STK’lar ve ‘Darbe Süreci’
“Maalesef, dinin, bireylerin saltanatlarını kurmasının aracı olarak kullanılmasına şahit olduk” diyen Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, darbe girişimine giden süreci değerlendirdi.
Türkiye’deki cemaat yapılanmalarının ‘din’ eksenli gelişimlerine işaret eden ve 15 Temmuz bağlamında konuyu irdeleyen, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, bu konudaki denetimsizliğe işaret ederken, “Maalesef, dinin, bireylerin saltanatlarını kurmasının aracı olarak kullanılmasına şahit olduk” dedi.
1980’lerden 2000’li yıllara uzanan dönemde bu yapıların çalışma ve örgütlenme alanlarının hiç olmadığı kadar arttığını dile getiren Çalışkan, “Bunları ilk bakışta gayet halisane duygularla değerlendirdiğimizde, İslam’ın yayılmasına ve hak davasının genişlemesine katkı sağlayan güzel oluşumlar olarak görülebilir. Ancak çoğu zaman farklı kesimlerden yapılan birçok uyarı hep kulak ardı edilerek dinlenmedi. Bu grupların veya cemaatlerin sivil denetime açılarak şeffaf bir yönetim tarzına kavuşturulması gerektiği hiç hesaba katılmadı” tespitini paylaştı.
Çalışkan’ın buna dair değerlendirmesi şöyle:
“Holdingleşen yapılar, kendi içlerinde fevkalade ‘sıkıntılı’ işlere bulaştılar. Bilginin ve teknolojinin dünyayı yönlendirdiği ve derinden etkilediği bir zaman diliminde, maalesef, Müslümanlar çağın gereklerini ne ekonomik ne siyasi ne de kültürel manada anlayabildiler. Bu durumdayken, kendi hâkimiyetlerini kurmanın verdiği ve gücün zehirlediği çoğu dini grup önderlerinin kitleleri esir alan uyuşturucu etkisini görmezden gelemeyiz. Maalesef, dinin, bireylerin saltanatlarını kurmasının aracı olarak kullanılmasına şahit olduk. Bu yapılardaki yanlışlara itiraz eden küçük çaptaki ilahiyatçı veya düşünür tukaka edilerek çeşitli söylemlerle itham edildiler.
İşte bu oluşumlardan ortaya çıkan bazı cemaatlerin üyeleri, memleketin tüm değerlerini alt üst etme ve kendi hegemonyalarını gerçekleştirme teşebbüsünde bulundular.” -Tamer Yazar-