Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Bekir ATAHAN

Çıkan Yangınlar Sonrasında

Ülkemizde yoğun olarak çıkan orman yangınları, içimize büyük bir sıkıntı düşürüyor. Bunun birinci nedeni, yanan bölgede yok olan yeşil alanlar ve ekosistemdir. Fevkalade üzüntü verici bir durum.

Bir diğer nedeni ise deniz kenarına yakın ormanlarda yangın sonrası oluşan betonlaşma. Daha önceki yazımda da ifade ettiğim gibi, maalesef bu konuda sicilimiz çok kötü. Yanan bölgelerin bir kısmına baktığımızda, bazı bölgelerde içimize sinmeyen şekilde betonlaşmalar oluştuğunu görebiliyoruz.

Dün tarihli İsmail Saymaz’ın haberi çok önemli. İsmail Saymaz, Marmaris İçmeler’de bir şirketin yangın çıkan bölgede, hemen yangınlar sonrasında otel-marina inşaatı için gerekli adımları attığını, bununla ilgili de Marmaris Kent Konseyi üyelerinin Muğla İdare Mahkemesi’nde yürütmenin durdurulması için dava açtıklarını belirtmiştir.

Bu çok tehlikeli bir durumdur. İçimiz yanarken, o ormanların tekrar geri dönüştürülmesi için milyonlarca insan milyonlarca TL para bağışlamışken böyle bir duruma müsaade edilmemeli.

Bu noktada, yine muhalefet partilerine önemli bir görev düşüyor. Muhalefet, denetim mekanizmasıdır. Muhalefet partileri üyeleri de süreci iyice araştırmalı, farklı bir gözden denetim ile topluma bilgi vermelidir.

Aynı şekilde, bu iddiaları iktidar partisi mensupları da değerlendirmeli, yurttaşlara bu konuda gerekli açıklamaları yapmalıdırlar. Tepkisiz kalınması gibi aksi bir halde, yanan ormanlardaki betonlaşma konusundaki tedirginliğimiz meşruiyet kazanacaktır.

Süreci, toplumumuzun tüm kesimleri yakından takip etmelidir.

12 EYLÜL DEMEK

Üzerinden 41 yıl geçti. Hala tartışmaların odağındadır. Bu darbe sonrası 650 bin kişi gözaltına alındı, 52 bin kişi de tutuklandı. 14 kişi cezaevlerinde açık grevlerinde, 170 kişi sorguda ve ifadelerde uğradığı işkenceler ile, 49 kişi de idam edilerek yaşamını yitirdi.

Anayasa, uygulamadan kaldırıldı. Meclis, lağvedildi. Siyasi Partiler kapatıldı. Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş gibi siyasilere siyasi yasaklar getirildi.

Kitaplar, filmler yasaklatıldı. Sendikalar kapatıldı. Yaklaşık 100 bin kişi, örgüt üyeliğinden işlem gördü. 14 bine yakın kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.

Kısacası, insan hakları askıya alındı. Bu antidemokratik uygulamaların hesabı hukuk önünde soruldu mu? Hayır! Kimse, “ama dava açıldı, şu kişiler şu kadar yıl ceza yedi” demesin! Bu yapılan, hukuk önünde hesaplaşma değildir. Soranlara, “dostlar alışverişte görsün” dedirtmektir.

Hele ki Kenan Evren denen zatın birkaç diyaloğu var, akıllara zarar… Bunlardan biri, yaşı mahkeme kararıyla büyütülerek idam edilen Erdal Eren için söyledikleridir. Erdal Eren için, “asmayalım da besleyelim mi” demiştir. Sen mahkeme misin? Yargılama yapmadan neye göre ve hangi hakla, insanların ölümüne ve yaşamına karar verecek yetkiyi kendinde buluyorsun?

Bir diğeri de, çok demokratmış gibi kendini gösterme çabası içindeyken, “ben ne sağa ayrım yaptım ne sola, idamlarda bir sağdan astık bir de soldan” cümlesini kurmuştur. Bu ne rezil, ne iğrenç bir zihniyettir! Bu, pis bir zihniyetin iğrenç cümleler ile dışa vurumudur.

İşin özü, 12 Eylül, ülkemiz demokrasisi üzerinden bir dozer gibi geçti. Hak ve özgürlükler rafa kaldırıldı, yüzlerce insan cezaevlerinde kayboldu. Daha nice despotluklar, zorbalıklar…

12 Eylül’ün iç yüzü budur ve bundan çok ötesidir…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER