Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fatih Ertürk
Fatih Ertürk

“CHP’nin ‘Terör” satrancı…”

 

CHP’nin “Terörsüz Türkiye” adı verilen ama aslında ve özünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yeniden seçilmenin yolunu açacak; gerekirse anayasal değişikliği gerektiğinde ise siyasal matematik anlamında destek sağlayacak komisyon çalışmalarına katılma kararı son derece önemli…

Birinci soru şu; “Terörsüz Türkiye” adı verilen sürecin kuruluşunda, alınan kararlarda, yapılan görüşmelerde yer almayan CHP neden kendi dışında Cumhur İttifakınca kurulan ve aynı ittifakın beklentilerini karşılamaya yönelik bu komisyona katılma kararı aldı…

İkinci soru ise; “CHP bu komisyonu göndereceği komisyon üyelerini seçerken hangi kıstasları esas aldı. Çünkü siz ‘kaya gibi dimdik duracağınız’ bir komisyona yine kaya gibi dimdik duracak komisyon üyeleri göndermeniz lazım ki ortaya sürprize açık durum ve sonuçlar çıkmasın…

Birinci sorunun yanıtlarını şunda aramak lazım; “Özgür Özel bu komisyona katılmaya hani koşullar altında, hangi gerekçelerle ya da hangi kritik siyasi veya özel argümanlarla ikna edildi…?”…Eğer sözü edilen ve siyaset dilinde “siyasi şantaj” olarak da nitelendirilebilecek bu konularla ilgili olarak belediye başkanları, ya da belediye başkanlarının nasıl saptandığı konuları gerçekten varsa o zaman durum felaket…

Gelelim ikinci sorunun yanıtına…

Öncelikle CHP adına komisyona katılan milletvekillerine bir göz atalım; CHP’li komisyon üyeleri; Ankara Milletvekili Okan Konuralp, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Diyarbakır Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, İzmir Milletvekili Murat Bakan, İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, İzmir Milletvekili Mehmet Salih Uzun.

Komisyona katılan üyelerin niteliklerine baktığınızda; olaya Cumhuriyetin temel çıkarlarını gözeten, kuruluş ilkelerine bağlı kalan ve cumhuriyeti var eden temel kazanımları riske etmeyecek çerçeveden bakan isimleri bu komisyonun tümünü yansıttığını söylemek zor.

Yani CHP bu isimlerle komisyonda DEM’in çekingen ve utangaç bir destekçisi konumuna sürüklenebilir…

Bunu kimseyi suçlamak adına yazmıyorum; bütün bu komisyon isimlerini bire bir tanıdığım için söylüyorum…

Örneğin CHP Diyarbakır milletvekili Sezgin Tanrıkulu…Diyarbakır eski baro başkanı, STK’larda görev yapmış bir isim ancak Tanrıkulu’nun örneğin özerklik ya da federasyonu çağrıştıracak anayasa değişikliklerine karşı bir tutum almasını kimse beklemesin.

Örneğin Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski prensi önce RTÜK üyesi sonra milletvekili yapılan Okan Konuralp; Açılım ya da barış süreci denen ilk sürecin destekçilerindendir ve CHP içindeki DEM yanlısı ikinci isimdir.

Yine şimdiye kadar hiçbir politik etkinlikte izine pek rastlanmayan; öldürülen Diyarbakır eski Baro Başkanı Tahir Elçi’nin eşi CHP İstanbul milletvekili Türkan Elçi. Türkan Elçi’nin de bölgedeki sorunlara bakış açısı DEM’den çok farklı değildir.

Yine 10 Aralık hareketinden gelen Oğuz Kaan Salıcı Adıyaman Besni’li bir ailenin çocuğu olarak ve yaşama bakış açısıyla DEM çizgisine çok uzak bir isim değildir. Demokrasiye inanan, dürüst bir siyaset çizgisi vardır ama yaşama ve siyasete bakışı DEM’den uzak değildir.

Bursa milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu Tunceli kökenlidir. Hukukçudur. DEM’e çok uzak olmayan görüşlere sahiptir.

CHP İzmir milletvekili Gökçe Gökçen ve CHP İstanbul milletvekili Turan Taşkın Özer de hukukçudur.

Sonradan CHP’ye katılan İzmir milletvekili Salih Uzun da bir rötuş gereği komisyona yazılmış gibi görünüyor. İlk hazırlanan listede ismi yoktu. Çünkü Uzun;  CHP içindeki Atatürkçü-Ulusalcı kanada daha yakın bir çizgide siyaset yapıyor.

İşin özü; CHP katılmaması gereken bir komisyona belki Kürt kökenli yurttaşları küstürmemek belki de DEM’in desteğini ilk seçimlerde kaybetmemek uğruna katıldı.

Ama bunların hepsinden önce gelen soru şu;

“Özgür Özel ve yakın arkadaşlarını bu denli kritik, bu denli Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü tartışmaya açabilecek, bu denli uluslararası istihbarat kuruluşlarını el çırparak izlediği böyle bir oluşuma katılmaya hangi koşullar ya da hangi zorlamalar ikna etti…?”

Umarım bunların yanıtını Türkiye için çok geç kalmadan öğrenebiliriz….

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER