Çanakkale Savaşı’nda, Yarbay Mustafa Kemal (Atatürk), Anafartalar Komutanlığı’nı devralmak üzere, Kemalyeri’nden Anafartalar’a doğru hareket eder. Savaş günlüğüne şunları yazar: “8/9 Ağustos 1915 gece yarısından önce saat 11.30’da (23.30), gecenin karanlıkları içinde, 19’uncu Tümen karargâhından hareket ettim. Kemalyeri civarından Kocadereköy kuzeyine çıktım. Dört aydan beri ilk kez bir dereceye kadar saf hava soluyordum. Gerçekte, Arıburnu bölgesinin ateş hattında ve orada karargâhlarda yaşayanların soluduğu hava, insan cesetlerinin kokmasıyla niteliğini kaybetmiş bir hava idi.” (1)
Yarbay Mustafa Kemal (Atatürk), 10 Ağustos 1915 günü Conkbayırı Saldırısı anını günlüğüne şöyle kaydeder: “Gün doğmak üzere idi. Çadırımın önüne çıktım. Hücum edecek askeri görüyordum. Oradan hücumu yönetecektim. Gecenin karanlık perdesi tamamen kalkmıştı… Saatime baktım. Dört buçuğa geliyordu. Birkaç dakika sonra, ortalık tamamen ağaracak ve düşman askerlerimizi görebilecekti. Tümen komutanı ve bizimle beraber bulunanlarla hücum safının önüne geçtik. Gayet seri ve kısa bir denetleme yaptım. Yüksek sesle askerlere selam verdim ve dedim ki: ‘Askerler, karşımızdaki düşmanı yeneceğinize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Önce ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız.’ Komutan ve subaylara da, işaretim için askerlerin dikkatini çekmelerini emrettim. Ondan sonra hücum safının önünde bir yere kadar gittim ve oradan kırbacımı havaya kaldırarak hücum işaretini verdim. Süngüleri ve bir ayakları ileri uzatılmış olan askerlerimiz ve onların önünde tabancaları, kılıçları ellerinde subaylarımız kırbacımın aşağıya inmesiyle demirden bir kitle halinde aslan gibi ileri atıldılar. Bir saniye sonra düşman siperleri içinde ilahi bağırtıdan başka bir şey işitilmiyordu… Düşman silah kullanmaya zaman bulamadı… Savaş meydanında saldırıyı seyrederken bir şarapnel parçası göğsümün sağ tarafına çarptı. Cebimde bulunan saati parça parça etti. Vücuduma nüfuz etmedi…” (2)
Düşmanı tamamen denize dökmek için, 1 Mayıs 1915 günü tüm cephe hattında yeni bir saldırıya karar verilir. 19’uncu Tümen Komutanı Mustafa Kemal, birlik komutanlarını Kemalyeri’nde karargâhında topladı ve özetle şu emri verdi: ¨İçimizde ve komuta ettiğimiz askerlerimizde, Balkan Savaşı utancının tekrarını görmektense, burada ölmeyi istemeyenlerin bulunacağını asla kabul etmem. Eğer böyle kişilerin olduğunu görürseniz onları derhal kendi ellerimizle kurşuna dizmeliyiz…” (3)
Yarbay Mustafa Kemal’in, 3 Mayıs 1915’te yayımladığı emir özetle şöyledir: “Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesinlikle bilmelidirler ki, bize verilen namus görevini tam olarak yerine getirmek için bir adım geri gitmek yoktur. Rahatlıkla uyumak yolunu aramanın, bu rahatlıktan yalnız bizim değil, bütün milletimizin ebedi olarak mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize önemle hatırlatırım. Bütün arkadaşlarımın fikir birliğinde olduğuna ve düşmanı denize dökmedikçe yorgunluk belirtisi göstermeyeceklerine şüphem yoktur.” (4)
25 Nisan 1915 sabahı, karaya çıkan düşmanı denize dökmek için, 57’nci Alaya verdiği emir: “Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir.” Bu emir, Savaş Tarihi’nde örneği bulunmayan bir liderlik destanıdır. Mustafa Kemal, bu muharebe için: ¨Bu öyle gelişigüzel bir taarruz değil, herkesin başarılı olmak veya ölmek azmi ile harekete çok istekli olduğu bir taarruzdur.¨ demiştir.
Çanakkale Mustafa Kemal’siz olur mu? Kemalyeri’ni, Arıburnu’nu, Conkbayırı’nı, Anafartalar’ı coğrafyadan silerseniz neden olmasın? Fakat o zaman, Çanakkale Muharebeleri diye bir savaş kalmaz…
Bir sonraki yazımızda Çanakkale Destanı’nı yazmayı sürdüreceğiz.
Kaynakça
(1), (2) Mustafa Kemal, Anafartalar Muharebatı’na Ait Tarihçe, TTK, Ankara, 1990.
(3) ATASE, ATAZB, Dos. 6-35, Def. 10, Fih. 1-7.
(4) ATASE, ATAZB, Dos. 6-35, Def. 11, Fih. 1-13.
YORUMLAR