Laiklik ilkesinden uzaklaşılabilmesi için adımlar atılmak istenirken,
Ülkenin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabilmesi için, Atatürk ilke ve devrimleri yerine, ülkeyi çağın gerisine götürecek olan tutum ve davranış içinde olanların seslerini yükseltmek istedikleri bir ortamın oluşturmaya çalışıldığı yolunda adımlar atılmak istenirken,
Birçok ülkenin örnek aldığı köy enstitüleri ülkemizde kapatılırken,
Milli Eğitimin yerleşmiş ve belli bir istikamet doğrultusunda hareket edilmesini gerektirecek olan çağdaş bir eğitim politikası gerçekleştirilememişken ve bu nedenle de milli eğitimdeki uygulamalar sık sık değiştirilmek suretiyle yöntem arayışında bulunulurken,
İstanbul’da imzalanmış bulunan İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN inandırıcı hiçbir neden ve gerekçe olmaksızın çıkılırken,
Elbette ki ülkede, bir takım olumsuz olaylar meydana gelebilir, elbette ki başta kadına yönelik şiddetler, cinayetler olmak üzere tüm canlılar için şiddet haberlerinin artmasına neden olan bir ortam oluşabilir.
Zamanında bu durumu gören, anlayan ve ilerde olası tehlikelerin meydana gelebileceğini hisseden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları,bu nedenle eğitime büyük önem vermişlerdi..
Birçok kez yazdığımız ve hatırlattığımız üzere, Cumhuriyet henüz 5 ayını doldurmamış iken, tevhid-i tedrisat yasası yürürlüğe konulmak suretiyle bu doğrultuda en önemli adım atılmış idi.
Yine ülkemizin bağımsız bir devlet olabilmesi için gerekli olan ekonomik ve kültürel bağımsızlığımızın da kazanılabilmesi yolunda önemli girişimler yapılmış idi.
O günden bu güne aradan yıllar geçti.
Cumhuriyetin temelleri öylesine sağlam atılmış idi ki; geriye gidiş isteklilerinin seslerini kısmen de olsa yükseltebilmelerine rağmen başarı şansı olamamıştı.
Ancak son zamanlarda, başta kadına yönelik şiddet hareketleri olmak üzere, ülkenin çeşitli yörelerinden ürkütücü şiddet haberlerinin gelmekte olduğunu üzüntü ile görüyoruz.
Çeşitli nedenlerle gündemin değişmesi sırasında, kadına yönelik şiddet hareketleri zaman zaman ikinci plana düşse bile, hemen yeniden gündemin ilk sıralarında yerini almaya devam ediyor.
Yasalarımızda yapılan çeşitli düzenlemelere rağmen, bu tür şiddet hareketlerinin artmakta olmasının kökeninde, cehaletin yattığını görüyor ve anlıyoruz.
Elbette ki bir okulu bitirmek, bir üniversiteden mezun olmak önemli bir aşamadır. Ancak diploma sahibi olmakla, cehaleti ortadan kaldırmak, çağdaş bir anlayışa sahip olmak için yeterli değildir. Bunun için iyi bir eğitim alma, düzenli bir milli eğitim politikasının uygulanması suretiyle cehaleti saf dışı bırakarak eğitimli bir birey olabilmenin yollarını arayıp bulmak gerekir.
Eğer bunlar yapılır ve ödün verilmeksizin gereken adımlar atılır ise, başta nefretle lanetlediğimiz kadına yönelik şiddet olayları olmak üzere, tüm şiddet olaylarının azalacağını, asgariye ineceğini ve zaman içerisinde yok denecek bir düzeyde kalacağını akıldan çıkartmamak gerekir.
Yeter ki çağdaşlığı yakalayalım, okumuş olmayı yeterli bulmayıp eğitimli bir toplum olabilmenin yol ve yöntemlerini bularak uygulamaya geçirelim.
Bunlar yapılırsa, bilinmelidir ki; başta kadına yönelik şiddet hareketleri olmak üzere, vicdanları sızlatan, toplumu üzen bütün olumsuz hareketlerin önüne geçilebilecek ve bu nedenle de yüzlerde tebessüm eksik olmayacaktır…
YORUMLAR