çıkacak demişlerdi ya… O güzellik bu mu, sorun! Şimdi de başka yerlerde aynı çalışmaları yapıyorlarmış! Oralarda da işler böyle yarım mı bırakılacak, sorun! Bize değil, bu kente yazık ediyorlar! Bunu da deyin ama…”
-NE DENMİŞTİ?-
Yapılan çalışmanın bugününde duran vatandaşın belediye yönetimleri ve kent idarecileri nezdinde şikâyeti net. Hizmetin başlangıcı güzel, ama devamı gelmiyor! Zira, dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Ulucami ile Zenginler Mahallesi´nin ortasında bulunan 40 Asırlık Türk Yurdu Sokağı’nın restorasyon çalışmalarına işaret ederken, “İnşallah çalışmalar tamamlandığında, bu sokağı ziyaret eden Antakyalılar; düzenlenmiş, tarih kokan, gönül rahatlığıyla gezilebilen yerlere sahip olacaklar” demişti. Peki, denilen oldu mu? O ‘gönül rahatlığıyla gezilebilen yerlere’ sahip olabildik mi? 40 Asırlık Türk Yurdu Sokağı, buna dair bir başarı hikâyesi mi? Yoksa tam tersi mi?
-VE BUGÜN!-
Ve Mart 2019…Antakya’nın Ulu Cami, Güllü Bahçe, Zenginler, Yeni Cami, Şehitler ve Gazipaşa Mahallelerinde bulunan 15 eski cadde ile sokakta restorasyon çalışmaları için benzer bir kalabalık, kurdele kesimi için yan yana geldi. Söylenenler aynıydı! Eski kentin dar sokaklarının dün kokan hikâyeleri için sözler verildi. Denilen ise netti… “Amacımız, sadece sokaklarımızın güzel ve estetik görünmesini değil, şehrimizin ticaret ve turizmine de katkı sağlamak.”
Mart ayından bugüne devam eden çalışmaları izleyenler ise memnun. Devamını bekleyenler ise çok fazla. Buna dair konuşan bir mahalleli ise buna dair veriyor mesajını, beklentisini, olması gerekeni…
“Bu, ne gibi bir şey, biliyor musunuz? Hani herkesin aile albümleri vardır ya, siyah-beyaz fotoğrafları, eskiyi anlatanlar… Bu, onun gibi bir şey! Yapılanları izlerken, bizlere anlatılan eski şehri hatırlıyor insan. Yaşlılarımız hep paylaşır mesela… Anlatırlar… Ama anlatırken de derin bir iç çekerler! Çünkü bugünle dün arasındaki o kocaman boşlukta kalırlar. Bugün, kentin bu yakasında eskiye dair çok az şey kaldı. Bu yapılanları o yüzden desteklemek şart. Ama sonunu getirmeleri şartıyla!”
Vatandaşın söylediklerini, bizler de bir detayla sonlandıralım… Kurtuluş Caddesi’ne bakan bir noktadan, Zeynep-Naim Gülbol Ahşap Yakma Atölyesi’nin hemen karşısından aşağıya inen yerde gerçekleşen çalışmanın, dar sokağa bakan yüzü “ihale içinde kaldığı için düzenlenen”, ama ana caddeye bakan yüzü ihale dışı olduğu için “düzenlenmeyip eski haline terk edilen” çok katlı bir yapı için şu ana kadar kimse konuşmadı! Eldeki trajikomik uygulamanın mantıklı bir açıklaması gelir mi peki?
-SON PROJE!-
Eldeki son proje ise, sahip olduğu bütçesi ile dikkat çekiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İller Bankası Ankara / Adana Bölge Müdürlükleri, Hatay Valiliği ve Antakya Belediyesi işbirliğinde oluşturulan 5 Milyon TL bütçeli Tarihi Kurtuluş (Herod) Caddesi Sokak Sağlıklaştırma Projesi, şu ana kadar kent gündemine alınmış en kapsamlı çalışma olmaya aday. Ancak proje ile beraber tam olarak ne yapılacağı henüz net değil. Zira sağlıklaştırma denilen şeyin geçmiş örnekleri, Antakya sokaklarında duruyor! Bu defakini farklı kılacak şeyin ne olduğu, tam da bu noktada merak ediliyor.
Peki, ‘sağlıklaştırma’ başlığında ilerleyelim mi biraz?
-SAĞLIKLAŞTIRMA!-
Sokak Sağlıklaştırma Projeleri, 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında belirleniyor. Kentsel sit alanları ve koruma alanlarında, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ilke kararları, koruma bölge kurulu kararları ve koruma amaçlı imar planları veya imar planları doğrultusunda, tescilli ve tescilsiz taşınmaz kültür varlıklarının sokağa bakıveren cepheleri ile birlikte avlu duvarları, müştemilat, çeşme ve benzeri mimari elemanların özgün sokak dokusu ve kentsel mobilya ile birlikte korunması, sağlıklaştırılarak yaşatılması ve çağdaş yaşama katılmasının sağlanmasının yanı sıra sokak dokusunu tanımlayan tüm öğelerin korunması ve belgelenmesine yönelik rölöve, restitüsyon, restorasyon, kentsel tasarım projeleri ile mühendislik dallarında yapılması gereken her türlü proje, sokak sağlıklaştırma projesi olarak karşımıza çıkıyor.
Sokak sağlıklaştırma projelerinin, proje maliyetlerinin belirlenmesinde, sokak üzerinde yer alan yapıların nitelikleri ve bu niteliklerine bağlı olarak her biri için istenen hizmetlerin (rölöve, restitüsyon, restorasyon, mühendislik gibi…) maliyet hesabı esas alınıyor.
Yapının niteliğine bağlı olarak istenen hizmetlerin maliyeti, o yapının proje bedelini; sokak üzerindeki tüm yapıların proje bedelinin toplamı ile Kentsel tasarım/Çevre Düzenlemesi Projesi Yaklaşık Maliyeti toplamları ise Sokak Sağlıklaştırma Proje bedelini oluşturuyor.
-MALİYET!-
Eldeki tanımlamanın kıyısında beklen 5 Milyon TL’nin içine bu maliyet kalemlerinin hangilerinin girdiğini zaman gösterecek. Ancak, tarihsel kimliğinden çok şey kaybetmiş bir Kurtuluş Caddesi’ni dün kimliğinde tekrar hayata geçirmenin ötesinde, bir yenileme ve düzenleme çalışması olacağı tahmin edilen projelendirme konusunda atılacak ilk adım şimdiden merak konusu! En çok da betona teslim halin nasıl bir makyajlamaya tabi tutulacağı!
Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz’ın, “Temmuz – Ağustos ayları içerisinde ihale sürecini başlatmayı ve uygulama projesini en kısa sürede tamamlamayı hedefliyoruz” demesinin ardından, gözler, ihaleyi kimin alacağı ve nasıl bir ekiple bunu götüreceği yönünde!
Ama asıl merak edilen… Bir önceki dönem Antakya Belediyesi yönetimi tarafından, bahse konu projelendirme sahası içerisinde kullanılan ‘asfalt’ yolların da bu maliyet hesaplamaları içerisinde olup olmadığı! -Tamer Yazar-