Ekonomideki sıkışıklık giderek etkisini arttırıyor.
Bir yandan lüks içinde yaşam, öte yandan geçim derdi.
İşte bu ortam içinde günü kurtarabilmek için, yönetenler kendi anlayışlarına göre çeşitli yollara başvuruyorlar, ama sonuç, sıfıra sıfır elde var sıfır. Hatta elde var sıfır bile değil.
Enflasyonun düşeceği hesaplanması ile alınan tedbirler, aksine dar gelirli için geriye tepiyor.
Tüm hızıyla fiyatlar yukarı doğru çıkarken, ekonomik sıkıntıda aynı oranda ülke ekonomisini zorlamaya ve hatta sarsmaya devam ediyor.
Bir tarafta küçük bir sayıdaki insanlar lüks içinde bir yaşam sürerken, öte yandan büyük bir çoğunluk günü kurtarabilmenin çabası içinde.
Böylesi bir ortamdan kurtulabilmek için karar alma mevkiinde bulunanların örnek olması ve örnek olacak tutum ve davranış içine girmeleri gerektiği de kendini net bir şekilde gösteriyor.
Ama ne yazık ki; bunun aksine bir tutumun izlendiği alınan kararlardan, yapılan uygulamalardan anlaşılıyor.
Örnek olması gerekenlerin, kendi anlayışlarına göre aldıkları tedbirler ters sonuç verdiği için alınan kararlarında, yapılan uygulamalarında örnek olma durumu ortadan kalkıyor.
Dünya bir ekonomik krizin içinde çalkalanıp duruyor.
Elbette ki bu krizden ülkemizde payına düşeni alıyor.
İşte böylesi bir ortamda çok dikkatli hareket edilmesi, alınacak kararların artısı ve eksisi hesaplanmak suretiyle yaşama geçirilmesi bir zorunluluk halini almaktadır.
Elbette ki lüks bir hayat sürenler için bu sıkıntı hissedilemez. Onlar yalılarda, köşklerde, saraylarda yaşadıkları için ekonomideki bu krizin dar gelirliyi ne kadar etkilediğini göremezler.
Ama meşhur bir söz vardır: Çeken bilir.
İşte bu sıkıntıyı çekenler, durumun bir an evvel düzelmesi için gereken inandırıcı önlemelerin alınması yolunda adımlar atılmasını istemekte ve beklemektedir.
Tüm dünya bu bekleyiş içinde kendini yönetenlerin alacağı ve aldığı kararları izlemekte. Yönetenlerden yol gösterici ve sonuç verici kararlar almak suretiyle sıkıntının ortadan kalkması için gerekenleri yapmasını istemektedir.
Böylesi bir ortamın dünyada var olduğu gibi, ülkemizde de var olduğunu görmek ve bilmek suretiyle herkesin gereken adımları atması, gereken kararları alması ve gereken yollara başvurması suretiyle sıkıntının en az zararla atlatılabilmesi için gerekeni yapması zorunluluğu, kendini net bir şekilde göstermektedir.
Az gelişmiş ülkelerde ekonomik sıkıntının ve krizin etkisi kendini daha çok hissettirir.
Bu nedenle; fiyatlardaki yükseliş dar gelirliyi daha çok etkiler .
Bu nedenle; enflasyondaki yükseliş dar gelirliyi daha çok zorlar.
Bu nedenle; ekonomideki kriz dar gelirliyi daha çok rahatsız eder.
İşte yönetenlerin bu durumu bilmesi ve görmesi suretiyle kararlar alması zorunluluğu kendini daha çok gösterir.
Örnek olması gerekenlerin bu gerçekleri görerek ekonominin kuralları doğrultusunda hareket etmesini ve kararlar almasını görmeleri ve bilmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Eğer ekonominin yerleşik kuraları doğrultusunda hareket edilir ve kararlar alınırsa, ekonomideki sıkıntı en az zararla sonuçlanır ve böylece örnek olması gerekenler ileriki günlerde takdirle anılır ve aranır.
Bunun için bunları hatırlatma ve uyarı görevimizi yerine getirme gereğini duyuyoruz. Yönetenler ile yönetime talip olanların, bu gerçeği görmek suretiyle konuşması ve kararlar alınacağının açıklanması gerektiğini de hatırlatıyoruz.
Bizden hatırlatması ve uyarması. Gerisi karar alıcılar ile karar alma görevini üstlenmek isteyenlere kalmıştır…
YORUMLAR