Hatayspor, Lig’de adeta sırat köprüsündeymiş gibi, en zorlu 90 dakikaya çıkıyor. Hafta boyunca teknik direktör değişikliği ile çalkalanan Bordo-Beyazlılarda, artık İLERİYE BAKMA ZAMANI… Takımın teknik direktörü zamansız ve şık olmayan bir şekilde görevden alındı diye gösterilen tepkilere, protestolara ve yaşanan küskünlüğe de artık bir son verme zamanı.
İlhan Palut, Hatayspor’da tarih yazdı. Başarılı maçlar çıkardı. Tarihinin en büyük zaferlerini yaşattı. Kendisine ne kadar teşekkür edilse azdır. Ancak bu demek değildir ki, “İlhan Palut ayrıldı” ya da “görevden alındı” diye ortalığı tozu dumana çevirmeye devam edelim… Bu hareket hem yanlış, hem de kulübün çıkarlarına hizmet eder nitelikte değil.
Unutmayalım ki, kişiler gelip geçici, ama kurumsal kimlik baki. Burada söz konusu olan Hatayspor’dur ve Hatayspor’un çıkarlarıdır. Kim ne derse desin; başarılı geçmişi, tartışılmaz teknik direktörlüğü, efendiliği ve insanlığı ile her daim hatırlanacak olan İlhan Palut’un Hatayspor devri artık sona erdi. Bugün olmasaydı, seneye ya da bir sonra ki seneye bir şekilde bu “son” denen tablo devreye girecekti. O nedenle, Hatayspor’u seven; yöneticisi, futbolcusu, taraftarı ile herkes, artık önüne bakmalı. Kurumsal olarak Hatayspor’un zarar göreceği davranışlardan itinayla kaçınmalı.
Hatayspor hepimizin. Kimsenin malı ya da tekelinde değil. İlhan Palut da, Lütfü Savaş da, mevcut Yönetim de, futbolcular da gelip geçici. Ancak Hatayspor, baki… Herkes yolcu, Hatayspor ise hancı…
Buraya kadar söylenenler noktasında eğer ki aynı fikirdeysek, Hatayspor’umuza zarara verecek davranışlardan kaçınmamız, küskünlüklerden vazgeçmemiz gerekiyor. “Maçlara gitmem”, “Passoligi yırtarım” türünden söylemler bu anlamda fevridir, sağduyuyla söylenmemiş söylemlerdir ve bu, sadece Hatayspor’a zarar verir. O zaman yapılması gerekeni biliyoruz!
Bu söylemler, yerini, Hatayspor sevgisi içeren sözlere bırakmalı, hem de bir an önce…
Bunun için de; sağduyulu, gerçek ve samimi tarafların yapacağı şey, yarınki maça gitmesi, Bordo-Beyazlı ekibi son dakikaya kadar desteklemesi, alınacak bir galibiyetin ardından da, kente takım döndükten sonra karşılaması ve Yönetime, Kulüp Başkanına olan güvenin devam ettiğini göstermesi…
Tabi yaşananları da kişiselleştirmeden, Hatayspor ve bünyesindeki Yönetim ve Futbolcular da, herkese pozitif bir bakış açısı ile bakmalı.
Hafta boyunca, kimi kesimlerce olayın siyasallaştırılmasıyla hedef tahtasına oturtulan Onursal Başkan / Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın, ateş çemberindeki bu takımı küme düşecekken kurtardığını ne çabuk unuttuk? Takımın yüksek miktardaki borcunun minimize edildiğini ne çabuk unuttuk?
Hiç kimse, hiçbir mülki amir, işadamı, siyasetçi ya da varlıklı, Hatayspor’a yardım elini uzatmazken, Lütfü Savaş’ın bu takımı kurumsallaştırma, tesislerini yenileme ve ekonomik bakımdan iyi yere getirme, Türkiye’de tanınan bir takım olması yolundaki çabalarını ve özverili desteklerini ne çabuk unuttuk?
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı ve Kulübün Onursal Başkanı Lütfü Savaş olmasaydı, Hatayspor belki de çok daha farklı bir konumda olabilirdi. İskenderunspor ve Kırıkhanspor Amatör Lig’e düştü. Türkiye’de Süper Lig’de kök söktüren Mersin İY, 3 sezon içinde Amatör Küme’ye düştü. Türkiye’de benzer vahim ve trajik düşüşler çok fazla. Lütfü Savaş olmasaydı, Hatayspor da belki bu örnekler arasında olabilirdi.
Özetle, olayı artık kişiselleştirmeden, ama bütünsel bakarak, Hatayspor’un ve kentimizin tek bileştirici unsurunun bu kuruluş olduğu gerçeğini de bilerek, herkesin Bordo-Beyazlı Kulübe daha fazla destek olması, gereksiz eleştirilere de bir an önce son vermesi gerekiyor. Bunun için de, yarınki Osmanlı maçına gitmekten vazgeçenler, kararlarını gözden geçirerek Başkent’e gitmeli, tribündeki yerini almalı ve Takıma daha çok destek olmalıdır. Bizlere de bu yakışır…
Foto. tar- köşe yazısı cemi yıldız fotosu
YORUMLAR