Türk Demokrasisi Zaten Hastaydı
Dünyaca ünlü ekonomist Daron Acemoğlu, Türkiye’nin mevcut demokrasi yapısının ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğunu ifade etti. 19 Mart’ta, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan süreci değerlendiren Acemoğlu, Türk demokrasisinin zaten hasta olduğunu söyledi. Ona göre, bu hastalık, İmamoğlu’nun suçlamalarla tutuklanmasından önce de mevcuttu ve bu durum, Türkiye’nin demokrasisinin ne kadar ciddi bir sorunla boğuştuğunu gözler önüne seriyor.
Acemoğlu, İmamoğlu’nun suçlamalarına ve tutuklanmasına rağmen, bunun yalnızca bir semptom olduğunu belirtti. Gezi Parkı olaylarından beri, Türkiye’de ilk defa yaygın halk protestolarının yükselmesi, bu hastalığın ne kadar derinleştiğinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Türk demokrasisinin, toplumun geniş kesimleri tarafından çok ciddi şekilde sorgulanır hale geldiği bir döneme girildiğini dile getiren Acemoğlu, bu süreçte Türkiye’nin geleceği için kritik bir dönüm noktasına gelindiğini ifade etti.
Türkiye İçin Yeni Bir Fırsat Penceresi: Avrupa mı, Yoksa Diğer Bloklar mı?
Daron Acemoğlu, Türkiye’nin Avrupa ile ilişkileri üzerine de dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin, Avrupa Birliği ve Avrupa Savunma Paktı ile entegrasyonunun artık imkansız olmadığını belirtti. Özellikle NATO’daki stratejik konumuna dikkat çeken Acemoğlu, Türkiye’nin bu süreçte Almanya, Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri için önemli bir ortak olacağını belirtti.
Bunun yanı sıra, Avrupa’nın yaşlanan nüfus yapısı ve Türk göçmenlerinin artan potansiyeli, Türkiye’nin Avrupa’ya entegrasyonunu daha az ürkütücü hale getirdi. Acemoğlu, Türkiye’nin Avrupa ile entegrasyonunun hem ülke ekonomisine hem de verimlilik artışına büyük katkı sağlayabileceğini ifade etti. AB üyeliği sürecinde yaşanan en yüksek verimlilik artışı da bu noktada örnek gösteriliyor.
Acemoğlu, Türkiye’nin bu yolu seçip seçmeyeceği konusunda belirsizlik olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu süreçteki kurumsal değişimleri nasıl yöneteceğinin belirleyici olacağını vurguladı. Ancak bunun için daha radikal bir kurumsal yaklaşım değişikliği gerektiği görüşünde.
Erdoğan’ın Siyasi Yönü: Radikal Değişiklik Gerekiyor
Daron Acemoğlu, Türkiye’nin Avrupa yolunda ilerleyebilmesi için siyasi ve kurumsal değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Bu değişikliklerin başında ise Erdoğan’ın mevcut politikalarındaki dönüşüm yer alıyor. Kürt siyaseti ile ilgili attığı adımlar ve iç siyasetteki kutuplaşma, Türkiye’nin demokrasisinin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor.
Acemoğlu, Türkiye’nin demokrasisinin gelişebilmesi için, Erdoğan’ın daha önce denediği gibi zamanla değil, çok daha derin ve radikal bir kurumsal değişiklik yapması gerektiğini belirtti. Aksi takdirde, Türk siyaseti daha da belirsizleşebilir ve çatışmalar derinleşebilir. Türkiye’nin Avrupa’ya yakınlaşmasının yolunun, sadece ekonomik ve askeri değil, aynı zamanda demokratik reformlardan geçtiği vurgulandı.
Amerika ve Dünya Düzeni: Trump’ın Etkileri
Acemoğlu, yazısında Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel politikalarını da ele aldı. Donald Trump’ın dünya düzenindeki etkilerini ve özellikle Rusya ve Çin ile olan ilişkilerini değerlendiren Acemoğlu, Trump’ın otoriter rejimlerle kurduğu ittifakların, Türkiye’nin dış politikasını da etkileyeceğini söyledi. Bu durum, Türkiye’nin gelecekteki siyasi tercihlerinde önemli bir etken olabilir.
Acemoğlu, ABD’nin liberal demokrasi değerlerinden sapmasının, global güç dengelerini değiştirebileceğini ve Türkiye’nin bu yeni denkleme nasıl entegre olacağı konusunda önemli sorular ortaya çıkardığını belirtti.
Siyasi Çıkmaz ve Geleceğe Dair Belirsizlikler
Acemoğlu’nun yazısında dikkat çeken bir diğer önemli nokta ise Türkiye’nin siyasi geleceğiyle ilgili belirsizliklerdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nasıl bir kurumsal değişiklik yapacağı, Türkiye’nin gelecekteki siyasi ve demokratik yapısını belirleyecek. Eğer Erdoğan bu değişimi gerçekleştirmezse, Türkiye’nin siyasetinde daha büyük bir çatışma ve belirsizlik yaşanabileceği öngörülüyor.
Türkiye’nin Siyasi Geleceği İçin Radikal Değişiklikler Şart
Daron Acemoğlu, yazısının sonunda, Türkiye’nin demokrasisini güçlendirebilmesi ve Avrupa ile ilişkilerini sağlam temellere oturtabilmesi için köklü değişikliklerin şart olduğunu vurguladı. Bu değişiklikler, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda demokratik kurallar ve halkın özgürlükleri üzerine yapılacak reformlarla mümkün olacak.