Vekil HATİMOĞULLARI, Bakan DÖNMEZ’e, yarın Arsuz-Höyük’teki ÇED Toplantısını sordu:
İlimiz Arsuz ilçesi Höyük Mahallesi’nde yarın düzenlenmesi öngörülen Çevre Etik Değerlendirme Toplantısı’nın, pandemi koşullarında, Arsuz ilçesine özgü Kaymakamlıkça alınan kısıtlamaların dışında tutulması konusu, TBMM’nin gündemine getirildi. Adana’nın Hataylı Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Hatay halkının Arsuz’da maden sahaları istemediğini kaydederek, halkın sesine kulak verilmesini istedi. Arsuz halkının, krom madeni aranmasını istemediğinin bilindiği halde, 18 Mart Perşembe günü Höyük’te ÇED Toplantısı düzenleneceğini hatırlatan Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e ilettiği önergesinde şunları kaydetti:
“2019 yılının Temmuz ayından sonra, 78 ilde 2685 noktada yaklaşık 1 milyon 700 bin hektar büyüklükteki ruhsat alanları ihaleye çıkarılmıştı. Ekonomik kazancın, yaşamsal değerlerin önünde görülmesi ve telafisi imkansız olan zararlara neden olacak adımlardan imtina edilmemesi, hükümetin temel politikası haline geldi. Doğa talan politikaları, Türkiye’nin her tarafında, Maden Yasası’nın değiştirildiği 2004 yılından bugüne hızlanarak devam etmektedir. Türkiye’deki ormanlar, tarım alanları, meralar; maden arama ve işletme yoluyla ticari yatırımlar, yandaşlara rant oluşturma hesaplarıyla özel kişi ve kuruluşlara/uluslararası sermayeye verilmektedir.”
Söz konusu yeni maden sahaları ile beraber ormanların, sulakların, tarım alanlarının ve meraların tehdit altına girdiğine, bölge ekosisteminde geri dönüşümü mümkün olmayan zararlar verileceğinin aşikar olduğuna dikkat çeken Hatimoğulları, ayrıca söz konusu maden ocaklarıyla, Anayasa’nın 56. Maddesi’nde belirtilen, yurttaşların “sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı”nın da ihlal edilmekte olduğunu vurguladı.
Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, en kısa zamanda, ekolojiyi tehdit eden bu denli büyük bir madencilik politikasından vazgeçilmesi gerektiğini belirtti. Hatimoğulları; Toprağın ve bitki örtüsünün göreceği zararlar, yer altı sularının kirlenmesi, hava kirliliği, tarımsal alanların yok edilmesi gibi sonuçlar doğuracak olan maden sahaları/ocaklarının iptal edilmesi gerektiğini söyledi.
Bugün Arsuz’da yaşayan yurttaşların, doğa ve yaşam savunucularının, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının, doğanın ölümü demek olan maden ocağına karşı yaptıkları bütün itiraz ve şikayetlere rağmen, doğa aleyhine sürecin işletilmek istenmesini eleştiren Hatimoğulları, “suyumuza, doğamıza, yaşam alanlarımıza dokunmayın!” haykırışlarını duymazdan gelen yetkililerin, ülkemizde ve bölgede artan korona vaka sayıları ve bizlere karşı her fırsatta gerekçe olarak sunduğu pandemiyi bu kez görmezden gelerek, ÇED Toplantısı’nı yapmaya kalkıştıklarını vurguladı.
Hatimoğulları, Arsuz Kaymakamlığı’nın 11 Mart tarihli kararı ile bütün eylem ve etkinlikleri pandemi gerekçesi ile 15 gün boyunca yasakladığına dikkat çekerken, “Sormak istiyoruz… Bahsi geçen ÇED Toplantısı, bu yasaklardan muaf mı tutuluyor? Herhangi bir etkinlikte bulaşan virüs, ÇED Toplantısı’nda bulaşmıyor mu? Yaşadığı yerde maden sahaları istemeyen halkın sesi kısılmak mı isteniyor?” sorularını sordu.
Tülay Hatimoğulları, açıkça maden ocağına karşı yapılacak eylemleri hedef alan bu yasağın derhal kaldırılması gerektiğini vurgularken, yetkililere, aldığı bu kararı geri çekmeleri çağrısında da bulundu. Arsuz’da maden ocaklarının istenmediğinin altını çizen Hatimoğulları; doğaya, suya, ormanlara ve yaşam alanlarına sahip çıkacaklarını belirterek, sözlerine son verdi. -Cemil Yıldız-