Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Cevapsız sorular artıyor: Hakan Tosun’a Ne Oldu?

Türkiye, doğa savunucusu ve gazeteci Hakan Tosun’un beyin ölümünün gerçekleştiği

Türkiye, doğa savunucusu ve gazeteci Hakan Tosun’un beyin ölümünün gerçekleştiği haberiyle sarsıldı. Ekoloji hareketinin simge isimlerinden biri olan Tosun’un ölümüne dair yürütülen soruşturmanın kapsamı, kamuoyunda derin bir yankı uyandırdı.

Hakan Tosun’un Ardından Ülke Yas Tutuyor

Türk ekoloji camiasının tanınan ismi, gazeteci ve ekolojist Hakan Tosun, beyin ölümünün gerçekleştiği haberinin ardından tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Dün akşam saatlerinde Çam ve Sakura Hastanesi’nden yapılan açıklamayla doğrulanan ölüm haberi, çevre örgütleri ve siyasi partilerden büyük tepki gördü.

Tosun’un uğradığı saldırı sonrası beyin kanaması geçirdiği açıklanmıştı. O günden bu yana kamuoyunun aklındaki en büyük soru aynı: “Hakan Tosun’a ne oldu?”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Doğayı, hakikati ve yaşamı savunan gazeteci, belgeselci Hakan Tosun’u uğradığı alçakça saldırı sonucu kaybettik. Samandağ’dan Akbelen’e uzanan mücadelesi hepimize ilham verdi. Bu insanlık dışı saldırı tüm yönleriyle aydınlatılmalı, failleri derhal adalet önüne çıkarılmalıdır.”
Suiçmez’in sözleri, Tosun’un çevre mücadelelerindeki simgesel rolünü bir kez daha gözler önüne serdi.

Siyasilerden ve Ekoloji Örgütlerinden Tepki

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, sert bir açıklamayla tepki gösterdi:

“Bir gazeteciyi, direniş hafızasını tarihe kaydeden bir yurttaşı sokak ortasında döverek katlettiler. İçişleri Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve Emniyet Genel Müdürlüğü neden sessiz? Hakan Tosun’a ne oldu? Aileye neden 27 saat sonra haber verildi?”
Koca’nın açıklaması, olayın aydınlatılması yönündeki toplumsal baskıyı artırdı.
Polen Ekoloji Kolektifi ise “Ona yapılan saldırı hepimize yapıldı” diyerek tepkisini dile getirdi. Kolektifin açıklamasında, Tosun’un enerjisinin, çevre mücadelesinin en büyük motivasyonlarından biri olduğuna vurgu yapıldı:
“O, bizim hafızamızdı. Onun mücadelesini daha güçlü sürdüreceğiz.”

“Doğanın Sesi Susturulamaz”

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), yaptığı açıklamada duygusal ifadeler kullandı:
“Kamerasıyla doğanın, yaşamın ve hakikatin peşinde koşan dostumuz Hakan Tosun’u kaybettik. Kazdağları’ndan Akbelen’e, Kurtderesi’nden yankılanıyor: Ağaçlar, taşlar, kuşlar hep bir ağızdan soruyor: Hakan Tosun’a ne oldu?”
Bursa Su Kolektifi ise Tosun’un çevre hareketi için bir “yıldız” olduğunu belirterek, “Yeri doldurulamayacak ama bayrağı teslim aldık” açıklamasını yaptı.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) da Tosun’un ölümünden duyduğu üzüntüyü paylaşarak, “Onu doğa mücadelelerine verdiği destekle hatırlayacağız” ifadelerini kullandı.

Olayın Perde Arkası

10 Ekim’den beri haber alınamayan Hakan Tosun, Esenyurt’ta ailesinin yanına giderken saldırıya uğradı. Kafasına aldığı darbe sonucu yol kenarında baygın halde bulundu. Üzerinde kimlik bulunmadığı için hastaneye isimsiz olarak kaldırıldı ve ailesine uzun süre bilgi verilmedi.
Hastanede yapılan muayenede beyin kanaması geçirdiği ve yoğun bakımda tedavi altında olduğu açıklanmıştı. Ancak dün itibarıyla beyin ölümünün gerçekleştiği açıklandı.
Olayla ilgili iki kişi gözaltına alındı ve tutuklandı.

Çağdaş Hukukçular Derneği’nden (ÇHD) avukat Hakan Bozyurt, hastane önünde yaptığı açıklamada kamuoyuna çağrıda bulundu:
“Görüntüler ve tanık ifadeleri eksik. Elinde görüntü olan, olaya tanık olan herkes bize ulaşsın. Hep birlikte sormalıyız: Hakan Tosun’a ne oldu?”
Bozyurt’un bu sözleri, soruşturmanın derinleştirilmesi için toplumun duyarlılığını artırmayı hedefliyor.

Ekoloji Mücadelesi Bir Yoldaşını Kaybetti

Doğayı savunma mücadelesinde ön saflarda yer alan Hakan Tosun, belgeselleri, fotoğrafları ve haberleriyle Türkiye’nin dört bir yanındaki çevre direnişlerinin sesi olmuştu. Onun ölümü, yalnızca bir gazetecinin değil, doğanın da sesinin susturulması olarak değerlendiriliyor.
Bugün Nurtepe Cemevi’nde düzenlenecek taziye töreni, yalnızca bir veda değil; adalet ve hakikat arayışının da sembolü olacak.