Cumartesi günü Hatay’ın bir daha ayrılmamak üzere anavatana katılışının 83. yıl dönümünü büyük bir coşku içinde kutladık.
Bundan 83 yıl önce 23 Temmuz 1939 tarihinde, Hatay anavatanına kavuşmuş ve böylece genç Türkiye cumhuriyetinin kurucusu olan Atatürk’ün beklentisi gerçekleşmek suretiyle 40 asırlık Türk yurdunun yabancı ellerde esir kalamayacağı tüm dünyaya duyurulmuş idi.
Bu nedenle kurtuluş yıl dönümümüzü kutluyor ve nice senelere diyoruz.
Yine Pazar günü genç Türkiye cumhuriyetinin tapusu olan Lozan barış antlaşmasının 99. yıl dönümünü de büyük bir coşku içinde kutladık.
Bundan 99 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde ve İsmet İnönü başkanlığındaki heyetin katılımı ile İsviçre’de yapılan görüşmeler sonucunda Lozan barış antlaşması 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmak suretiyle, genç Türkiye Cumhuriyetinin tapusu tüm dünyaya gösterilmek ve ilan edilmek suretiyle bağımsızlık meşalemizin sonsuza kadar yanması sağlanmış idi.
Lozan barış antlaşması ile birlikte kapitülasyonlar sona ermiş, Sevr antlaşması geçersiz kılınmak suretiyle bağımsızlık senedi imzalanarak, Genç Türkiye Cumhuriyetinin dünyanın saygın ve etkin devletleri arasında yerini alabilmesi gerçekleşti.
Bu nedenle Lozan barış antlaşmasının değeri ve önemi kelimelerle anlatılamaz ve ifade edilemez.
Bazı kendini bilmezler, bazı art düşünce sahipleri, Lozan barış antlaşmasının gizli maddelerinin bulunduğunu ve 100. yılla birlikte bu maddelerin yürürlüğe gireceğini, sinsi bir şekilde gündeme sokmaya çalışışsalar bile bilinmelidir ki, Lozan barış antlaşmasının gizli saklı hiçbir şeyi yoktur. Bu antlaşma dün olduğu gibi bugünde ve bugünden sonrada tüm canlılığı ile varlığını sürdürmeye devam edecektir.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan barış antlaşması ile genç Türkiye Cumhuriyetinin tapusu üzerindeki tüm kısıtlamalar kaldırılmıştır.
Lozan barış antlaşması ile, sadece siyasi bağımsızlığımız değil, ekonomik ve kültürel bağımsızlığımız da kazanılmıştır.
Lozan barış antlaşması ile, tüm sınırlarımız içinde her türlü hak ve yetkiye sahip olmak suretiyle, onları kullanma, onlar üzerinde tasarruf edebilme ve alınan kararları uygulamaya geçirime hak ve yetkisi de kazanılmıştır.
Bu nedenle Lozan barış antlaşmasının değerini çok iyi bilmek, anlamak ve bu antlaşmanın hiçbir koşulda değişmesine izin vermeyecek tutum ve davranış içinde bulunmak gerekir.
Bu antlaşma ile sınırlarımız güvence altına alınmış, bu antlaşma ile her türlü hakkı koruma ve kullanma yetkisi kazanılmıştır.
Bu nedenledir ki; kurtuluş mücadelesinden sonra kazanılan en büyük zaferlerden biride Lozan barış antlaşması olduğu hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Bundan 99 yıl önce imzalanmış bulunan Lozan barış antlaşmasının yıl dönümünde, bu gerçekleri görmek ve hatırlatmak gerekliliğini duyuyoruz. Çünkü sayıları azda olsa, genç Türkiye cumhuriyetinin varlığına tahammül edemeyen bir anlayışa karşı bu antlaşmanın dünya durdukça yaşamaya devam edeceğini hatırlatmakta yarar görüyoruz.
Lozanla imzalanan bu barış antlaşması ile; kurtuluş mücadelesinin başarı ile sonuçlandığı, tescil edildiği gibi, Anadolu’nun her karışında serbestçe tasarruf edebilme, her alanda dilediği adımı atabilme, dilediği kararları alabilme hak ve yetkisine kavuşulduğunu unutmamak gerekir.
Bu anlayış içinde; Lozan barış antlaşmasının 99. yıl dönümünü idrak ettik.
Bu anlayış içinde; Lozan barış antlaşmasının önemini bir kez daha anladık.
Bu anlayış içinde; her konuda bağımsız olabilmenin önemini idrak ettik.
Bu anlayış içinde; dünyanın saygın ülkeleri arasında yerimizi aldık.
Bu anlayış içinde; tüm hak ve yetkilerimizi hiçbir sınır tanımadan kullandık.
Bu anlayış içinde ; çifte bayramımızı coşku ile kutluyoruz…
nabiinal@hotmail.com