Milletvekili Şahin, konuyla ilgili kanun teklifini Meclis Başkanlığı’na sundu
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hatay Milletvekili Av.Suzan Şahin, cemevlerine resmi olarak ‘ibadethane’ statüsü verilmemesini eleştirerek kanunda düzenleme yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na kanun teklifi verdi.
Anayasa’nın 24’üncü maddesi ile herkesin din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeden kanun önünde eşitliğini tanımlayan 10’ncu maddesi gereği cemevleri ve diğer ibadethanelere de resmi olarak ibadethane statüsü verilmesi gerektiğini belirten Şahin, ‘‘Yaşadığımız coğrafyanın kadim inançlarından Alevi inancı tarih boyunca pek çok ayrımcılığa maruz kalmış ve hala da kalmaktadır. Alevilerin ibadet yeri Cemevi’dir. Devlet, laiklik ilkesi doğrultusunda ülkemizde yaşayan tüm dinlerin ve mezheplerin ibadet yerlerine eşit yaklaşması gerekmektedir. Bu nedenle muhtelif kanunlarda geçen ‘ibadet yeri’ tanımı arasına ‘Cemevi’ ifadesi eklenerek Alevilerin ibadet yeri net bir biçimde ortaya konulmalıdır. Bu sadece cemevleri için değil, kilise, sinagog, havra ve benzeri yerler içinde yapılmalı’’ dedi.
Kaçınılmaz bir hak …
Devletin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliğini tanımlayan Anayasa’nın 2’nci maddesi, herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyeti ile ibadet, dini ayin ve törenlerin serbest olduğunu belirten Anayasa’nın 24’üncü maddesi ile herkesin din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeden kanun önünde eşitliğini tanımlayan 10’ncu maddesi gereği cemevlerine de ibadethane statüsü verilmesi gerektiğinin altını çizen Hatay Milletvekili Suzan Şahin, ‘‘Alevilerin Türkiye’de yaşayan diğer tüm inanç grupları gibi ibadetlerini serbestçe yapabilmeleri, ayrımcılığa maruz kalmamaları ve toplumsal uzlaşmanın gereği olarak Anayasa’nın eşitlik ilkesi yönünden cemevlerinin ibadethane olarak tanınması kaçınılmaz bir haktır. Türkiye’de bulunan yüzlerce cemevi kanun önünde resmi olarak ibadethane olarak tanımlanmadığından, belediyelerin insafına bırakılmış, vatandaşların bağış ve yardımlarına mecbur bırakılmakta, birçok yerde ısınma, elektrik, su gibi giderleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Devletin dini, mezhebi olmaz, aksi halde bu ‘laiklik ilkesi ile çelişir. Devlet tüm inançlara eşit mesafede yaklaşmalı, vatandaşlarının ibadet hakkı için gereken sorumlulukları yerine getirmelidir. Bu sorun derhal çözülmeli, bu ayıba son verilmelidir’’ dedi.
Cemevleri Hukuken İbadethanedir …
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin 9. maddesinin, “Devletin neyin din, ibadet ve ibadethane sayılacağına karar vermesinin laiklik ilkesi ile çeliştiğini” söylediğini ifade eden Suzan Şahin, ‘‘Anayasamızın emredici hükümlerinin dahi üstünde yer alan AİHM’nin 26 Nisan 2016’da verdiği ‘hüküm’ gereğince cemevleri zaten hukuken ibadethanedir’’ dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına TBMM’nin, din ve vicdan hürriyetinin serbestçe icra edilmesi için gereken düzenlemeleri yapma ve tedbirleri alma yükümlülüğü bulunduğunu, AKP hükümetinin de meclisin yaptığı bu düzenlemeleri uygulamak zorunda olduğunu belirten CHP’li Şahin, mevcut sorunun çözümü için meclis gündeme alınması gerektiğini söyledi.
Tanınan avantajlardan mahrumiyet …
Yaptığı açıklamada ‘‘Türkiye’nin de tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 9’uncu maddesinde, “Herkes, düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir; bu hak, din ve inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık ve kapalı ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğüne sahiptir” denildiğini hatırlatan Şahin, ‘‘Uluslararası sözleşmelerin ayrımcılık yasağını tanımlayan 14’üncü maddesinde de hiçbir, din, siyasal ve diğer kanaate ayrımcılık yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Alevi vatandaşlarımız da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) açtıkları davalarda Türkiye’de cemevlerinin ‘ibadethane’ olarak kabul edilmediği için iç hukukta tanınan avantajlardan mahrum bıraktığına işaret eden çeşitli mahkeme kararlarında; bunun AİHS’nin 9’uncu ve 14’üncü maddesine aykırı olarak birçok kez Alevilere ayrımcılık yapıldığı ifade edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90’ıncı maddesinde; Türkiye’de yürürlüğe konmuş uluslararası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu, Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulamayacağı, milletlerarası antlaşma ile Anayasa’nın aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde milletlerarası antlaşmanın esas alınacağı hükme bağlanmıştır..’’ ifadelerini kullanan Şahin AKP hükümetlerini eleştirdi.
Camilere gitmeyen faturaların Cemevlerine gitmesi ayrımcılık
CHP olarak, Türkiye’de yaşayan tüm dinlerin ve mezheplerin ibadet yerlerinin kanun önünde açık olarak tanımlanması gerektiğini savunduklarını ve kanunlarda geçen ‘ibadet yeri’ kavramına açıklık getirilerek, yaşanan tartışmaların sona erdirilmesi için birçok kez konuyu meclis gündemine taşıdıklarını söyleyen Suzan Şahin, “Sadece evlere dükkanlara değil ibadethanelere de fahiş elektrik, su doğalgaz faturaları geliyor. Defalarca kanun teklifi verdik. Cemevlerine resmi olarak ibadethane statüsü verilmesini istedik. İster kabuk edil ister etmeyin cemevleri ibadethanedir. İbadethanelerden ise elektrik, su, doğ parası alınmaması doğrudur. Camilere gitmeyen faturaların Cemevlerine gitmesi ayrımcılıktır. Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesinin hem de elektrik, su doğalgaz gibi faturalarının camiler gibi devlet tarafından ödenmesini isiyoruz. Bu nedenle bir kanun teklifi vererek, halen uygulanan tüzük ve yönetmeliklerin kanunlara göre yeniden düzenlenmesiyle cemevlerinin yasal statüye kavuşması amaçlıyorum” dedi.
Mehmet ÖZGÜN