Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs nedeniyle, hayata, bir maskenin arkasından bakıyoruz. Market, pazar yerleri ve toplu ulaşım araçları gibi, insanların kalabalık olarak bulunduğu yerlerde maske kullanımını zorunlu hale getiriyoruz. Peki, Büyükşehir Belediyesi resmi kurumsal kimliğinin kontrolü ve koruması altında olanlarda ‘maske zorunluluğu’ mu yok, yoksa ‘bize bir şey olmaz’da mıyız? Hangisi?
4 Nisan 2020’de kamuoyuna yansıyan açıklama, Cumhurbaşkanı Erdoğan imzalı oldu. Açıklama, tüm dünyada etkisini sürdüren koronavirüs salgınına işaret ediyordu ve mesajı da şu oldu: “Bugünden itibaren, pazar yerleri ve marketler gibi, insanların toplu şekilde bulunduğu tüm alanlarda herkesin maske takması zorunlu olacaktır. İnsanların toplu olarak çalışmaya devam ettiği işyerlerinde de benzer tedbirler alınacaktır.”
Bugün itibariyle, dünya genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle yaşanan can kaybı 256 bine ulaşırken, Türkiye’deki tedbirler hala hassas bir dengede götürülüyor. Bu tedbir listesinin başında ise ‘maske’ kullanımı geliyor.
-ELEŞTİRİ-
Ancak, son günlerde Antakya, Defne ve diğer ilçelerde devam eden belediye hizmetlerinde yer alan çalışanların ‘maskesiz’ ve ‘sosyal mesafesiz’ halleri hem dikkat çekiyor hem tepki. Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin twitter adresi üzerinden yapılan 3 ayrı paylaşıma işaret eden vatandaşların eleştirisi, kurumsal sorumluluk noktasında. Paylaşılanlar ise olması gerekene dair…
J.L. >> Bu insanlar, kadrolu mu yoksa belli sürelerle çalıştırılan işçiler mi, bilmiyorum ama! Peki, fark eder mi? Düşünün, tüm gün, iç içe ve yan yana çalışıyor bu insanlar. Allah korusun, kimin bu salgında ne kadar temiz kalabildiğini bilebiliyor muyuz? Cevap, hayır! O zaman bu rahatlığımız niye? Bu insanları bile isteye ateşe atmak niye?
Y.N. >> Şimdi şöyle de diyebilirler… ‘Maske veriyoruz, takmıyorlar!’ Merak ediyorum, buradaki eleştirilere cevap da böyle mi olur? Aslında, çalışanın maskesizliği ya da sosyal mesafe ayarsız hali bir tarafa, ilgili belediyenin bunu, bu haliyle paylaşma cesaretindeyim ben. Hani hiç mi düşünmüyorlar, “tepki çeker” diye! Hiç mi fark etmiyorlar, “suç işliyoruz” diye! Bence suç! Dışarıda, insanları öldüren bir salgın var ve bu insanlar da senin sorumluluğunda. “O zaman, tedbiri almalısın”, demiyorum. “Almak zorundasın”, diyorum.
R.Ö. >> Bildiğim kadarıyla, Hatay Valiliği bünyesinde bir Pandemi Kurulu var. Onlar, bu tür şeylere müdahil olmuyorlar mı? Sonuçta bu kentin genel sağlığını riske eden kurumsal hatalar bunlar ve bence müdahale de şart. Benim, senin gördüğünü bu Kurul ve üyeleri görmüyorsa, “burada da bir kopukluk var” demektir.
-PANDEMİ!-
Pandemi Kurulları, İçişleri Bakanlığı’nın Mart ayı içinde aldığı bir kararla, Valilikler bünyesinde hayata geçirildi. Koronavirüs (Kovid-19) salgınının yayılmasını önleme amaçlı çalışan İl Pandemi Kurullarının toplantılarında, sosyal izolasyon ve iller bazında sosyal mesafeyi en üst seviyeye taşıyacak her türlü ilave tedbir karara bağlanırken, alınan kararlar da Valilerce uygulanıyor. İl Pandemi Kurulu tarafından alınan ilave tedbirler, gerekli koordinasyonun sağlanması için, başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere, ilgili Bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarıyla da paylaşılıyor.
-BELİRTİLER!-
Kişiler, herhangi bir semptom göstermeye başlamadan 1 – 14 gün öncesinden hastalığa yakalanmış olabilirler. Koronavirüs hastalığının (COVID-19) en yaygın semptomları ateş, yorgunluk ve kuru öksürüktür. Çoğu kişi, (yaklaşık %80) özel bir tedaviye ihtiyaç duymadan iyileşmektedir. Nadir olarak, bu hastalık ağır seyredebilir ve hatta ölümcül olabilir. Yaşlılar ve başka sağlık sorunları (astım, diyabet veya kalp hastalığı gibi) olan kişilerin koronavirüs hastalığını ağır geçirme olasılığı daha yüksek olabilir. Tamer Yazar