<strong>Davul zurna ile gönderilecekler!</strong>

Kalmak ve devam etmek isteyenler! Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı, 27 Ocak 2022 tarihi itibariyle 3 milyon 736 bin 91 kişi. Hatay ise bu kalabalığın 433 bin 683’lük kısmında duruyor. Ankara siyaseti, ara ara ‘onları, davul zurna ile göndereceğiz’ dese de, dinamikler, bunun hiç de kolay olmadığının altını çiziyor. Hatay’daki idarecilerin […]

Kalmak ve devam etmek isteyenler!

Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı, 27 Ocak 2022 tarihi itibariyle 3 milyon 736 bin 91 kişi. Hatay ise bu kalabalığın 433 bin 683’lük kısmında duruyor. Ankara siyaseti, ara ara ‘onları, davul zurna ile göndereceğiz’ dese de, dinamikler, bunun hiç de kolay olmadığının altını çiziyor. Hatay’daki idarecilerin konuyu sürekli ‘nüfus ve siyaset’ üzerinden baskılaması ise bu başlıkta duranları ötekileştiren ve toplumdan daha da uzaklaştıran riskleri beraberinde getiriyor.

“Geri dönmemiz isteniyor. Peki, nereye? Benim evim Halep’te! Bir başkasının Şam kırsalında! Ama herkesin, güvenli bölge denilen alanlara gitmesi isteniyor! Ankara, kendi üzerindeki baskıyı azaltmaya çalışıyor. Siyasetin eleştirilerini de bu şekilde azaltma peşinde ama… Bizim için çözüm bu değil! Asıl geri dönüş için Şam’ın, Suriye’nin kapılarını tümüyle açması gerekiyor. Ankara ve Şam el sıkışmadıkça da bu olmayacak, bunu biliyoruz. Bizleri hain gören bir rejime dönemeyiz, çocuklarımızı güvenle emanet edemeyiz. Bunu kimse bizden beklemesin!”

Antakya’da konuştuğumuz Suriyeli bir sığınmacının tespitinde duran ‘geri dönecekler mi?’ sorusunun çerçevesi, kendi beklentisini ortaya koyuyor. Zira Suriye’de, Mart 2011’de başlayan iç savaş gerekçesiyle Türkiye’de yıllardır yaşayan Suriyeliler açısından ülkelerine geri dönüş için sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlar yanı sıra, Şam rejimince yasal koşullar sağlanması da, ortak beklentiler olarak sıralanıyor.

-NE KADARI?-

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 10 Şubat 2022 tarihli verilerine göre; Türkiye’de “geçici sığınmacı” statüsünde 3 milyon 741 bin 251 Suriyeli bulunuyor. Bunun yanı sıra Suriyeli 107 bin 126 kişiye ise “kısa dönemli ikamet izni” verildiği kayıtlı. Türk hükümeti, Suriye’nin kuzey batısında askeri operasyonlarıyla güvenli bölge oluşturduğu görüşüyle “Afrin’den El Bab’a, Azez’den Mare’ye ve Çobanbey’e geri dönüş sağlandığı” açıklamasını yinelemekte. Bu kapsamda İçişleri Bakanı Yardımcısı ve Sözcüsü İsmail Çataklı, 4 Şubat 2022’de ülkesine geri dönen Suriyeli sayısını 484 bin 400 olarak açıkladı. İçişleri’nin açıklamaları itibarıyla 3 Kasım 2021’de 469 bin 170 ve 6 Aralık 2020’de ise 419 bin 40 Suriyeli ülkesine geri döndü.

Suriye’ye geri dönüşlerde, binlerce kişilik ciddi bir artış eğilimi gözlenmesiyle birlikte, özellikle muhalif siyasi partiler başta olmak üzere, Türkiye’de Suriyelileri ülkelerine geri döndürmek gerektiği yönündeki siyasi tartışma da gündemdeki yerini koruyor.

-GERİ DÖNÜŞ!-

Amerika’nın Sesi’nden Yıldız Yazıcıoğlu ve Murat Karabulut’un konuya ilişkin haberine göre, bu eğilim ve siyasi tartışmaların gölgesinde, Suriye Kardeşlik Sosyalleşme ve Yardımlaşma Derneği (Syrian Association for Citizens Dignity – SACD), geri dönüş sürecini akademisyenler ile birlikte “insani güvenlik” boyutuyla ele alan bir toplantı gerçekleştirdi.

Harran Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Kaya, SACD’ın toplantısı sırasında VOA Türkçe’ye değerlendirmesinde, Türkiye’nin kontrolü dışındaki bölgelerde, Şam rejimi ile diğer güçler kontrolündeki yerleşim yerlerinde geri dönüş koşullarındaki belirsizliğe dikkat çekti.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan SACD Program Müdürü Rudaina Alkhazam da, uluslararası toplum katkılarıyla güvenli koşullar sağlanabileceğini ve ancak ondan sonra Suriye’ye geri dönmeyi düşünebileceklerini söyledi.

SOLARIS (Social Leadership, Research, and Investigation Strategies) Derneği Başkanı Avukat Dinçer Alptekin de, Suriyelilere kendi ülkelerinde anayasal haklar için uluslararası anlaşmalar ile güvence sağlanması gerektiğini işaret etti.

-DÖNÜŞ ŞARTLARI!-

Hatay gibi yüksek oranda Suriyeli sığınmacı barındıran kentlerden biri olan Şanlıurfa’da, bu anlamda saha çalışması yürüten Akademisyen Doç. Dr. Mahmut Kaya, bu aşamada, Suriye’nin bütünü için geri dönüş olanağından söz edilemeyeceğini ifade etti. Kaya, “Çünkü geri dönüşle ilgili olarak, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin belirlemiş olduğu 22 eşik var. Çeşitli gözlemci, hakem kuruluşlar ve devletlerce sağlanacak teminatlar olması gerekiyor. Çeşitli konularda aflar çıkarılması gerekiyor. Göç eden grupların, kadın-erkek, çocuk bunların yasal haklarının, mülkiyetlerinin teminat altında olması gerekiyor. Ve söz konusu ülke ile diğer ülkeler arasında, bu geri dönüşe ilişkin bir anlaşma olması gerekiyor.

Bütün bu 22 kritere baktığımızda, maalesef bunların büyük bir kısmının gerçekleşmediğini görmekteyiz. Hatta bir derneğin yapmış olduğu bir araştırmada, bu 22 kriterden 16’sının gerçekleşmediği, sadece dördünün gerçekleştiği ve ikisinin de muğlak olduğu ortaya çıkmıştı.

Dolayısıyla, Türkiye’nin oluşturmuş olduğu güvenlikli bölgede kısmen şartlar iyi. Kısmen şartlar iyiye, geriye dönüş oraya sağlanabiliyor. Ama diğer bölgeler için şartlar bağlamında teminatlar olmadığı için, riskli görüyorum” dedi.

Türkiye’nin oluşturduğu güvenli bölge için, “Eğitim, sağlık, altyapı bir şekilde devam ediyor. Bizzat gittim, ziyaret ettim. Oraya, mesela geri dönmek isteyenler tabii ki çeşitli zorluklarla karşılaşabilir. Ama diğer bölgelerdeki risk ve tehditlerin en azından büyük bir kısmı telafi edilmiş durumda” diyen Kaya, Şam rejimince veya diğer bölgelerdeki kontrolü ellerinde bulunduran güçlerce, uluslararası kriterlere uygun teminatlar sunulmadığını dile getirdi.

-DÖNMEK İSTEMİYORUM!-

Saha çalışmaları itibariyle, Suriyelilerce ülkelerine geri dönme konusunda çok az istekli olunduğunu işaret eden Kaya, “Yani güvenlik, eğitim, sağlık, altyapı, can ve mal güvenliği, miras hakkının, buradaki evlilik ya da çocuklarla, gurbette doğan çocukların teminatları, vatandaşlık hakları gibi birçok şeyin muallakta olduğunu düşünerek ya da mevcut rejimin değişmediğini düşünerek, geri dönmeyi düşünmeyenler var.

Bir de şartlı geri dönmeyi düşünenler var… İşte, güvenlikli bölgeler ya da mevcut rejim değişirse, söz konusu 22 kriter gerçekleşirse ‘geri dönerim’ diye düşünenler var.

Suriyelilerin büyük bir kısmı, geri dönmeyi düşünmüyor. Bahsettikleri gerekçeler de gayet haklı” diye konuştu.

-İMKANSIZ!-

SACD Program Müdürü Rudaina Alkhazam da, “Fiilen gönüllü dönüş, Suriye’ye bu halde imkansızdır. Çünkü güvenli ortam hala yok. Suriyeliler, dönüşte birçok faktörden endişeleniyor. Hem emniyetli, hem sosyal, hem de ekonomik faktörler var. O yüzden de Suriyeliler filan geri dönüş düşünmüyor, kesinlikle. Geri dönüş halinde, güveni ortam kurmak lazım.

En fazla sayıda Suriyeli mülteciyi kabul eden Türkiye’ye ve Türk halkına her zaman minnettar kalacağız. Mesajımız, eve gitmek istediğimiz ve bunun olması için tüm Suriye’de güvenli bir ortamın oluşturulmasına ihtiyacımız olduğudur” açıklamasında bulundu.

-KAÇ KİŞİ?-

27 Ocak 2022 tarihi itibariyle; İstanbul’da 533.810, Gaziantep’te 460.779, Hatay’da 433.683, Şanlıurfa’da 427.818, Adana’da 255.916, Mersin’de 239.632, Bursa’da 183.710, İzmir’de 149.786, Konya’da 122.884, Kilis’te 106.825, Ankara’da 101.050, Kahramanmaraş’ta 95.543, Mardin’de 91.281, Kayseri’de 82.875, Kocaeli’de 56.232, Osmaniye’de 44.939, Malatya’da 31.735, Diyarbakır’da 24.202, Adıyaman’da 22.984, Batman’da 15.883, Sakarya’da 15.637, Şırnak’ta 14.909, Manisa’da 14.224, Denizli’de 14.023, Nevşehir’de 13.201, Elazığ’da 13.076, Tekirdağ’da 12.523, Afyonkarahisar’da 12.382 ve Muğla’da 11.529 Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Bu iller,10 binin üzerinde sığınmacı muhafaza eden şehirler olarak dikkat çekiyor.

Tamer Yazar

Exit mobile version