Çok mu zor…

      Yıllar, aylar, haftalar ve günler birbirini kovalıyor.

      Ülke bir seçim sürecine girmiş durumda.

      Nöbet değişiminin olabileceği tarih yaklaşıyor.

      Bu nedenle muhalefette olanların iktidara geçme ihtimalleri net bir şekilde kendini gösteriyor.

      Bu ortam içerinde de karşılıklı söylemler, atışmalar ve hatta incitici olabilecek kelimeler havalarda uçuşuyor.

      Kimse yanlış yaptığını, hatalı kararlar aldığını ve bu doğrultuda hatalı adımlar attığını kabul etmiyor. Herkes karşısındakini yalan söylemekle, gerçekleri gizlemekle ve yanlış adımlar atmakla suçluyor.

      İşte böylesi bir ortam içerisinde 2023 seçimlerine giriliyor.

      Elbette ki; iktidarda olanlar doğru yaptıklarını söyleyecek ve savunacaklardır.

      Yine elbette ki; muhalefette olanlarda iktidarın yanlışlarını bulup ortaya koymak ve iktidara geldiklerinde neler yapacaklarını kamuoyuna açıklamak suretiyle kendilerini kanıtlamaya çalışacaklardır.

      Dikkat edilmesi gereken şey, bunlar yapılırken kırıcı olmamak ve karşısındakini yalancılıkla itham etmemek olmalıdır.

      Eğer bunlara dikkat edilirse, sertleşme yerine yumuşama, hırçınlık yerine sükunet, kırıcılık yerine kırıcı olmayan sözler kullanılmak suretiyle seviyeli bir seçim sürecinin yaşanacağı hatırdan uzak tutulmamalıdır.

      Kimse, yaptığının yanlış olduğunu kabul etmediği takdirde,

      Kimse ,her şeyi ben bilirim anlayışı ile hareket ettiği takdirde,

      Kimse, içinde bulunulan durumun yapılan yanlışlar sonucu oluştuğunu itiraf etmeme yoluna gittiğinde,

      Unutulmamalıdır ki; ortam sertleşir ve kırıcı söylemler havalarda daha çok uçuşmaya başlar.

      Bu nedenle ağızdan çıkanı kulağın duyması gerektiği sözünü bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz.

      Elbette ki iktidarda olanlar, bir dönem daha iktidarda kalabilmek, muhalefette olanlar ise iktidara gelebilmek için seçmenden oy isteyecek ve seçim anketlerinin lehlerine dönmesi yolunda çaba sarf edeceklerdir.

      Bunlar yapılırken, sert söylemler yerine daha yumuşak kelimeler kullanılmak suretiyle hareket edilirse,  ilerde yüz yüze gelindiğinde daha önce söylenenleri hatırlamak suretiyle nedamet duyma gerekliliği de kendini göstermez.

      Mesela bir örek verelim:

      Bir kişiye söylediği sözün yalan olduğunu hatırlatabilmek için, yalan söylüyorsun demek mümkündür. Ama o kişiye yalan söylüyorsun deme yerine, söylediğiniz sözler gerçeği yansıtmıyor demekte aynı anlama geliyor. Ama bu söz kırıcı olmaz, karşındakini incitmez, yeniden bir araya gelindiğinde yüzlerin kızarması gibi bir durum kendini göstermez.

      Seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde bunları hatırlatmakta yarar görüyoruz.

      Kamuoyu yoklamaları, yaşanan büyük ekonomik krizin de etkisi ile iktidar kanadı aleyhine sonuçlar verir şekilde açıklanıyor.

      Elbette ki son söz sandıktan çıkacak seçmen iradesine göre belirlenecek.

      Ama görünen o ki; bir nöbet değişimi söz konusudur.

      Bu nöbet değişimi sonucu iktidar kanadının muhalefet, muhalefet kanadının ise iktidara geçmesi kaçınılmaz gibi görülmektedir.

      Taraflar bunu değiştirebilmek için mümkün olan her yola başvurma suretiyle kararlar almakta ve adımlar atmaktadır.

      Böylesi bir ortamda, sertleşme yerine daha yumuşak sözler kullanmak suretiyle, ilerde yüz yüze gelindiğinde utanmamak için mümkün olan yapılmalıdır.

      Daha önceleri yazdığımız bir hususu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Kediler, birbirleri ile kavga ederken, bir ellerini gözleriyle kapatmak suretiyle hareket ederler.Bunun nedeni bir daha yüz yüze geldiklerinde utanmamak içindir.

      Bu nedenle de seçim çalışmaları sırasında, bu gerçeği hatırdan uzak tutmamak suretiyle, sert söylemler yerine kırıcı olmayan kelimeler kullanma yoluna gitme gerekliliğini hatırlatmakta yarar görüyoruz.

      Çok mu zor; yalan kelimesi yerine gerçeği yansıtmıyor demek…     

                                                                                                                              [email protected]